Geçtiğimiz hafta ara tatile girdik. Tatil Arapça bir kelime. Tatil kavramı kişiden kişiye farklı anlamlandırılıyor. Kimine göre çok emek verilen bir çalışmadan sonra dinlenmek kimine göre eğlenmek kimine göre eş dostu ziyaret edip muhabbet etmektir.
TDK’ye göre tatil: Okul, meclis, adliye vb. kuruluşların çalışmasının durdurduğu veya kapalı bulunduğu dönem demek.
Okulun tatili olur lakin öğrenmenin tatili çocukların gelişiminin tatili olmaz. Demir tavında dövülür misali demirin tavı soğuyunca demire şekil veremeyiz. Eğitim sadece okullarda verilen bir öğrenme, yetişme hali de değildir. Çocuğun nefes alıp verdiği her hali bir öğrenme kapısı açar çocuğa. Okul, maalesef gün geçtikçe hantal ve kendini güncellemeyen haliyle öğrenme işlevini öğrencide pasifleştiriyor.
Öğrencinin şekil almasında, yetişmesinde tavını kaçırıyor. Çocuğu bir bütün olarak değerlendirmesi gereken karne çocuğun okul müfredatındaki kitabi bilgileri ne kadar bildiğini ölçen hükümsüz kağıda dönüşmüş durumda.
Kapalı bir toplumda yaşamıyoruz. Ansiklopedik kitaplardan bilgiye ulaşma dönemi geride kaldı. Tutup öğrenciye bir kitap ve başına kendini yenilemekte ansiklopedi kadar ağır kalan bir öğretmen ile artık eğitim verilmiyor. Yeni güne dair sözü olan eğitime, hayata öncülük ediyor.
Yoksa 8,5 milyon üniversite öğrencisi olan bir ülkeyiz lakin dünya ekonomisine lokomotif olamıyoruz. Küresel sermaye hapşurunca ekonomimiz krize giriyor.
Tatil, öğrencide bilgi unutkanlığına neden oluyor. Bu unutkanlığı önlemek içinde ödev verme alışkanlığı oluşmuş okullarımızda.
Her öğretmen işinin ehli, öğrencinin ihtiyacına uygun bir ödevlendirme yapamayınca ödev verip vermeme son yıllarda eğitim gündemimiz oldu. Önceki eğitim bakanımız yasaklamaya kadar gitti ödev vermeyi.
Ödev deyince nedense kitaptan test çözme veya y kitabi bilgileri tekrar etme aklımıza geliyor. Okullarımızda da ödevlendirmeler bu minvalde veriliyor.
Ödevden ziyade öğrencilerin gelişim süreçlerine katkı sağlamak için sorumluluk verilmesi gerekir. Verilen sorumluluk öğrenciyi hayata hazırlayan bir çalışma olmalı.
Hayatta karşılığı olmayan afaki bilgiler
İçeren sorumluluklar buza yazılmış yazı gibidir.
Maalesef çekirdek aile ile çocukların sosyal yaşam alanını okul dışında anne, baba ve kardeş ile sınırladık. Çocuklar, anne baba dışında ailenin diğer bireylerinin bir arada olduğu insan iletişiminin aktif yaşandığı ortama ya uzak kalıyor ya da hiç yaşamıyorlar. Sanayi ülkesi ve kentli olma hali önce aileleri sonra da çocukları yalnızlaştırdı. Bir dönem komşuda pişeninin komşuya düştüğü sokak, mahalle kültürü vardı.
Varsıllaştıkça bu özelliğimizi de kaybetmeye başladık.
Orta Asya’dan Anadolu’ya bir kısrak başı gibi dört nala gelen toplumumuzun geni değişti.
Dünyaya; insan olmayı, erdemi, paylaşmayı, hakkaniyeti, yayan medeniyetten; sadece kendisi için yaşayan bencil bireyler yetiştirmeye başladık. Eğitimimizle de bu yanlışı destekledik.
Kadim bir medeniyetin birikimine sahip 80 milyon nüfuslu bir ülkenin değerlerini görmeyip 5 milyonluk güneş görmeyen ülkeleri kendi çaresizliğimizde kendimize örnek gösterir hale geldik.
Kazak Abdal’ın tabiriyle “Bir cim çıkmaz eğer karnını yarsan”. diyeceğimiz insanlar Kadim değerlerimizden bigane ithal akıllarıyla yanlışlarımızı gidermede eğitimimize rehber oluyorlar. Doğrunun adresine yanlış yoldan gidilmez. Her toplum kendi değerlerinden yaratır rönesansını.
Tatilde çocuklarımıza vereceğimiz en yararlı sorumluluk ailenin yaşam alanında kendini doğru anlamlandıracak bir ortamda kalması. Dede, Nene, dayı, amca, teyze ve diğer aile bireyleri ile bir aradalık çocuğa güçlü bir kişilik oluşumu sağlayacak.
Zihni dinç tutacak düşünce aktiviteleri yapmak. Çocukları düşünme tembelliği tuzağından kurtaracak hikaye, masal, roman okumak. Çocuklar ile ortak bir konuşma havuzu oluşturacak ve çocuğun gelişimine de katkı sağlayacak filmler izlemek. İmkanı dahilinde doğada yürüyüşler yapmak. Doğal ortamın canlılarına dokunmak, onları beslemek.
Çocuklarımızın hatıralarını çoğaltmak. Dünyanın mimarı olacak hikayeler yazdırmak. Evler çizdirmek. Dünya sorunlarına akıllarınca çözüm üretecek çalışmalar, yazmalar, karalamalar yaptırmak.
Klişeleşmiş ödevler, ekran bağımlılığına ve dijital oyunlara çocukları mahkum etmek kadar zararlıdır.
On beş tatilde sunacağım sorumluluk
İlkokul Öğrencisi için: bir aile resmi yapıp çerçeveletmek.
Ortaokul öğrencisi için: “Momo” Michael Ende’nin kitabını okumak.
Lise öğrencisi için : “Çavdar Tarlasında Çocuklar” Jerome David Salinger’ın kitabını okumak.
Ailecek izlenecek film:Sanjay Leela Bhansali’in yönetmenliğini yaptığı “Black” filmini izlemek.