Ben eğitime karşı bir insanım.
Zorunlu eğitime ise tamamen karşıyım.
İnsanların kendilerini ve çocuklarını hangi alanda ve nasıl bir müfredatla yetiştirmek isteyeceğine kendilerinin karar vermesi gerektiğini savunuyorum.
Müfredatı beğenmediğim için böyle düşündüğümü zannedebilirsiniz.
Fakat müfredat meselesinden ziyade eğitimin insan tabiatına pek de uygun olmadığını düşünüyor ve savunuyorum.
Belki bebek bakımı ile ilgili bilim insanları ve pedagoglar bebeklerin ve küçük çocukların mutlaka eğitilmesi gerektiğini savunmakta kendilerini haklı görüyor olabilirler.
Bir bebeğin tuvalet eğitimi mecburi midir zaruri midir, bunu ben pek bilemem Fakat ben sizlere eğitim kelimesi nereden gelir, eğitim kelimesinin eklerinde ve kökünde nasıl bir mana vardır, eğitime neden karşıyım, bunu biraz açmaya çalışacağım.
Eğitim kelimesi uydurma bir kelime, nesebi biraz gayrı sahih. Eğmek kelimesinden geliyor. Kelime köküne ettirgenlik “t”si geliyor. Eğitmek kelimesinin sonuna 1930’lara kadar pek başvurulmamış bir yola gidilerek “im” diye bir ek getiriliyor.
“M” sesinin normalde kelimeye katacağı anlam sahiplik ile ilgili bir anlam. Sahipliğin 1. tekil şahıs ile ilgili olanını ifade ediyor.
Fakat “m” sesine zamanın Türk Dil Kurumu görevlileri 1930’lu yıllarda isim yapma anlamı yüklemişler.
Bu doğru bir tasarruf mudur? Kanaatimce doğru demek çok kolay değil.
Fazla ayrıntıya dalıyorsun diye kızmayacaksanız “M” sesinin sahiplik anlamını bulunduğu kelimeye nasıl kattığını biraz anlamaya çalışalım: “M” sesini telaffuz ederken ağzımızı tam olarak kapatırız. Başka hangi sesleri çıkartırken ağzımızı kapatırız? B, M ve P. Ağzımızı kapatarak adeta bahsettiğimiz şeyin başkaları tarafından kullanılmasını engellemeye çalışıyor gibiyizdir.
Sahiplik ekinin “m” ile, ben kelimesinin ise “b” sesi ile başlamasının sebebi biraz da bu belki.
Patlama kelimesinin “p” ile başlarken kapatma kelimesindeki “p” sesi ve kapatma eylemindeki “p” sesi tam da peşinde dolaştığımız kapalılık ile sahiplenme, sahiplendiğin şeyi başkalarına kapama arasındaki ilişkiyi ortaya koyuyor değil mi?
Şimdi gelelim tekrar eğitim kelimesine. Eğitim neden kötü bir şeydir, eğitime neden karşıyım ve insanların eğitime karşı çıkmasını neden istiyorum?
Eğitim kötüdür çünkü bu uydurma kelime sinesindeki “t” sesi ile insanların iradesini hiçe sayma anlamını taşımaktadır.
Eğitim kötüdür çünkü bu kelimeyi icad edenlerin tam da yapmak istedikleri bu idi. İcad edenler dememeli idim, bu kelimeyi uyduranlar demeli idim. Hatta uydurmasını bile beceremeyenler demeli idim. İşte görüyoruz, 1936 yılında uydurulmuş bir kelime. O kelimenin anlattığı mana dünyası nasıl da kadük çıktı. Düzeleceği de yok. O kelimeyi kullandığınız sürece de düzelmez. Zira ne demiş büyükler biliyorsunuz; “kem âlât ile kemâlat olmaz.”
Eğitmek birisine bir şeyi zorla yaptırmak anlamına geliyor. Zorla erdirmek, boyun eğdirmek. Ne demişti Akif: “O rükû olmasa dünyada eğilmez başlar”
Eğitim kelimesi iğdiş kelimesi ile de aynı kökten geliyor. İğdiş etmek, iğidiş, iğitiş, eğitiş... Hayvanın iğdiş edilmesi, hadımlaştırılması.
Koca koca adamlar bize eğitim şart diyedursunlar, biz de onlara hayır diyeceğiz hayır! Eğitime karşı çıkmak şart!
Bosna’dan edebiyat dolu selam!
13 Temmuz Cumartesi akşamı sayfadaşım Mevlana İdris Bey ile Bosna’da Blagay Tekkesinde Sarı Saltuk’un makamında Saltukname okuması yapacağız. 14 Temmuz Pazar sabahı Mostar köprüsünde Ahmet Efe Şiirleri Şiir Dinletisi yapacağız. Şiirleri Türkiye’den ve Bosna’dan genç dergiciler okuyacak. Grup Sancaktar’dan Erkam Aslanoğlu Ahmet Efe’nin bestelenmiş şiirlerini yorumlayarak. En son Ahmet Efe kendi şiirini okuyacak.