Elmanın manasını ekşitmeden

Asım Gültekin

Elma” kelimesini irdeleyelim bir bakalım. Elma Türkçe bir kelime mi? Türkçe ise manası ne? Neden kelimeyi “elma” olarak telaffuz ediyoruz? Alma şeklinde kullananlar neden alma diyorlar. Brockelmann, elma kelimesini almıla kelimesi ile irtibatlı olarak değerlendiriyor. Munkacsi, Hint Avrupa dillerinden alıntı olduğunu söyleyip “Sanskritçe ekşi anlamına gelen ‘amla’ kelimesinden geliyor” diyor. Hint Avrupa dillerinden geldiğini söyleyen Türkolog az değil. Ramstedt ise almıla biçiminden yola çıkarak “lim” diye bir kökle ilişkilendiriyor. Hasan Eren yarım sayfa bilgileri döktükten sonra “Kelimenin kökenini bilmiyoruz” diyor. Osman Fikri Sertkaya “elma” için müstakil bir yazı yazmış. Kelime eski Uygur metinlerinde alımla şeklinde geçiyor imiş. Uygurca Sözlüğünde ödünç kelime olarak kaydedilmiş. Clauson da ödünç kelime olduğunu söylüyor. Doerfer’e göre Moğolca’daki kelime “alima” şekline geçmiş. “Alma” Moğolcanın “alima”sının “alma”laşması ile ortaya çıkmış. Macarcada da “alma” duruyormuş hala ve “Eski Türk dillerinden kalma bir kelimedir” diyor Gombocz. Almıla kelimesini anlayamıyoruz ama muşmula kelimesini de hatırlamak iyidir “almıla ve “muşmula” kelimelerindeki “mıla” “mula” kısmını daha iyi anlayamamak için. Ne kadar anlayamadığımızın farkına varabilirsek kelimeyi ancak o kadar anlamaya ihtiyaç duyuşumuzun şiddeti artar ve anlamaya yaklaşmış oluruz. Muşmula için Nişanyan Rumca diyor. Döngel de deniyormuş muşmulaya. Alma ile Hint Avrapa ailesinden bir kelime olan “abel” arasında bir irtibat kurmaya çalışıp durmuş yabancı Türkologlar. Abel dediği “apfel”in “apple”nin dedesi.

Divanü Lügati’t Türk’te nasıl geçiyor peki? Kaşgarlı Mahmud ne diyor elma için? Besim Atalay Divanü Lugati’t Türk’ü yayına hazırlarken kelimenin imlasının açık olmamasından dolayı kelimeyi hem “alımla” şeklinde hem “almıla” şeklinde okumuş: “Alma: elma, Oğuzca. Öbür Türkler almıla derler” diyor. Şöyle bir cümle de vermiş: “Atası açığ alımla yese oğlunun dişi kanar.” Açığ alımla dediği ekşi elma diye anlam verilmiş “açığ” kelimesine. Bu bizim bildiğimiz “acı” kelimesi. Acı ile ekşinin farkı az çok Türkçede bellidir. Acı kelimesine ekşi manasının verilmesi ne kadar doğru kabul edilebilir mi? Buna çok takılmasak diyeceğim ama “ekşi” Türkçe midir, bunu da bir yoklayalım: Evet Türkçe! Divanü Lugati’t Türk’te geçiyor. Kelimenin ek kök ve anlam ilişkisi kendisini hemen vermiyor. Bu tip kendisini hemen vermeyen kelimelerin kök ve anlam ilişkisini çözebilmek için Kökses Teorisi çok harika bir anahtar. Nice profesörlerin çözemediği, yanlış çözümlediği yüzlerce kelimeyi bu teoriyi kelimeye uygulayarak kolaylıkla çözebiliyorsunuz. Elmadan ekşiye doğru kayıyoruz ama acı elmaya kadar gittik dikkat ettiyseniz. Acı elma dediği yer elması mı acaba? Elmanın tatlısını daha çok seven biri olarak elma kelimesinin anlamının ekşinin altına hapsolması elbette içime sinmiyor. Ekşimek kelimesinin kökündeki “ek” ile “kekre” “kekremsi” kelimelerinin kökünde gördüğümüz “ek” arasında bir irtibat yok mudur diye düşünmeden edemiyor insan. Fakat acı ile ekşi kanaatimizce farklı kelimeler. Ekşideki “ş” sesi aslında dilimizde bıraktığı tadı ifade etmeye matuf bir ses.

Elmaya dönelim, Divanü Lügati’t Türk’ün başka bir maddesinde de şöyle diyor: Almıla: Elma, alma. “Atası anası açığ almıla yese oğlu kızı dişi kamaşır.”

Almıla kelimesini Nihal Atsız Bozkurtlar romanında dişi cins adı olarak kullanmış. Marcel Erdal “Alimla kelimesi Türkçeye Hin Avrupa dillerinden gelirken Toharca üzerinden gelmiştir” diyor. Osman Fikri Sertkaya Hoca kelimenin Hint Avrupa dillerinden geldiğine inanmadığını dile getiriyor makalesinde. Alımla kelimesi bizi aluç kelimesine de taşır ve alıç meyvesi ile de kelimeyi karşılaştırmayı gerektiriyor elbet. Ayrıca akla Farsçadaki “alu” “ali” kelimeleri de geliyor; şeftali, zerdali. Farsçadaki “alu” erik anlamına geliyor.

Türkologlarımızın problemi şu: Hem kelimeyi ses üzerinden değerlendirmek yerine yazı üzerinden değerlendiriyorlar hem de elma/alma kelimesinde nasıl bir anlam olabilir; bunun üzerinde pek de duramıyorlar.

Bunları irdelemeyi ise başka bir yazıya bırakalım.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.