Atta”nın Sümercede baba anlamına geldiğini, Kıpçak Karaçay lehçesinde baba anlamına geldiğini söyleyenler var. Çocuk diline ait kelimelerin vatanını aramamak gerekir diye bir görüş var. Ben esasen bir kelimenin vatanını aramaya neredeyse hiç meraklı olmadım. Benim için önemli olan mana oldu hep. Bir kelimede nasıl bir mana olduğu ve bu mananın seslerin dizilişi ile irtibat düzeyi ne boyuttadır, bunu yoklamaya çalışırım.
Elbette kelimelerin bir vatanı olabilir. Her şeyin sahibi olan Allah kelimelerin de sahibidir. Dünyanın bütün kelimelerinin sahibidir. Hangi kelimenin nereli olacağı, nereleri dolaşacağı da O’nun takdirindedir.
Çocuk kelimelerinin nerdeyse dünyanın hemen her yerinde benzer seslerle söyleniyor olması kimilerini fantastik bazı çıkarımlara da götürmüş. Götürsün. Fantastiği çok da küçük görmemeli. Oradaki on fikir boşa gitse ikisi kalsa yine de kardır. Akademik donukluktan hiç yoktan iyidir.
“Attaya gitmek” derken kullandığımız “atta”yı başka dillere mal etmeye çalışanlar az değil. Evet, peki “attaya gitmek” deyimi başka dillerde nasıl söyleniyor?
“Atta”yı herhangi bir şekilde kullanan birileri var mı? Birçok dile baktım, “atta” kelimesini pek de bulamadım. Arapçada “attas” çok aksıran demekmiş. Asurcada atta sen demekmiş. Tamil dilinde ruh.
Attas deyince akla Malezya’dan önemli bir düşünürümüz Nakib el Attas geliyor.
Değerli karikatürist büyüğüm Mehmet Keskinkılıç “atta”yı irdelerken “at” ve “tay” ile de bir irtibat kurmamı beklemiş. Bebeklerin yürümeyi öğrenmeye çalışmalarının ilk aşamalarında onlara “tay tay” durmayı öğretmeye çalışırız. “Tayınmak”ta kaymak, sürçmek anlamları varmış. “Tay tay” dediğimizde dengede dur mu demek istemiş oluyoruz denge ile yürü mü demek istemiş oluyoruz? Yoksa dayan mı demiş oluyoruz? “Tay” ile “dayanmak” kelimelerinin ses olarak yakınlığı dayan demek istediğimizi de hatırlatıyor. Kökses teorisi ile baktığımızda yani Türkçe bir kelime sessiz harfle başlıyorsa kelimeden ilk sessiz harf kaldırılır ve kelime kökünün başına hangi sessiz harfler gelebiliyor ona bakılır. Böyle yaptığımızda “tay” kelimesi ile “kaymak” kelimesinin ay kökünden geldiğini görürüz. Ay kökünün bizi aymak, saymak, dayı, kay, yay gibi kelimelere de götürebileceğini görebiliriz.
Bazı kelimeleri işlek ve bol ekli bir şekilde kullanmıyor oluşumuz bir süre sonra bizi manadan uzaklaştırabiliyor. Manasını çok da dert etmeden o kelimeyi kullanabiliyoruz.
Tabii burada “atta” kelimesini neden atın üzerinde, atla birlikte gitmek; kedide, inekte, eşekte der gibi atta olarak düşünmüyoruz? Bizi böyle düşünmemeye iten şey deyimi sadece “atta gitmek” şeklinde değil de “attaya gitmek” şeklinde kullanıyor oluşumuz. At ile çocuğun bir yerlere gitmesi veya attaya giden her kim ise onun at ile bir yerlere gitmiş olması düşünülebilir belki.
Hangi sözlüğü kullanmalı?
Zaman zaman bazı okurlarımız hangi sözlüğü kullanmalıyız diye soruyorlar. Açıkçası bu soruya tek sözlükten oluşan bir cevap vermek biraz zor. Mümkünse üç beş sözlüğümüz olmalı demek isterim. Yaşar Çağbayır’ın 5 ciltlik veya temin edilebiliyorsa 10 ciltlik sözlüğü ile Tuncer Gülensoy’un iki ciltlik Kökenbilgisi Sözlüğünü özellikle tavsiye ederim. Kur’an kelimeleri ile ilgili soranlar için ise Ebu Hilal El Askeri’nin Farklar Sözlüğünü mutlaka öneririm. Ragıb el İsfahani’nın el Müfredat’ını öneririm.
DilEvi Etimoloji Topluluğu Derslerimize buyrun!
Yunus Emre Divanından Etimoloji Dersi: Altıncı yılına girdiğimiz Yunus Emre Divanından Etimoloji derslerimiz pazartesileri saat 18.30’da FİKSAD’da. FİKSAD Üsküdar merkezde, Uncular caddesinde.
Muhammediye Okuması: Çarşamba akşamları, akşam namazı sonrası Çamlıca camiinde. Katılmak için dilevietimoloji@gmail.com a mail atınız. Dersler sadece merak sahiplerine açıktır, ücretsizdir. Bazen kitap hediye edilir.