Seçmen iradesi mi seçim yasası mı?

Ali Bayramoğlu

Cumhur İttifakı’nın TBMM’ye getirdiği yeni seçim yasa tasarısı, iç siyasette son dönemin önemli olayı.

2023’te Türkiye, cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimi olmak üzere iki seçim yarışması yaşayacak.

Bu seçimlerden birisini iktidar cephesi, diğerini muhalefet kazanırsa, (ki bu dikkate alınması gereken kuvvetli ihtimallerdendir), yasama organın mevcut anayasal durumda bile bugüne oranla etkinlik ve anlam kazanacağı muhakkaktır. Böyle bir durumda, yürütme ve yasama arasındaki bugünkü hiyerarşik ve siyasi organik bağ kopacak, meclis, bütçe onayı, yasa çıkarma, kimi atamaları yapma imkanlarıyla yürütmenin gölgesinden çıkacak, siyasi hayata çatışmalı da olsa bir denge sistemi gelecektir.

Her ne kadar, doğal olarak gözler belirleyici seçime, cumhurbaşkanlığı yarışmasına dikiliyorsa da, belirtiğimiz çerçevede parlamentonun yapısı, temsil yüzdeleri ülkedeki siyasi oyun, siyasi dengeler bakımından kendi başına bir önem taşımaktadır.

Seçim yasasının anlamı da burada karşımıza çıkar.

Bu yasalar, seçim bölgeleri, baraj, (bizde nispi temsil hesabında) milletvekili dağılımı ilke ve hesapları üzerinden seçim sonuçları üzerine etkide bulunurlar. Gücü elinde tutan iktidarlar da, özellikle Türkiye gibi eksik demokrasi ülkelerinde, bu yasaları kendi çıkarları istikametinde düzenlerler.

Yeni seçim yasası da böyle bir görüntü sunuyor ve üç özelliğiyle öne çıkıyor.

İlki, ülke barajının yüzde 10’dan yüzde 7’ye düşürülmesi.

İki, seçime katılabilmek mecliste grup kurmanın yeterli olmaktan çıkarılması.

Üç, ittifaklar sisteminden ciddi anlamda geri adım atılarak, milletvekili dağılım ilke hesaplarının parti oyları esas alınarak değiştirilmesi.

Bunlar arasında en önemlisi veya belirleyicisi üçüncü husus…

Özeti şu:

2018’de uygulanan eski sistemde ittifaklarının oy oranına bakılıyor, bir bölgedeki milletvekili sayısı ittifak oylarına göre belirleniyor, daha sonra bunlar ittifaktaki partilere dağıtılıyordu. İrili ufaklı partilerin kendileri milletvekili çıkarmasa da, topladığı oylar ittifakın çıkaracağı milletvekili sayını arttırıyordu.

Şimdi ise doğrudan doğruya partilerin oylarına göre milletvekili dağıtımı yapılacak. Seçim ittifakları sadece kendi başına ülke çapından yüzde 7’ye ulaşmayacak siyasi partilerin barajı aşmaları bakımından bir anlam taşıyacak. İttifakın gücü değil, partilerin gücü öne çıkacak.

İktidarın hedefi ne bu düzenlemeyle?

1- Muhalefet ittifakını anlamsız ve işlevsiz kılmak.

Millet ittifakında Gelecek Partisi, Deva, SP gibi partilerin alacakları oylarla ittifakın toplam oyunu arttırarak CHP’nin ve İYİ Parti’nin daha fazla milletvekili çıkarmasını engellemek… Gelecek ve Deva gibi yüzde 3’lerde dolaşan partilerin kendi başlarına milletvekilli çıkarmasını önlemek… Milletvekili çıkarmak için onları CHP listelerinden seçime girmeye zorlamak, bu partiye özdeş kılmak, yarışı CHP-AKP veya CHP/İYİP-AKP/MHP dönüştürmek…

1- Bu düzenlemeyle, cumhur ittifakının milletvekili sayısını arttırmak.

Geçen seçimlerde ittifak sistemi AK Parti’nin aleyhine çalışmıştı. İktidar bu durumu değiştirmek istiyor. Deneyimiyle bu tür konuların uzmanı Taha Erdem, böyle bir düzenlemeyle Cumhur İttifakı’nın 8-10 milletvekili daha fazla çıkaracağını ifade ediyor.

Bu yasa tasarısı, yasalaştıktan sonra, muhalefeti, 6’lı ittifakı nasıl etkileyecek hep birlikte göreceğiz.

Ancak, şu hususun altını çizmekte fayda var.

En çok oy alacak partileri ve alacakları oy oranlarını henüz bilmiyoruz. Bu bakımdan tablonun 2018 seçimlerinden çok farklı olacağı ortada. Dengelerin değişmesi seçim yasasını AK Parti için bir bumeranga da çevirebilir.

Diğer taraftan HDP meselesi de var. HDP Türkiye’nin üçüncü büyük partisi. Önümüzdeki seçimde bu, muhtemelen değişmeyecek. Yeni düzenleme, yani ittifak fikrinin zayıflaması HDP’yi siyasi olarak da oy hesabında da rahatlatacaktır. İktidar HDP’ye ilişkin kapatma hızlandırma niyetinde olabilir.

Ancak HDP, kapatılacağını hissederse, kendisini feshedip, aynı kadrolarla, seçime kazanma hakkını elde etmiş partilerden birinin çatısı altında yarışa katılabilir. Veya kapatma kararı gelirse, yeni kadrolarla mevcut partilerden birisinde seçime katılır.

Velhasıl esas olan seçmen iradesidir.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (17)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.