CHP ne yapmalı?

Ali Bayramoğlu

Çözüm arayışı umut verici bir istikamette ilerliyor.

Umut verici gidişin birçok nedeni bulunuyor.

Öncelikle şu var: Arayışın neşet ettiği yer sadece siyasi irade ve siyasi iradenin baskın tavrı, genel bir tercihi değil. Arayış esas olarak Ortadoğu dinamiklerinden, bu dinamiklerin aldığı siyasi seyirden ve ürettikleri gereklerden kaynaklanıyor.

Nasıl soğuk savaşın bitmesi, Berlin duvarının yıkılması sonrası yeni siyasi dalga ve dengeler, Ortadoğu’da dört ülkeye yayılmış Kürtleri, Kürt hareketlerini ve Kürt meselesini etkilediyse, bugün de farklı bir konjonktür ve yaşanan gelişmeler kendisini tüm taraflara dayatıyor.

91 sonrası siyasi özgürlük ikliminin yoğunlaşmasıyla Kürt hareketlerinin alanı genişlemiş, sivil ve siyasi örgütlenmelerin önü açılmış, Türkiye bir dizi açılım hamlesini bu iklimde başlatmış, ikinci Körfez Savaşı sonrası Irak’ta Kürt yönetim bölgesinin kurulması, bu dönemin devamında olmuştu. Bunlar yanında İran’ın direniş ekseni politikasının etkinlik yayılması Ortadoğu’ya damga vuran gelişmelerden birisiydi.

Bir süre önce Suriye Baas rejiminin yıkılmasından itibaren yeni bir evreye girdik.

İran’ın bölge gücü kırıldı. Rusya geri çekildi. Körfez ülkeleri, Türkiye, ABD ve İsrail’in önde, Suriye’nin ise merkezde olduğu yeni bir dengenin, yeni bir bölge güvenlik mimarisinin eşindeyiz.

Özelliği ne bu dönemin?

Temel özellik, kanımca gerginlik ve farklılıkların üreteceği zorunlu uzlaşmalardır.

Siyasi aktörlerin farklı beklenti ve eğilimlerine rağmen, özellikle Suriye’de istikrar arayışındaki ortak hassasiyet, bu yeni tarihsel sayfada uzlaşmayı çatışmadan önde tutuyor, hatta kaçınılmaz kılıyor.

Kürt sorunu açısından bakalım.

HTŞ için ülkedeki farklı silahlı kuvvetlerin Suriye ordusuna katılması bir varoluşsal sorun. Türkiye’nin talebi benzer. ABD, SGD’nin YPG’nin önde gelen isimlerinden arındırılması, Suriye ordusuna katılması projesini destekliyor. Birkaç gün önce ABD Dışişleri Bakanı Blinken, “Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyiyle ilgili görüşlerine paralel olarak SDG içindeki yabancı militanların ülkelerine geri dönmesi için çalıştıklarını” söylüyordu. SGD böyle bir projeye uzak değil.

YPG ve PKK ise bu bakımdan zor durumda bulunuyor.

Ayrıca Türkiye’nin tüm istedikleri, örgütün Suriye’den her anlamda her biçimiyle buharlaşması da pek mümkün görünmüyor

Özetle görünen o ki, mevcut dengeler itibariyle tüm tarafları tatmin edecek YPG’ye bir varoluş şekli aranıyor.

Bu bulunduğu anda, PKK silahtan siyasete geçişe dair bir paradigmayı benimserse, Türkiye’de bir süredir dillendirilen çözüm hamlesi ve silahların bırakılması için gerçek anlamda bir ışık yanabilir.

Böyle bir duruma, tabloya, muhtemel gelişmelere Türkiye’nin herhangi bir siyasi aktörü bigane kalabilir mi?

Suriye’deki arayışlarla içerideki hamleler arası bağlantıyı görmezden gelebilir mi?

Ne yazık ki, tasavvursuzluk ve siyasetsizlik hastalığının pençesinde CHP biraz bunu yapıyor.

Oysa bu koşullarda eleştirel siyasetten kurucu siyasete geçiş hiç zor değil …

Ne yapabilir CHP?

Bir kere, bölgeyi ve oradaki gelişmelerin Türkiye’nin geleceğiyle ilişkisini anlamaya çabalayabilir.

Daha da önemlisi ana muhalefet partisi olarak bu sürecin bir yerinden içine katılmaya, onu yönlendirmeye çalışabilir.

Malum açılım konusunda Bahçeli ve Erdoğan bir kez olsun Kürt talepleri ve demokrasi kelimesini sarf etmedi. CHP işin bu yanına el atamaz mı? Çatışma çözümü hamlesinin bu boyutu konusunda önerilerde bulunamaz mı? Anayasal vatandaşlık meselesi örneğin bir tamamlayıcı unsur olarak CHP tarafından dile getirilemez mi? Ya da anayasa tartışmasının ekseni buraya taşınamaz mı?

Elbette hepsi olabilir, yapılabilir ve yapılmalı.

Sorunun adil çözümüne ihtiyaç var.

Ülkenin siyaset yapan bir muhalefete ihtiyacı var.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.