İngiltere Başbakanı Liz Truss, vız gelip tırıs gitmiş; ancak bir buçuk ay dayanabilmiş.
Zaten İngiltere, istikrarını da kaybetmiş. Artık haftada bir bakan değişiyormuş.
Parlamenter sistemle yönetilmenin cilveleri diye yorumlanmasın mı bizde! İktidar medyamızın ayran budalası aklıevvelleri, çözdü anında.
Boris Johnson’ın gidişiyle başgösteren, halefi Truss’ın Başbakanlıktan istifasıyla da tırmanan siyasi istikrarsızlığın kaynağı, bizim külyutmazlardan kaçar mı! Elleriyle koymuş gibi hemen buldu herzevekiller: Parlamenter sistem.
Tabii İngilizler iki ay önce parlamenter sisteme geçti ya, kesin ondandır; durulmayan bu siyasi çalkantılar, başka neden olacaktı!
Truss’ın tırıs gittiği, tıs çıktığı gibi ses benzeşimine dayalı espriler, zehir zeka işi olduğundan çok tutuldu bizde. Pek hınzırca canım...
Fransızlar da zeka küpü akıldanelerimizin dilinden kurtulamıyor, iktidar medyamızın alay konusu olmaya devam ediyorlar.
Hayat pahalılığından dolayı halk, Macron’a tepkili, öfke sokakta patlamış, büyüyormuş.
Bizim iktidar medyasında da Macron’a öfke büyüyor. Fransızların kızgınlığı, yüzde 6 buçukluk korkunç enflasyondan. Bizimkiler de bundan kızıyor olmalı.
Fransızların diline vurmuş; “Bir Makaron tarafından yönetiliyoruz” pankartları taşıyorlarmış. Gösterilerde, devletlerinin başı için “Yalancı Macron, Pinokyo burunlu” gibi sloganlar da atıyorlarmış.
Duyan da açıkladığı terörist başka biri çıktı, Fransız devlet ihalelerini alanlar bile kağıt üstünde görünenler değil, Macron’un hayatı yalan, tek doğrusu yok, ayaküstü su gibi sallıyor zannedecek.
Ekonomi iyi olacak demiş, olmamış. Yetmez mi burnunun uzamasına!
Fransızların haline üzülen iktidar medyamız gözüme sokmasa nereden bilecektim Macron’un yalanlarını. İyi ki varlar, Allah yokluklarını göstermesin.
“Fransızlar yarı başkanlık sisteminin bedelini ödüyor” diye yazanları henüz olmadı ama o da çıkar üç vakte.
Tam başkanlık olsa çekerler miydi bu rezillikleri!
Biz şanslıyız hamdolsun. 4 yıl önce, 1 dolar 4 lira ederken cumhurbaşkanlığı sistemine geçtik. Bugün 18 liradan fazla ediyor. Bu sisteme geçmesek halimiz haraptı, siyasi istikrara kavuşamaz, rüzgara kapılmış yaprak misali savruluyor olurduk.
İngiliz’i, Fransız’ı gıptayla bakıyor, yerimizde olmaya can atıyor çok şükür.
Bizde dehşet suç ifşalarıyla yer, yerinden oynasa sorumlu bakanı koltuğundan bir milim oynatamazsınız.
Faraza İçişleri Bakanımız; organize suçun siyasi ayağını bildiğini, mafyadan 10 bin dolar maaş alan siyasetçiyi yakaladığını açıklasa ertesi gün kulağının üstüne yatar, savcılar da oralı olmaz.
Madenciler ihmalden göçük altında kalsa, kusurlarından dünya yıkılsa memurlar bile bana mısın demez, tınmaz devletlilerimizden kimse.
Böyle de sağlam işte siyasi istikrarımız. Nasıl imrenmesin Hans’la George, içleri gidiyor.
Zavallı İngilizler; sterlin yüzde 5 tarihi erime yaşadı diye Başbakan mı istifa edermiş! Üstelik üç güne toparladı dolara karşı, düştüğü seviyenin üstünde şu an.
Kamu televizyonu BBC’de bile koltuğunu salladılar Truss’ın, “artık yönetme becerinize nasıl günevebiliriz” diye yüzüne söyleyip arkasından iğnelediler.
Sanırsınız değer kaybeden paralarda geçen seneyi birincilikle kapatıp, bu sene de dünya şampiyonluğuna koşan sterlindi, hatta yerlerde sürünüyor...
Sanırsınız paraları pul oldu da İngiltere’de fiyat istikrarı bozuldu; üretici de tüketici de burnunun dibini göremiyor, bugün sattığını yarın kaçtan alabileceğini kestiremediğinden esnaf fiyat belirleyemiyor, ticarete büyük bir belirsizlik ve öngörülemezlik hakim, ekonomide istikrar mistikrar hak getire, Merkez Bankaları bir türlü dikiş tutturamıyor...
Ve bu finansal istikrarsızlık, bu ekonomik felaket, bu mali çöküş; sanırsınız Truss’ın eseri...
Demek ondan Merkez Bankası başkanları kıpırdamadan yerinde kalırken ilk hatada Maliye Bakanı’yla Başbakan gidiyor.
Oysa bizde sadece laf dinlemeyenler silkelenir ve gider. Paramıza yaptıkları için Hazine ve Maliye Bakanı, enflasyon başarısızlığı yüzünden MB Başkanı gidecek değildi ya!
Yanlış anlaşılmasın; BBC, liderleri Truss’a yükleniyor da bizim kamu televizyonumuz TRT geri mi duruyor, haşa! O da Truss’la Macron haberlerinin hakkını veriyor. Allah var şimdi...
Kıssadan çıkarılacak hisse: İstikrarlı bir şekilde kötü yönetilmek, siyasi istikrarsızlık yaşamaktan iyidir.
Varsın halkın ekonomik istikrarı olmasın, yeter ki bir avuç yönetici elitin siyasi istikrarına bir şey olmasın. Yöneticiler garantideyse gerisi önemsiz.
Aksi halde acemi, beceriksiz, çırak siyasetçilere kalırsınız. İlk yanlışta giderlerse iktidarda nasıl pişecek, pişkinleşecek de ustalaşacaklar?
Yaşasın pişeğen istikrar, sisteminizin kıymetini bilin.
Fıstık gibi “Jest Oldu”ysa şarkımız Mustafa Sandal’dan: “Kız seni alan yaşadı, dertlerini de boşadı, mest oldu...”