Tatil, dilimize Arapçadan girmiş bir kelime.
TDK’ye göre; çalışmaya ara verilen dönem. Okullarda eğitimin durdurulduğu dönem.
Eğlenmek, dinlenmek amacıyla çalışmadan geçirilen süre anlamlarına geliyor. TDK’deki tanımların tamamının hayatımızda bir karşılığı var. Birçoğumuz; “tatil’i hiçbir şeye dokunmadan eğlenerek, dinlenerek geçirmemiz gereken zaman olarak anlıyor ve yaşıyoruz. Karne ile beraber üç ay boyunca çantaları, defterleri, kitapları rafa kaldırılıyoruz. Bir daha hiç okula başlamayacakmış gibi bir havaya sokuyoruz çocukları. Oysa bilginin “NANO”teknoloji ile birleştiği çağdayız. Zamanın tanımı değişti. Tatil kavramı TDK’deki karşılığını çoktan yitirdi. Sık sık zaman ila yarıştığımızı söyleriz. Mesajlarımız, maillerimiz masallardaki hızla ulaşıyor adreslerine. Dolayısıyla hayatın yavaş yaşandığı dönemlerdeki gibi zamanı har vurup harman savurarak kullanma devrini de çoktan geride bıraktık. Eğitim, camiasının yaşadığı üç aylık uzun yaz tatilinin rehaveti tatil kavramının yeniden tanımlanmasını engelliyor. Cumhuriyet’in kurulduğu yıllardaki dünya yok. O yıllardaki Türkiye’de yok. Dolayısıyla Tevhidi Tedrisat ile başlayan eğitim düzenlenmesindeki tatil kavramı da geçerliliğini çoktan yitirdi. Tatil anlayışımızı yeniden sorgulayıp tanımlamamız lazım. Tatili, zamanın hızla akıp gittiği çağa ve yeni neslin hayatına yeniden uyarlamamız lazım.
Türkiye’de, ilk ve orta okullarda 12 yıllık zorunlu eğitim var. Eğitim kurumlarımızda, 3 aydan fazla süren öğrenciyi hantallaştıran yaz tatili yapılıyor. 15 günlük ara tatili saymazsak zorunlu eğitim öğretim sürecinde öğrenciler toplamda 36 ay (3yıl) tatil yapıyor. Yıllardır olagelen ve eğitimimizi hantallaştırıp öğrenme kaybına neden olan tatil süreçlerini daha aktif ve eğitime yararlı hale getirmenin zamanı çoktan geçti. Maalesef, MEB tatil konusunda da kendini çağa uyarlamakta çağın gerisinde kalıyor. Çağdaş muassır medeniyetler seviyesine gençleri ulaştırmak yerine sorumsuz, projesiz, işlevsiz uzun yaz tatilinin rehavet ve hantallığına bırakıyor gençleri. Öğrencileri uzun tatiller ile amaçsızlaştırıyoruz. Öğrencilerin aldığı yıllık eğitim birikimi, uzun yaz tatillerinde Öğrencilerde öğrenme kaybına neden oluyor. Öğrencilerin bir eğitim öğretim boyunca aldıkları eğitim, tatillerde yaş aralığına bağlı olarak buharlaşıyor öğrencinin zihin ve davranışlarında.
Gelişmiş Batı ve Uzakdoğu ülkelerinde yaz tatilleri ortalama 45 gündür. Bu ülkeler, yaz tatilini uzun tutmak yerine eğitim öğretim döneminde kısa süreli tatiller yapıyor. Bir hafta ile 15 gün içinde değişen bu ara tatiller, öğrencinin eğitim öğretim dönemi içindeki yorgunluğunu azaltarak öğrencinin zihnini dinç tutuyor. Öğrenciyi, öğrenmede aktif kalıyor. Öğrenci zihninin eğitimden kopmasına engel oluyor. Ülkemizde en büyük sorun haline gelen ( birkaç kişi dışında MEB halen bunun farkında değil) yaz tatillerindeki eğitim öğretim kaybını da en aza indirmiş oluyor.
Ülkemizde, yaz tatilini uzun tutmak, öğrenciye daha fazla tatil yaptırmak ; öğrencilerin daha çok dinlenip eğitimde yararlı olmaları anlamına gelmiyor.
Tatiller, amacına uygun işlevsel hale gelmeyince eğitim kaybı dışında okulun açıldığı ilk dönemlerde çocuklarda okula uyum sağlayamama, sınıfa odaklanamama, Öğretmeni dinlemede dikkatini toparlayamama ... gibi daha birçok soruna da neden olmaktadır.
Uzun yaz tatillerinde eğitim kaybı en çok; ilkokul öğrencileri ve düzenli bir ebeveynden doğru davranış kazanmayan düşünce disiplinine sahip olmayan öğrencilerde görülür.
Eğitim kaybını en aza düşürmek için çocukların zihnini dinç tutan okumalar ve aktiviteler yapmak gerekir. Yaz ödevi deyince MEB’in didaktik, ezberci, son kullanma tarihi geçmiş müfredat kitapları yerine çocukların zihin dünyasını hayal gücü ile birleştiren çocukların ufkunu açan kitaplar okutmak lazım.İlk ve ortaokul öğrencilerine kurgusu sağlam, olay örgüsü geniş hikaye, roman ve masallar okutmalıyız. Kitaplar çocuklarda tatildeki öğrenme kaybını azaltır. Hayat boyu eğitimin bir parçası olur. Kitap ayrıca çocukların eğitim ile bağlarının kurarak, çocuklardaki davranış ve düşünce bozukluğunu da gidermiş oluruz.
Kitap okumalarını aşağıda verdiğim linkten seçebilirsiniz . Özellikle öğrencilerin zihin haritası gözününde bulundurularak seçilmiş kitaplar.
Hayao Miyazaki’nin En Sevdiği 50 Çocuk Kitabı - https://www.egitimpedia.com/hayao-miyazakinin-en-sevdigi-50-cocuk-kitabi/