Müjde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan...
Zor durumdaki halk sevinsin diye yeni devlet yardımlarını bizzat duyurdu.
Son 3 yıldır elektrik faturasını devlet desteğiyle ödeyebilen aile sayısı, 2 milyon 100 binmiş. Şimdi artırılacak.
Kışı ancak devletin kömür yardımıyla atlatabilen hanelerin de yüzü gülecek, artık doğal gazla ısınabilecekler. İsterlerse kömür dağıtmak yerine doğal gaz desteği verilecekmiş. Bundansa 4 milyon hane yararlanacak.
2019 yerel seçimlerinden önce yine Cumhurbaşkanı açıklamıştı.
Devletten düzenli sosyal yardım alan hane sayısı, 2 buçuk milyonun üstündeydi. Destekle ayakta duruyor, geçiniyor, barınıyor, ısınıyor ve doyuyorlardı.
Bu ihtiyaç sahibi hanelerden asgari tüketimi aşanların, ortalama 80 liralık elektrik faturasını da devlet karşılayacaktı. Erdoğan, seçim üzeri bunu üstlenmeyi vaat etmişti.
Devletten düzenli sosyal destek alan hane sayısı, 3 yılda 2 buçuk milyondan 4 milyona çıktı demek. Gözümüz aydın.
Demek ki yiyecek ekmek bulamayan, elektrik ve doğal gaz faturasını dahi ödeyemeyen fakir fukara çoğalıyor.
1 buçuk milyon hane daha devlet yardımına muhtaç olmuş.
Yoksullukla mücadele zekata, sadakaya ve devlet desteğine yani vergi verenlerin sırtına havale edilmiş görünüyor.
Vatandaşı yoksullaşmaktan değil ama açlıktan, karanlıkta kalıp donmaktan korumaya dönük bu destekler; bir de "iktidarın yaptığı fedakarlıklar" olarak sunulmasın mı!
Devletin millet dışında bir gelir kaynağı, iktidarın vergi harici bir Hazine'si olsa, kulağa hoş gelmiyor da değil.
Halkının yanında, halkını düşünen bir iktidar, onu devlet yardımına muhtaç ve bağımlı hale getirirmiş, doğrusu fakirleşmekten korumak değilmiş gibi.
Sanki ödeyemeyen garip gurebanın faturasını, kendi faturasıyla birlikte başka vatandaşlar ödemiş olmuyor...
Fakat kötü yönetimin sırtına yıktığı yük arttıkça, onu taşıyamayanların sayısı da katlanarak büyüyor.
Dün belki komşusuna da yetebilen 1 buçuk milyon hane, bugün kendine dahi bakamayacak halde. Bu gidişle yarın, üstüne bir o kadar daha eklenecek.
Şimdiden 4 milyon hane, 18 ila 20 milyon kişi...
Ve müjde, yine Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan...
Bankadaki parasına faiz yetmezse üstü Hazine'den tamamlanacak kişi ve şirketlere yeni vergi avantajları, teşvik ve kolaylıklar sağlanıyor.
Kim mi ödeyecek? Beli bükülmekte olan vergi mükellefleri.
Çalışan kesimden alınacak, sırf özendirmek için faiz yiyenlere verilecek.
Durun, Cumhurbaşkanı'nın sizlere bir müjdesi daha var: 2022, ekonomide en parlak yılınız olacak.
Hadi iyisiniz, sizi sizden çok düşünen yöneticileriniz sağ olsun. Popülizme az daha asılırlarsa, her kış beklenen komünizm, bu kış nihayet gelebilir bile.
Düşünün, bütün alttakiler devlet eline bakacak, yoklukta eşitlenmelerine ramak kaldı.
Üstte de kaymak gibi bir elit tabaka ki Allah baştan eksik etmesin.
Yaşasın, müjdeler olsun, bir halk daha ne ister!
İŞ SANAT'TA MEMLEKET HAVALARI
Önceki akşam, İş Sanat'ın İstanbul Levent'teki Kibele Sanat Galerisi'ndeydim.
Hemşehrim, usta ressam Mahmut Celayir'in sergi açılışı vardı.
‘Peykerun’ başlıklı sergi, 16 Nisan'a kadar 3 ay boyunca gezilebilecek.
Celayir'in sanatı malum, yerel malzemeyle modern doğa tasviri demek. Tabii manzarası da malzemesi de Celayir'in her yazını geçirdiği Bingöl'den.
Diğer mevsimleri Berlin'le İstanbul arasında yaşıyor olsa bile yazlık adresi şaşmıyor, esintisi kokusuyla aynı dağın köyü.
Sergi, Celayir'in 50 yıllık sanat yolculuğunu da özetleyen bir seçki sunuyor. Realizmden puantilist soyutlamaya uzanan tarzlarda, erken döneminden olgunluk dönemine yayılan örneklerle...
Eserlerin yelpazesi geniş ama hepsi memleketi işliyor. Adı bile Zazaca.
Her tarafına sinmiş bir memleket havası aldığım için demiyorum, görülmesi gereken bir sergi.