Uzun yaz tatilindeyiz. Çoğumuz okulun tatil olmasının rehavetini yaşıyoruz. Eğitim döneminde cıvıl cıvıl olan okul bahçelerindeki boşluk insana terk edilmişliğinin hüznünü veriyor. Okul deyince bahçedeki insan cıvıllığına şartlanıyor. Öğrenci olmayınca metruk binalar bir heykel gibi.
Yazın her ne kadar okullar tatil olsa da eğitim arayışı okula yeni başlayan, ortaokul ve liseye geçen öğrencilerin ebeveynlerinde devam ediyor.
Okula yeni başlayacak olan 1 milyondan fazla velinin çocuğuna iyi okul, öğretmen bulma arayışı var. Bulunduğu mahalledeki Okulu tercih etmek zorunda olsa da muhitini, okulunu beğenmeyip okul arayışı içine giren veliler yaz tatilinde boş durmadı. İstediği Okula çocuğunu kaydetmenin prosedür arayışı uğraşı içine girdi. Kimi istediği okula yakın olmak için adresini değiştirdi. Kimi misafir bir adres buldu
Peki anaokulunda ve ilkokulda doğru olan nedir? Çocuğu okula verirken neye dikkat etmeliyiz? Çocuğun eğitimi için ebeveyn semt değiştirmeli mi?
Soruların cevapları bölge, durum ve şartlara göre farklı olabilir. Öncelikle anaokulu ve ilkokulda eve yakın okul doğru bir tercih. Küçük yaştaki çocukların yollarda, servislerde heba olması Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmayla sonuçlanabilir. Eve yakın okul çocuğun mahalle arkadaşlarıyla aynı sıraları, okulu paylaşmasını sağladığı gibi çocuklardaki dayanışma okul dışında aynı sosyal ortam içinde oyun oynamalarına da katkı sağlar. Anaokulu ve ilkokulda önemli olan derse giren öğretmenin niteliğidir. Öğrenci öğretmenin davranış ve akademik bilgisine göre şekillenir, davranış, düşünce geliştirir. Okulun sosyal çevresi önemli ancak bundan daha önemlisi öğretmendir. Öğretmen merkezli bir okul tercihi yapılabilir ilkokul ve anaokulunda.
Devlet okullarındaki öğretmen tecrübesi, görev süresindeki istikrar bazı vakıf okullarını saymazsak özel okulların birçoğunda yok. Devlet okullarında öğretmen arkadaşlar çoğunlukla ilköğretim birde alıp eğittikleri öğrencileri mezun etmeden görev yaptıkları okuldan tayin istemiyor. Bu durum ilkokul öğrencisinin nitelikli eğitim almasını sağlıyor. Özel okulların ilköğretimdeki eğitim kalitesi devlet okulların gerisinde. Bir ebeveyn çocuğunu ille de özel okula vermek isterse devlet okulunda nitelikli bir öğretmenin eğitimine çocuğunu verebilir. Daha sonra Ortaokul ve lisede özel okul tercihini kullanabilir.
Ortaokul tercihinde iyi okul kötü okul ayrımı veliler arasında sık sık yapılan bir durum. İyi okul kötü okul yoktur aslında. Okulun sosyal çevresi, okul idarecileri ve öğretmenleri bir okulun niteliğini belirler. Özellikle okula giden ebeveynin eğitim kalitesi, yaşam biçimi çocuğun hayatına sirayet eder. Çocuk aileden aldığı yaşam biçimini okula taşıyor. Doğru yaşam tarzına sahip çocukların gittiği okul elbette akademik ve beceri geliştirmede daha başarılı olur. Müdür bir okulun öznesidir. Okulun çehresini değiştirebilir donanıma sahipse yasal yetkisi var zaten. Hem öğrenciler üzerinde hem öğretmenlere liderlik yapıp yönlendirme açısından okulun eğitim ve becerisini kısa sürede üste taşıyabilir. Ortaokul tercihinde; okulun sosyal çevresi, okul idaresi ve öğretmen kalitesi belirleyicidir.
L
isede LGS ile yerleşen okulların tercihinde öğrencinin sınavda aldığı akademik başarı belirleyici. Proje okullarına yerleşen öğrenciler dışında geriye kalan bir milyona yakın öğrenci mahallesine en yakın okula MEB tarafından yerleştiriliyor. Sıradan bir özel okula gitmek ile devlet tarafından yerleştirilen devlet okullarının eğitim kalitesi arasında dört yıl sonra üniversite sınavlarında aldıkları puana baktığımızda pek bir farkın olmadığını görüyoruz.
Lise’de öğrenci kendi farkında. Öğrencinin bireysel çabası onun beceri gelişimini ve akademik başarısını ileri taşır.
Ebeveyn tarafından desteklenen lise öğrencileri kitap okuyup kültürel çalışmalara katıldıkları sürece de ekademik başarıları bulundukları okulun ilerisinde olur.
Şu notu da bir yere yazmakta yarar var. Artık eğitim okul ile sınırlanmıyor. Hatta okullar müfredatlarıyla sıralarıyla masalarıyla disipliniyle öğretmeniyle günlük hayattaki değişimin gerisinde kalıyor. Eğitim ve beceri geliştirmede öğrenciler dışardan daha çok besleniyor. Müzik, sinema, tiyatro, Kitaplar, müzeler isteyen çocuklara bir okuldan daha çok şey verebiliyor.
Stefan Zweig bir asır önceki çocukluğunu anlatırken “ Sadece pantolonlarımızla oturduğumuz sıralar, dış dünyada heyecan veren binlerce etkinliğin çoktan gerisinde kalmışlardı.”diyor. Tıpkı bugün olduğu gibi.
Trafik kazasında hayatını kaybeden Prof. Dr. Ahmed Haluk Dursun’a Allah rahmet eylesin.
Rabbim mekanını cennet eylesin.
Ailesine Allah sevenlerine sabrı cemil niyaz eylesin.