İlber Ortaylı Hoca’nın özel okullarla ilgili sosyal medyada dolaşan bir konuşması var. Bu konuşmayı eğitimle ilgilenen akademi dünyasından öğretmene birçok kişi paylaşıyor.
“Özel okullar çok kötü paraya alışıyorlar.
Beni sinirlendiren onların aldığı para değil. Belki öyle alınıyor. Beni sinirlendiren devletimizin işi özel okula sermesi ve işi ona yüklemesi. Bu çok kötü. Çünkü hiçbir kapitalist ülkede hiçbir eski bu özel sektörcü ülkede özel okullara bu kadar yük bindirilmez. Devlet o işi kendisi yapar. Bu iş devletten alınıp özele verilmez…”
İlber Hoca, malumunuz ülkemizde hemen hemen her konuda fikir beyan eden, her konuda fikri olan, fikirlerinin doğru kabul edildiği bir zat.
lber Hoca tarihe vakıf bilgisiyle Osmanlı şehzadelerinin düğünlerine katılıp padişahlara serenat yaktığı gibi. Kemalist ayinlerinde eşi benzeri olmayan Mustafa Kemal ve Cumhuriyet övgüleri de yapmaktan geri kalmıyor. İlber Hoca’nın söylediklerinin doğruluğu ortamına göre su götürmez bir gerçek.
İlber Hoca’nın söyledilerinden sonra özel okulların dünyadaki yerine bir kez daha baktım. Covid salgını öncesi gelişmiş ülkelerde özel okulların ortalama oranları yüzde 12-15 civarındaydı. AK Parti iktidara geldiğinde Türkiye’de özel okulların oranı yüzde 3 civarındaydı. AK Parti, il yıllarında veliye maddi desteğe varana kadar özel okullara teşvike yönelik bir eğitim politikası izledi.
Salgın sonrası dünyada özel okulların oranına baktığımızda: Almanya ve Amerika’da yüzde 9,
Çin’de yüzde 20, İsviçre’de yüzde 5, Hollanda’da devlet destekli yüzde 70, ekonomisi yükselen Güney Kore’de ortaokulların dörte biri özel. Finlandiya’da özel okul hiç yok. İskandinav ülkelerinde özel okul yok denecek kadar az.
İskandinav ülkeleri, sosyal devlet anlayışının en yaygın ve yoğun olduğu ülkeler arasında yer alıyor. İskandinav ülkelerinde dünyaya gözlerini açan her çocuk kıymetli. Devlet, her çocuğun eğitimi için fonlar oluşturup ebeveyni eğitimi destekliyor.
Ülkemizde salgın öncesi özel okulların oranı %9’a yakın iken bu oran günümüzde %6,8.
Devlet okulları dururken özel okula ihtiyaç var mıdır? Devlet, okul işini kendisi üstlenemez mi? Dünyanın parasını özel okullara vermeye ne gerek var? Benzeri sorular soruluyor.
Özel sektörün iğneden ipliğe her alanda hizmet verdiği dünyamızda özel okullar da ekmek ve su gibi temel bir ihtiyaç haline geldi.
Özel okullar, devletin eğitim yükünü hafifletiyor. Eğitimin devlete olan ekonomik maliyeti azalır. Devlet okullarındaki sınıflarda öğrenci sayısı azalır. Kişi başına düşen öğretmen sayısını arttırır. Özel sektör ile devlet okulları arasında oluşan eğitim rekabeti eğitimin niyeliğini de arttırır.
Günümüzde dünya üniversiteleri sıralamasında ilk 1000’de ülkemizden toplam 11 üniversite yer alıyor. Bunların dört tanesi yaklaşık çeyrek asır geçmişe sahip özel üniversitelerden oluşuyor. Bir asır veya yarım asırlık devlet üniversiteleri ilk binde yer almazken kısa süre önce kurulan özel üniversitelerimiz ilk binde kısa sürede kendini yenileyip dönüştürtürerek yer aldı. Hatta bunlardan Koç ve Sabancı üniversiteleri ile ODTÜ ilk 500 üniversite arasında yer alıyor.*
Özel okullar ile devlet okulları arasındaki eğitim niteliği öğrenciler arasında haksız rekabete de neden oluyor. Eski Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk Bey döneminde yayınlanan verilerde özel okulların LGS başarısı devlet okullarından 40 puan fazlaydı. Özel okullarda okuyan öğrencilerin eğitim imkanı daha iyi, kişi başına düşen öğretmen sayısı fazla, sosyalleşme olanakları geniş. Parası olan okuyor, algısının toplumda oluşmasını sağlıyor.
Günümüzde özel okullar ile ilgili devlet zaafiyetinden kaynaklanan bazı olumsuz durumlar daha var. Özel okulların fiyatları 100 bin ile 1 bir buçuk milyon arasında değişiyor.
Devletin özel okula giden veliyi koruma konusunda bir yaptırımı yok. Özel okullar zam oranlarını istediği gibi düzenlerken özel okullarda öğretmenlik yapan öğretmenlerin maaşları asgari ücret civarında. 600 bin liranın öğrenciden alındığı bir vakıf okulunda öğretmenin maaşı 18-25 bin arasında. Devlet, özel okulda okuyan veliyi koruyamadığı gibi öğretmeni de koruyamıyor. Tıpkı marketlerin kafalarına göre zam yapmasında devletin kontrol mekanizmasının işlenmemesi gibi.
İlber Hoca’nın da zıvanadan çıkıp kızdığı nokta da burası. Devletin özel okulları kontrol edememesi. Haksız uygulamalarının başına buyruk fiyat belirlemelerinin önüne geçmemesi.
İlber Hoca’nın son cümleleri: “Aslında benim zamanımda da devlet okullarında ingilizceyi iyi kıvırıp çıkan adamlar vardı. Bir sınıfta değil üç sınıfta ancak bir adam çıkabilirdi.”
Ve asıl üzerinde durulması gereken nokta burası. Devlet okullarında eğitim niteliğinin düşüklüğü. Deveet okullarının özellikle ilk ve ortaokulda özel okullarla rekabet edememesi. Devletin de bu konuda sağır sultana yatıp devlet okulları niteliğini iyileştirmeye yönelik çalışmalar yapmaması.
*Dünya sıralamasında ilk 1000 üniversite arasınada yer alan Türk üniversiteleri ODTÜ, Koç, Sabancı, İstanbul Teknik, Bilkent, Boğaziçi, Çankaya, Hacettepe, Bahçeşehir, Özyeğin ve Yıldız Teknik üniversiteleri.