Köktendilci miyim köktendinci miyim

Asım Gültekin

Şair Ahmet Murat’ın Hikayem Ne Tuhaftır ismini verdiği bir kitabı var. Benim hikayem bilmiyorum tuhaf mıdır ama hikayem her ne idiyse, ne ise ve ne olacaksa onu yazıyor, yaşıyorum.

Bir süredir, 2010 yılından beri kelimeler üzerine yazılar yazıyorum, Türkçe kelimeler üzerine. 2016’dan beri ise bu yazıları düzenli olarak Karar gazetesinde yazıyorum. Bu süreçte memlekette gazetelerde dil üzerine yazanlar azaldı. Kimisi vefat etti, kimisi yurt dışına kaçtı, kimisi ise gazetelerde değil de dergilerde dil yazıları yazıyor arada bir de olsa.

Tabii sadece Türkçe kelimelerin köküne dair yazılar yazmakla geçmedi, geçmiyor hayatım. İslamcı dergicilik ve gençlik faaliyetleri içerisinde, hareketli yıllar geçirdim. Amansız bir İslamcılık savunucusuyum. Eskiden de öyleydim, şimdi de öyleyim. İslamcılığın yok edilemeyen ve yok edilemeyecek ana hattının ne siyaset olduğunu ne de gelenekçilik ve modernistlik meseleleri üzerine tartışıp duranlar olduğunu düşünüyorum.

İslamcılığın yerli bir hareket olmadığını söyleyenlere hiç katılmadım. Gelenekle bağları kopuk kimi İslamcı arkadaşlar gördüm ama İslamcılığın Anadolu topraklarındaki Müslüman öncülerden, alimlerden, fazıllardan, ariflerden tamamen kopuk olduğuna ve olacağına hiç inanmıyorum. Hele hele, “İslamcı dediğin namaz kılmaz”, “Cuma çıkışı Amerikayı protesto edip sonra kola içer” tarzı yaklaşımların İslamcılığa bir yaklaşamama söylemi olduğunu düşünürüm. Bu tarz söylemleri ağzına alan tiplerden uzak durmaya çalışırım.

Namaz kılmayan birini İslamcı olarak asla algılamam. Sadi-i Şirazi’nin Allah’a borcuna dikkat etmeyen yani namaz kılmayan kişiye borç vermeme ile alakalı kıssasına çok inanırım. Dostlarımın, arkadaşlarımın, sevdiklerimin namaz kılmayı ihmal edip etmemesi benim için önemlidir.

“Ne namaz kılanlar gördüm, az sahtekar değillerdi.” Diyenlerin sözlerinde bir kötülük olduğuna inanırım. Severek salavat getiren bir insanın böyle bir cümle kurmaktan edeb edeceğine inanırım.

Hayatını edeb üzerine kuranlara, sürdürenlere hürmet ederim. Kendimde o edeb gerektiği kadar olmasa da amelimde ve niyetimde, halimde ve hareketimde o edebi diri tutmaya çalışırım. Edebe mügayir sözlerden ar ederim. Beni kötülüğe çağırmayacak kişilerle arkadaşlık etmeye çalışırım.

Müslümanın kitabı, okumayı, edebiyatı, ümmeti, namazı, edebi sevenleri ile haşır neşir olmaya çalışırım. Müslümanın her türlüsünü bireysel anlamda severim. Her fraksiyondan olanı ile cemaat grup ayrımı yapmadan, cemaatleri yok sayarak değil, aksine herkesin nere ile irtibatlı olduğunun kamuoyunda saklanmaması, açık olması gerektiğini savunarak onları severim. İnsanların hangi gruptan, cemaatten olduğunun açık olmasını onları yaftalamak için değil, aksine kendilerini özgürce istedikleri yapıyla, grupla ortaya koyabilme özgürlüklerinin engellenmemesi için bunu isterim.

Modernite, tüketim kültürü, kapitalizm ile pek problem yaşamayanlarla anlaşacak bir zemin bulamayacağıma inanırım.

Müslümanım, ümmetçiyim, köktendinciyim, köktendilciyim. Dünyaya güzel işler yapmak için geldiğime inanıyorum. Köklerimi sadece Türklükle sınırlı görmüyorum ama 13. 15. yüzyılda yazılmış Türkçe kitaplara aşığım. Türkçeye aşığım.

Kelimeleri anlama çabam ile kainatı anlama çabamın kainatın sahibine sadakatim ile kopuk olduğuna, olacağına inanmıyorum. Köktendinciliğim beni köktendilciliğe; köktendilciliğim beni köktendinciliğe taşıyor.

Allah’a savaş açan kimseyi sevmiyorum. Yeryüzünde ve kainatta herhangi bir nesnenin Allah’tan kopuk olabileceğini düşünen herkesin Allah’ı başımızdan savmaya çalışan birileri olduğunu düşünürüm. Allah’tan habersizlere ise güzel söz ile muamele ederim. Arkadaşlarım arasında eskiden Allah’tan habersiz olup şimdi Allahsever olanların sayısı az değil.

Yardım derneklerini, modern NGO endüstrisini İslamileştirilmiş bile olsa sevmem, tutmam. Esasen İslamileştirilmiş hiçbir şeyi sevmem. Bir şeylerin İslamileştirilmesinin Müslümanca hayatın önündeki en büyük tuzak olduğunu düşünürüm.

Kelimeleri doğru kullanmanın, doğru kavramanın yolumuzu açacağına inanırım. Benim gibilere köktendinci, yobaz, şeriatçı derlerdi eskiden. Şimdilerde İslamcı diyorlar. “-cı” ekinin kelimeye sadece satma fonksiyonu katmadığını bilirim. Kusurlarımı Rabbimin bağışlamasını, her ne edeceksem helal şekilde etmeyi dilerim.

Hürmet ile, dua ile.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.