Dil ve kaos

Alaattin Karaca

15 Temmuz darbe girişiminden bu yana bir ay geçti. Türkiye’nin ana gündemi, doğallıkla bu darbe girişimi ve FETÖ… Olağanüstü ve gergin günler yaşıyoruz kolay değil elbet! Çünkü bu tür olaylar toplumda buhranlara yol açar, bireyi ve toplumu asabî bir ruh hâli kuşatır, sağlıklı düşünme ve akl-ı selîm yetisi elden gider. Halk irfanı, böyle durumlarda insanda zuhûr eden ruh hâlini çeşitli deyimlerle ifade etmiştir. Örneğin aklımı başımdan aldı, aklım başımdan gitti veya aklım durdu, aklım fikrim karıştı, aklım şaştı der…

Günümüzde bu duruma karşılık sıkça kullanılan deyim ise ‘akıl tutulması’dır!.. Hani ninelerimiz, akla, fikre, dine, hukuka ve geleneğe uymayan olağanüstü durumlarda ellerini dizlerine vurarak; “- Öyle miii, vah vah, Allah’ım sen aklımı fikrimi koru ya Rabbi, dağlara taşlara, aklım fikrim tutuldu!” derler ya… Öyle işte!.. Bu deyimlerin hepsi üç aşağı beş yukarı doğru ve mantıklı düşünme biçimini kaybetmek, doğru ve mantıklı kararlar verememek ve hareket edememek manasına gelir. Bu, aynı zamanda insanın duygu ve düşüncelerini mantıkî/aklî bir nizama koyamaması; eskilerin deyişiyle teşevvüş-i zihnî; zihin karışıklığıdır!.. Söz konusu buhran zamanlarında sükûnetin yerini telâş, itimadın yerini şüphe ve vehim, akıl ve şuurun yerini cinnet hâli alır. İşte buna ‘kaos’ diyoruz! Kaos, yani karmaşa!

***

Devlet, asıl vasfı nizam olan küçük bir kozmostur ve kaosun zıddıdır. Nizam varsa devlet de vardır ama kaos varsa devlet yoktur! 15 Temmuz darbe girişiminin amacı kaostu; yani devlet ve toplum nizamını alt üst etmek, birey ve toplumun aklını başından almak, şuur ve iradesini yok etmek!.. Ancak köklü bir devlet ve hukuk geleneğine sahip toplumlar böyle kriz zamanlarında, akıl, şuur ve iradelerini kolayca kaybetmez. Kısa bir karmaşa yaşasalar da tarihî tecrübe ve birikimden beslenen kolektif şuur; yani halk irfanı süratle devreye girerek, kaotik duruma tepki gösterir ve toplumu yeniden nizama girmeye zorlar. İşte buna ‘millî irade’ diyoruz!..

***

Gelelim kaotik durum-dil ilişkisine. Şüphesiz ruh hâlleri evvelâ ve en sarih biçimde dile yansır. Dolayısıyla dil, ruh hâlinin aynasıdır; “uslûb-ı beyân ayniyle insan!”. Toplumsal kaos da bir tür toplumsal ruh hâli olduğuna göre, bu tür kaotik durumlar önce dilde makes bulur. Halkın “nutkum tutuldu, dilim tutuldu” gibi deyimlerle ifade ettiği de işte bu “kaos dili”dir. Çünkü bu dilde akıl, şuur ve bilgi devreden çıkar cümleler bozulur, anlam yiter… Oysa Şinasi’nin; “Dilin iradesini başta akl eder tedbir/Ki tercemân-ı lisândır ânı eden takrir” beyitinde belirttiği üzere insana özgü asıl dil, ‘şuurlu dil’dir. Çünkü insan iradesini, akıl ve şuur yönlendirir; dil ise aklın tercümanıdır. Kaotik durumlarda zihni bulanan insan, Şinasi’nin bahsettiği dilden kopar ve kaosu çoğaltan bir dil (kaos dili) kullanmaya başlar.

***

Başta söyledim; 15 Temmuz darbe girişiminin asıl amacı kaos yaratmaktı. Millî irade, yani halk irfanı buna dur dedi. Ama aydınların ve medyanın halk irfanına, özellikle dil itibariyla ayak uydurduğu söylenemez. Çünkü bilhassa dinî ve siyasî konularda, maalesef sığ, asabî, tehditkâr, ithamkâr, çığırtkan, dedikoducu, hakikatin değil ‘yer’ kapmanın derdinde; kısaca akl-ı selîmden, ilim ve irfandan uzak ‘kaotik bir dil’ yaygınlaşıyor. Oysa bu dil kaosu besliyor, zihinleri bulandırıyor ve devletin arınmasını engelliyor.

Ünlü eleştirmen Roland Barthes Fransa’daki iktidar karşıtı yazar ve şairleri; “Hem iktidara karşılar hem de iktidarın dilini kullanıyorlar!” diyerek eleştirmişti. Müthiş bir tespittir bu! Düşünün; hem darbeye karşı olacak hem de darbeyi besleyen ‘kaotik dil’i kullanacaksınız!

Ezcümle; ‘kaos dili’ni süratle terk etmeliyiz!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.