6 Ağustos Pazar günü ülkemizde bir milyona yakın 8. sınıf öğrencisi LGS’ye girecek.
Sekiz yıllık eğitimleri nihayete ererken şu ana kadar girebilecekleri en önemli imtihan: LGS.
2020 Mart’ından beri düzenli gitmedikleri okul.
Yüz yüze almadıkları eğitim. Kendi imkanlarıyla hazırlandıkları sınav. Dönem ortasında müfredattan çıkarılan konular. Hepsinin birbirini tetiklediği belirsizlikler, acabalar...
MEB’in belirlediği sınavlı okullarda öğrenci kontenjanı 174 bin 160.
Azınlık okulları ve özel okulların öğrenci kontenjanı buna dahil değil.
Her öğrenci çağın rekabetçi yapısına uygun en iyi olmada rakibini geride bırakmak İle donatılmış.
Birbiriyle yarıştırılan bir sitemde boncuk boncuk ter akıtan taze iradelerin imtihanı.
Sistem böyle deyip herkes her yapılanı mübah görüyor. Sistemin ucu kimin elinde o da belli değil.
Gelin hep beraber sınava on gün kala empati kuralım. Çocukların gözünden doğru bir iletişim ve anlayış dili geliştirelim.
Mukayese dilinden uzak duralım.
Ebeveynlerimizin sürekli yaptıkları, bizi arkadaşlarımızla karşılaştırıp bizi yetersizlik ile suçlamaları.
Rekabet bizi beslemiyor bilakis bize zarar veriyor. Biz çocuklar kapital ve kapitalist çarkın dişlileri değiliz. Rekabet ile karşılaştırma bizi motive edip bizi kendi tabirinizle gaza getireceğinizi düşünüyorsunuz ancak tuttuğunuz yanlış yol bizi doğru adrese götürmüyor.
Rekabet ve karşılaştırma sırtımızda hem bir yük hem de arkadaşlarımızı kıskanmamıza neden olur. Başarı ve iyilik paylaştıkça çoğalır ve bundan herkes kazançlı çıkar.
Bu konuda sınava az bir zaman kala hepimizin doğru bir adreste durup başarılı olmamızda bize yardımcı olacak bir film izleyelim: Kelimlerin Gücü.
Bir kalıba hemen girecek metal değiliz.
İnsan, yaşadıklarının toplamıdır. Biz çocuklar da yaşadıklarımız sonucu zamanla şekil alıp kişilik oluşum kalıbına giriyoruz. Yaşadıklarımıza zemin sağlayan da yaşadığımız aile, okul, toplum. Bize siz şekillendiriyorunuz. LGS adına emir cümleleriyle bize çevrim içi hızında bir şekil vermeniz hem sizi yıpratır hem bizi. Doğru bir iletişim dili boyacı küpü hızında kalıba bizi sokmanız değil.
Nasihat makinesi olmaktan vazgeçmek.
Didaktik hayatın kalemini elinize alıp emir cümleleri üzerinden nasihat vererek istediğiniz gibi bir insan olmak en çok başvurduğunuz yöntem. Nasihat makinesi olmaktan vazgeçip bizi masajlarınızla boğmayın. Elimizde olmadan size rağmen istemediğiniz davranışları yaptığımızı düşünüyor olabilirsiniz ancak öyle değil. Empati kurup bu tuzaktan kurtulmamıza yardımcı olun.
Her emir bizi yanlışımızda direnmeye de neden olabilir. Bunu siz fark etmiyorsanız bu sizin sorununuz. Bize zarar veriyor. Bize rağmen bize zarar vermeyi görün.
Gülümseyip didaktik cümlelerden vazgeçip el ele birlikte kurduğumuz cümlelerle yol alalım.
Kendiniz için bizi sevmekten vazgeçin.
Başarılı bir çocuk olmamız adına kendiniz için bizi seviyorsunuz. Bizi kendimiz için sevdiğinizde daha doğru bir insan yetiştirdiğinizin farkında olun. Kendiniz gibi olmamamıza rağmen bizi sevdiğinizde bizden beklediğiniz başarı artar.
Bizi kendi döneminiz ile yargılamayın.
Ülke olarak hep karşılaştırma üzerinden doğru sonuca ulaşacağımız tuzağına düşüyoruz.
Benim zamanımda diye başlayıp sizin zamanınız gibi bir çocuk olmadığımız için bizi kötülemek ne kadar doğru bir insan yetiştirme tarzı? Sizin zamanınız gibi değil günümüz dünyasına uygun bir nesil olmamız için bize yardımcı olun.
Heyecanımızı kaygı İle beslemeyin.
Hayatımızın dönüm noktalarından ilki olan bir sınava gireceğiz. Sınavın getirdiği bir heyecan yaşıyoruz. Heyecan bilgiyi, zihni, duyularımızı dinç tutar. Doğru sonuca ulaşmanın azığıdır heyecan. Heyecanımızı doğru okuyup kendi kaygı ve endişelerinizle bizi paniğe sürüklemeyin. Şehir efsanesi gibi yıllardır ağızdan ağıra dolaşan kötü örnekler üzerinden heyecanımızın kulağına kar suyu kaçırmayın.
Birlikte yaşadığımız güzel günleri konuşalım.
Yaklaşık dokuz aydır sürekli ders, soru, konu, sınav, okul, sonuç gibi hayata dair nefesin olmadığı konular konuşuyoruz. Boğulduk. Biz ebeveynlerimizle saydığımız ve bize hayatı daraltan konuları değil hayatın nefes alıp verdiği bizi ferahlatan konular konuşmak, sohbetler etmek istiyoruz. Bize geçirdiğimiz çocukluğumuza dair güzel anılarımızdan bahsedin. Birlikte kahkaha atalım.
Güven her kapının anahtarıdır.
Bize güvenin. Bir ailenin çocuğuna vereceği en büyük sermaye güvendir. Sizden alacağımız güven ile LGS’de acabalarımız, arada kalmalarımız azalır. Doğru tercihe giden kalemimizin ucu keskinleşir. Kale gibi arkamıza aldığımız güveniniz, bize başarının tüm kalelerini fethetmemizi sağlar. Güven bilginin şifrelerini de çözer.
Artık sınavı değil teşekkür etmeyi konuşalım.
Dönem başından önce başladığımız bir çalışmanın sonuna geldik. Bu saatten sonra keşke sopasıyla birbirimizi adam etmek, hırpalamak, üzmek yerine iyi ki ile bundan sonra doğru yolda ilerlemeyi konuşalım. Her öğrenci çalışacağına çalıştı. Yapacağını yaptı. Bundan sonra rahvan atları çatlatacak bir çalışma yarar değil zarar getirir. Sakinleşelim, bizi sakinleştirin, dinlendirin, hızımızı düşürün, normal hayata dönmemizi sağlayın. Aslında üç aşağı beş yukarı hepimiz yaptıklarımızın karşılığı, hangi okulu kazanacağımızı da tahmin edebiliriz. Sınava on gün kala bilgi merkezli bizi boğmak yerine doğru zaman yönetimi merkezli bir program yapmak bizi hatalarımızdan arındırır. Uyku, yemek, yürüyüş, iletişim, duygu yönetimi gibi konularda tecrübenizle bize yardımcı olmanız bize istediğimiz okulun kapısını açmada anahtardır.
“Bir işin sonunu sabırla beklemek” ile mükafaatlandıranlardan olalım, temennisini tüm arkadaşlarımıza da diliyoruz.