Samed Karagöz kardeşim “atta” kelimesini sorunca kelimenin peşine düşüverdim. Kelimeye önce kelimedeki seslerin taşıdığı anlam yoğunluğu üzerinden bakmayı tercih ettim. Bunu yaparak sesin bizi nerelere götürebileceğini görmek istedim. Önce bir sesleri görelim:
A: yönelme anlamı
T: ettirgenlik t’si
T: ettirgenlik t’si
A: yönelme anlamı
Ayna karakterli bir kelime olduğunu düşünebiliriz “atta” kelimesinin. Hz. Ali’nin isminin Kur’an harfleri ile ayna yansıması şeklinde yazılışını hatırlayalım. Bu durum seslerin aynı şekilde dizilişinin aynadaki tersinden yansıması gibi manada da sürecin tersinden işlemesini ifade ediyor olabilir mi? Uzağa gidip uzaktan geri gelmek anlamına geliyor olabilir kelime taşıdığı ses anlam değerleri bakımından.
Uzaklaşmanın da uzağına gitmek anlamına geliyor olabilir. Belki bu ikincisinin olması için kelimenin “atat” olması beklenebilir. “Atatmak” kelimesi ortaya çıkıyor bu durumda ki atatmak kelimesinde birinin tayinini çıkarttırmak gibi bir anlam olduğunu düşünebiliriz. “Zaten atılabilen” veya “atlayabilen bir nesneyi atmak” da akla gelebilir. Yani bu kadar mı basit düşünüyorsunuz denilmesi, küçümsenme ihtimalini göze alarak atın atılması anlamını kast ediyorum. Böyle derken atın kendisinin atılmasından ziyade atı atmak anlamını kast ediyorum. Atı kim bulmuş da atıyormuş demeyin, seslerin manalarının bizi nereye götürebileceğini fark ettirmek derdim. Tabii ki fark etmesini sevenlere, bilenlere, dert edenlere… Konuyu dağıtmadan “atatmak” kelimesini ayırarak söylemek biz ad atmak yani isim vermeye götürme potansiyelini de içinde barındırıyor demek isterim. Böyle bir kullanımımız var demiyorum. Bu anlam potansiyeli kelimede mevcud. Bunu söylerken isim vermenin yani ad vermenin “atanan” bir eylem olduğunu da söylemek istiyorum.
Biz dönelim tekrar “atta” kelimesine. “Ta uzaklar”, “taa şurası” deyişimizi hatırlayalım, bazı yörelerde tey, teey şeklinde de söylenir kelimemiz. İsmet Zeki Eyüboğlu kelimede şaşırma, beğenme ve uzaklık anlamlarının bulunduğunu söylüyor. Bu kelime yansıma kelime olduğu için der, dünyanın bütün dillerinde vardır, şu dilden bu dile geçmiştir gibi yaklaşımların yanlış olacağı konusunda okurunu özellikle uyarır.
Yaşar Çağbayır çocuk dilinde gezmeye gitmek diyor “atta” için. Uzağa gitmek dememiş. “Ta” için ise Farsçada kadar, dek, değin gibi anlamları olduğunu söyler. Türkçe olanının işte, daha, şimdi gibi anlamları olduğunu söylüyor. Doğrulama, gerçekleme, kuvvetlendirme bildirir diyor bir başka anlam olarak da.
“Adım atmak” fiilini aklımıza getirelim. Adım kelimesi üzerinde durduğumuzda atmak fiili ile adım kelimesinin irtibatını yakalama imkanımız doğacaktır. “Adım” kelimesindeki “d” sesi “t”nin yumuşaması ile “adım” olmuştur. “T”nin “d”leşmesi kelimeye ne gibi bir anlam farklılaşması katıyordur? Bunu da çözmemizi isim anlamında kullandığımız “ad” kelimesi kolaylaştırıyor. İsim anlamındaki “ad”a geçmeden önce “adım”ın atılarak ama bizden fazla da uzaklaşmadan gerçekleşmeyi ifade etttiğini söylemeliyim. Bu “fazla uzaklaşmadan” anlamını nereden çıkarıyorum? Şuradan: “D” “t”deki hareketi yumuşatıyor. Adım kelimesi adım değil de “atım” olsa belki de ayaklarımızın daha şiddetli, seri hatta belki de bizden uzaklaşır ve bir daha geri gelmez bir biçimde uzaklaşmasını ifade ediyor olurduk. Bunu “atamak” ile “adamak” kelimelerinin arasındaki farkı yoklayarak biraz daha açık görebiliriz. Atadığınız kişi uzağa gider ama adadığınız kurban sizden çok da uzaklaşmaz; size döner. Şimdi “ta” kelimesi Türkçe midir Farsça mıdır, buna bakalım. Türkçede de “ta” var, Farsçada da var. Bir Türk onu neden Farsçadan alsın? İtiraz için demiyorum, anlayabilmek için soruyorum. Uzak ise o “a” uzaklığı büyütmek için neden uzatılır “taaa şurada” veya “ta şurada” denir? O uzak anlamını Farsçanın içindeki bir kelimede nasıl hissedebilir insan bu kadar? “Ta be sabah” sabaha kadar, “ta be seher” sehere dek. Bunlar Farsçada olabilir. Olsun da. Türkçedeki “ta” ve “atta”yı anlamaya çalışmamızın önüne geçmemeli bu durum.
Haftaya “atta”nın etrafında dolanmaya devam edelim inşallah.
Meraklısına not!
Yunus Emre Divanından Etimoloji Dersi: Pazartesileri saat 18.30’da FİKSAD’da. FİKSAD Üsküdar merkezde, Uncular caddesinde.
Muhammediye Okuması: Çarşamba akşamları, akşam namazı sonrası Çamlıca camiinde. Katılmak için dilevietimoloji@gmail.com a mail atınız. Dersler sadece merak sahiplerine açıktır, ücretsizdir. Bazen kitap hediye edilir.