Moğolistan ve Rusya arasında yaşayan kadim bir medeniyete sahip göçebe Dukhalar çocuk yetiştirirken çocuğun iyi bir avcı olmasına önem verirler.
Avcıların da önceliği avladığını paylaşarak cömertlik ve saygınlık kazanmak.
Ben, yerine biz kültürünün hakim olduğu bir yetiştirme ve paylaşım.
İnsanların devlet tarafından kontrol altına alınıp vatandaş haline getirildiği günümüzde artık okullar çocukları hayata hazırlıyor.
Geçtiğimiz hafta 1 milyon 800 bin sekizinci sınıf öğrencisi okul terhinde bulundu.
Bu hafta da 2 milyona yakın lise son sınıf öğrencisi üniversite tercihinde bulunacak.
Okul tercihinin on dört on beş yaşındaki ortaokullar ve on dokuz yirmi yaşında hayata adım atan delikanlılar için ne önemi var?
Devlet, okulların çocukların hayatındaki yerini önemseyince biz ebeveynler de önemsemeye karşılık veriyoruz.
Dünyanın sosyal medya aracılığıyla, buna Türkiye de dahil, “global insan” yetiştirdiği günümüzde okullar gençleri hayata hazırlamada ne kadar etkililer, okulların çocukların hayatındaki önemi nedir?
Global insan, fişe bağlı bilgiler ile beslenen, küresel aklın sosyal medya ile zihin haritasını oluşturduğu bireydir.
Fişe bağlı bilgileri tartışmasız mutlak doğru kabul eden ve iradesini global akıl tarafından kullanıma sunan insan. Fişi çekilince bildikleri de buhar oluyor.
Aileler gün geçtikçe çocuklarını hayata hazırlamada sosyal medyanın gerisinde kalıyor. “ Global insan” yetiştiren küresel akla karşı aileler çocuk yetiştirmede zorlanıyor ve yetersiz kalıyor. İş güç yükü ebeveynleri günümüz dünyasına insan yetiştirmede zorluyor, alıkoyuyor.
Hal böyle olunca okul tercihlerinin önemi diploma almaya bağlı mı kalıyor yoksa bir meslek sahibi yapan atölye işlevi mi görüyor? Veya ikisi mi ?
Gençlerin, kişiliklerinin oluştuğu yılları geçirecekleri okul şu anlamda önemli: Çocuk tercih edip okuyacağı okulda sadece bilgi almıyor okuduğu okulun ekosisteminde kendine bir kimlik ediniyor.
Zamanla okulun rengine boyanıyor, sıra arkadaşlarıyla aynı ortamda sosyalleşiyor.
Okulların kapalı olduğu pandemi döneminde konuştuğumuz öğrenciler okuldan çok arkadaşlarını özlediklerini dile getiriyor.
İsin yanında kalan is, misin yanında kalan mis kokar misali gençlerin okulda arkadaş olduğu öğrenci profili önemli. Okulun akademik başarısı öğrenciyi bir üniversiteye taşır, sosyalleştiği arkadaş ortamı öğrencinin toplumdaki rolünü belirler.
Şu bir gerçek proje okullarında okuyan ya da LGS puanı ile öğrenci alan özel okulların akademik başarısı diğer okullara göre daha yüksek olup öğrencileri iyi bir üniversiteye taşımada okul büyük bir imkan sağlıyor.
Öğrencinin okuduğu lisedeki ekosistem öğrencinin dört beş yılını geçirdiği dönem öğrencinin kendini tanıyıp amaçlarını, geleceğini, hedeflerini belirlemesinizamanla sağlıyor.
Öğrenci eğitim gördüğü lise ortamına bağlı olarak kendini tanıyıp kendisi için daha gerçekçi hedefler belirliyor.
Güçlü kişiliğe sahip ve azimli öğrenciler bulundukları, okudukları okulun akademik eğitiminin üstüne çıkıp dezavantajı bireysel çabalarıyla avantaja dönüştürebilirler. Ebeveynin çocuğuna sağladığı imkan ve motivasyon belirttiğimiz durum için büyük sermaye.
Üniversiteli işsizler ordusunun gün geçtikçe arttığı ilkemizde meslek liselerine halen üvey evlat muamelesi yapılıyor. Hakkari’den Edirne’ye; Hatay’dan Sinop’a tarımın yaygın olduğu koca Türkiye’de altı tane tarım meslek lisesi var. Maalesef bu okullar da hak ettiği desteği donanımı hem devlet tarafından hem de ebeveyn nezdinde görmüyor.
Son birkaç yıldır Ziya Selçuk Bey’in üzerinde durduğu ve iş garantili ara eleman yetiştiren meslek liseleri iş sahibi olmak isteyen öğrencilerin tercih etmede önceliğe alması gereken okullar arasında olsa da sayıları sınırlı tutuluyor.
Tarım ve hayvancılığın her yıl katlanarak ekonomik değer kazandığı ülkemizde ve dünyada tarım meslek liseleri Anadolu’daki öğrenciler için için ideal okullar. Maalesef tarım ve hayvancılıkta köklü bir geçmişe sahip olan ülkemizde tarım meslek liselerinin yüzüne bakan çok az.
Gıda sektörünün küresel ekonomideki önemine baktığımızda tarım meslek liselerinin ne kadar önemli olduğunu tahmin etmek mümkün. Maalesef ülke olarak henüz durumun farkında değiliz.
Okullar, küresel sermayenin istediği akademik eğitimin gerekliliğini öğrencilere dayatıp öğretmeye zorlayabilir ancak şunu unutmamak gerekir ki bizim çocuklar yarınlarına güvenip kendi dilleriyle yerel kültürlerinin dizlerine yaslanıp hayaller kurarak huzurlu olabiliyor.
Filistinli Şair Mahmud Derviş’in dizesiyle “Güvenme ata ve moderniteye”
sözünü ucuz bir milliyetçilik ve dindarlık olarak algılamak meramı yanlış anlamaktır. Globalizmin esir aldığı dünyamızda her bahçe kendi çiçeğini devşirdikçe rehin zihin yapısından gençlerini kurtarabilir.
Yine Mahmud Derviş’in “ fakat ileriye gitmek dönüş köprüsü olabilir barbarlığa..” misali küresel medeniyet (!) bağnazlığı yerel değerlerimizin dünya medeniyet bahçesinde filiz vermesine engel olmasına müsaade etmeyen okulların ekosisteminde kültürel değerlerimizi evrensel kılan lider gençler yetiştirmeyi amaçlamalıyız.
Yoksa dünyanın markaları altında ezilen gençlerin kendilerine olan güvenleri filiz vermeden yok olabilir oluyor da .