3-7 Aralık 2018 tarihinde Bolu’ da “Öğrenci Başarı İzleme Araştırması Soru Çalıştayı“ yapıldı.
Amaç "2023 Eğitim Vizyonu”na uygun bir sınav belirlemesi yapmak ve buna uygun soru hazırlamak .
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürü Sadri Şensoy, "2023 Eğitim Vizyonu'nda, hedeflenen ölçme değerlendirmedeki soru yaklaşımı şu şekilde olacak: akıl yürütme, eleştirel düşünme, yorumlama, tahmin etme ve benzeri zihinsel becerilerin sınanması öne çıkacaktır. Bilgi depolamak, formül ezberlemek gibi işlemlere ihtiyacın kalmadığı bir yaklaşım sergilenecektir." Ekim ve kasım ayında MEB’in LGS için yayınladığı örnek sorulara benzer soruların sorulacağını da ekledi.
Madem eğitimde bir “Milli Seferberlik” başlatıyor MEB, o zaman ufku daha geniş tutmak lazım. Eğitimin üç önemli ayağı var: aile, öğrenci ve okul ( öğretmen, idareci).
Önce aileden başlayalım. Veli’nin eğitim sürecindeki yerini tespit edelim.
Öğrencinin ilk öğretmeni ebeveyni.
İlk yaşam alanı ise aile ortamı.
Aile, eğitimin ana omurgalarından en önemlisi. Eğitimi yeniden düzenlemede aileyi görmezden gelememeli MEB.
Aile; yılda iki kez veli toplantılarına çağırılıp çocuklarının notlarını söylenerek geçiştirmemeli eğitimden.
Aileden; çocuklara kazandırılan davranışları, alışkanlıkları tespit edelim.
Çocuğun aileden edindiği ve eğitimde anlama algılama başarılarını engelleyen yanlış davranışlar konusunda bir tespit yoklaması yapalım. Okullarımızda Rehberlik birimleri aracılığıyla ailelere akademik başarıda destek verelim. Hatta bir adım ötesine gidelim eğitimde aile çalıştayları yapalım. Her okulda mevcut rehberlik birimleri var. Bu birimler hafta içi hafta sonu anne-baba eğitimi ile seminerler verebilir. Bilinçli bir aile doğru davranış kazanmış eğitime, eğitilmeye uygun öğrenci demek.
Eğitimin diğer bir ayağı: okul.
Sınav sistemimizi zihinsel becerileri ölçme üzerine kuruyoruz lakin okullarımızda ezbere dayalı bir eğitim veriliyor.
Geçen yıl, sekiz yıl boyunca ezber eğitim ile ders alan öğrenciye zihinsel beceriye dayalı sorular LGS’de sorulunca sonuçların vehametini gördük.
0n, yirmi, otuz yıldır ezbere dayalı metod ile ders veren öğretmeni bir gecede de değiştiremeyiz. Kemikleşmiş öğrenme metodlarını değiştirin demekle de değişilmiyor.
MEB’in de Cumhuriyet tarihinden önceye dayanan politikası ezber eğitim. Hatta birkaç ay önce MEB müsteşarlığından ayrılıp rektör olan Yusuf Tekin Bey de hafızlık geleneğimizi anımsatarak bizde ezberin eğitimdeki kalıcı yerine vurgu yaptı.
Elbette yanlış da devam edelim demiyorum.
Hazırlanan Sınav sorularına uygun eğitimin verilmesi için mevcut dokuz yüz elli bine yakın öğretmeni de sisteme uygun güncellemek lazım. Belki de sınav soru çalıştaylarından önce eğitimin öznesi olan öğretmenlere, 2023 Eğitim vizyonuna uygun bir ders anlatımı çalıştayları yapmak lazım. Öğretmenlere rağmen eğitimi düzeltemeyiz. Emrivakilikle de olmuyor. Tanzimat’tan beri emrivakilik yapılıyor. Merkezden karar alıp talimatlar vermekle tabanda karşılık bulmuyor değişim. Üç yüz yıllık tarihi geçmişimiz bunun örnekleriyle dolu.
Yüksek maaş vermekle de öğretmenin kalitesi artmıyor. Güvenlik sorunu yaşadığımız bir dönemde polis, askerin maaşları sürekli arttırılırken öğretmenin de ekonomik geliri buna paralel arttırılmalı.
Ancak bütün bunlardan daha önemlisi öğretmenin yaşam kalitesi artmalı, arttırılmalı.
Öğretmen, kendini eğitimin lideri konumuna taşımalı. Bir yol rehberi, bir akil insan, haline getirmeli kendini.Bilginin hamalı olma tuzağından kurtulmalı.
Öğretmeni değerlendiren, öğretmenin kendisini yenilemesini sağlayan, yeni eğitim sistemine uygun bir gelişim süreci yaşaması için öğretmen ve idareciler için de bir yol haritası lazım. Vizyona uygun bir eğitime tabi tutulmaları bir zaruret.
Eğitimin dokunulmazı olmaz. Ekonomik sorunlarımızdan daha önemli eğitim sorunlarımız. Ekonomiyi besleyen ya da aksatan kaynaktır eğitim.
Okullarda yapılan yazılı yoklamaların da 2023 eğitim vizyonuna uygun düzenlenmesi lazım. Yazılılar ezber, merkezi sınavlar ( LGS, TYT, AYT, KPSS) zihinsel beceriye dayalı ikilemin oluşmasının önüne geçilmeli. Bir bütünsellik içinde öğrencilerin eğitim gelişimine katkı sağlanmalı. Öğrenci kendini ifade etmeye dayalı ölçme değerlendirmede fark yaratır. Çoktan seçmeli (test) sorularda değil.
Öğrencilerin eğitim ekosistemini zihinsel beceriye, doğru düşünmeye, okumaya, tahlil ve analize uygun hale getirirsek
öğrencilere emir cümleleri kullanmamıza gerçek kalmaz. Eğitimin ekosistemi içinde yanlışa giden yollar kendiliğinden ortadan kalkar.
Edgar Allan Poe, “Diri Diri Gömülüş” adlı hikayesinde:”insanoğlunun başardığı en muhteşem şey yanlışlarını diri diri gömüp doğrularına yaşam alanı oluşturmasıdır.”
Tanzimat ile başlayan yanlışlarımızı gömmenin zamanı değil mi? Eğitimi dert edinen olarak doğrularımıza yaşam alanı oluşturmak için bireysel çalıştaylarımızı yapmanın mevsimi.
Değerler eğitimi uygulamasında bir ilk
Okullarımızda çoğunluğun; başarı, diploma, yüksek not almayı öncelik haline getirdiği eğitimimizde değerler eğitimini nerdeyse okullarımızın kapısından kovar hale geldik. Sanayiye eleman yetiştiren batı okullarından farklı 1200 yıllık eğitim geleneğimizde değerler eğitimi öncelikti.
Geçen hafta Ağrı Alparslan Ortaokulu, Gözetimsiz Sınav Uygulaması yaptı. Sınavlarda öğrencilere kağıtlar dağıtıldı ve gözetmen öğretmen dışarı çıktı. Değerler eğitimi budur. Okullarımızda İyi insan yetiştirmenin bir ilk adımı olur ve bu uygulama tüm ülkeye yayılır dilerim. İyi insan olmak diplomalı almaktan daha önceliklidir.