Anadolu Ajansı “Pentagon’dan Türkiye’ye tıbbi yardım teşekkürü” başlığıyla geçti haberi. “Türkiye’nin yardım eli ABD’ye de uzandı” ara başlığıyla...
“Kolilerde 500 bin maske, 400 bin önlük, 2 bin litre dezenfektan, 500 yüz koruyucu ve 400 N95 tipi maske ile 1500 koruyucu gözlük olduğu” bildiriliyor.
Pentagon yetkilisi Ryan, “Türkiye ABD’ye yardım ederken, ABD olarak biz de yapabildiğimiz ölçüde başka müttefiklere yardım etmeye çalışıyoruz değerlendirmesinde bulundu.”
Teşekkür konuşması diye gurur ve sevinçle karşılanan konuşma bu!
O müttefikler arasında YPG’nin de olduğunu, yine bir Anadolu Ajansı haberi bize duyurmuştu.
4 Nisan tarihli haberin başlığı: “ABD’den YPG/PKK’lı teröristlere 1.2 milyon dolarlık koronavirüs yardımı.”
“İlgili açıklamada, örgütün elindeki hastane ve hapishanelere sağlanan malzemelerin eldiven, maske, ameliyat kitleri, tulum ve oksimetre gibi koruyucu ekipmanlardan oluştuğu ifade edildi.”
YPG’ye giden ayni yardımın değeri 1 milyon 200 bin dolar tutuyormuş.
Bizim kolilerin ederi açıklanmadı ama ABD’ye yolladığımız kargodan pahaca fazla değilse az hiç değildir.
Ve bizde, herkesin henüz alamadığı maskelerin önce ABD’ye ulaşmasına bozulan çok.
“Eve lazım olan camiye haramdır” diyen de var...Kampanya açıp halktan yardım toplarken dünyaya yardım dağıtmayı tutarsızlık gören de...
Bizden alacakları maskeye, tuluma gerçekten muhtaçlarsa YPG’ye daha fazlasını nasıl bağışlayabildiklerine kafayı takanlar da çoğalıyor. Haksız da değiller.
Ama benim asıl takıldığım kısmı şu...
Başkalarına sadaka olarak dağıtabildikleri malzemeyi, Türkiye’den Mısır’dan dilenir gibi toplamaktan zerre gocunmuyorlar, ne iştir?
Darbeci General Sisi’nin kaldırdığı, benzer malzeme taşıyan askeri kargo uçağı da aynı sıralarda, aynı terminale ulaştı.
ABD’liler, ‘biz süper gücüz, ne cüretle yardıma kalkıyorsunuz, bizim ölümüz bile hepinize yeter’ kompleksine kapılmadılar yine.
‘Ağız yer yüz utanır, minnet borçlanırız, yarın isteklerine hayır demeye yüzümüz tutmaz’ diye gerilmediler de.
Teklifi de yardımı da kasılmadan, törenle, büyük bir memnuniyetle, döne döne teşekkür ederek, yardımsever dostlara bunun tatmin ve gururunu dibine kadar yaşatarak kabul ettiler.
Hatta, örnek bir yardımlaşma gösterisine çevirme fırsatını, hayırsever ülkelere özellikle sağladılar bile diyebiliriz.
ABD Ankara Büyükelçiliğinin kaç teşekkür tiviti attığını, kaç ABD’li yetkilinin teşekkür selamı çaktığını sayabildiniz mi?
Sanki alan değil de veren el konumundalarmış gibi bir rahatlık içindeler.
Yardımı kabul etmekle asıl jesti onlar yapmış gibi sırt sıvazlıyorlar. Pişkin pişkin ‘aferin, bravo’ çekiyorlar.
Ne kaçırıyoruz, bu yardım diplomasisinde yok mu bir tuhaflık?
AVM'lerin açılması başka bahara
Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati AVM'cileri aramıştı, Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak'ın 4 Mayıs'ta açılmalarını istediğini söylemişti güya.
Ama AVM'ciler "Hazır değiliz, yetişmez" diye bari 11 Mayıs'a ertelemeyi önermişlerdi.
Habertürk'te dün Fatih Altaylı yazdı, Nebati iddiayı reddetmiş, böyle yansıtanlara da kızmış, kırılmış.
Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği Başkanı'ydı böyle yansıtan. Kızgınlığa, kırgınlığa yol açan yanlış anlaşılmayı aralarında giderirler, ona şüphe yok.
AVM'ciler mi, bir an önce kira tahsilatına dönebilmek için kulis atıyordu? Bakanlık mı ekonominin çarklarını döndürmek için bastırıyordu? Kimin daha çok sabırsızlandığını bilemem...
Fakat şuna da şüphe kalmadı; Bilim Kurulu'yla Sağlık Bakanı Koca direnmese o AVM'ler ama 4, ama 11 Mayıs'ta açılacaktı.
Neyse ki ucuz atlatıldı. Alelacele açma planı, anlaşılan yattı. Bakan Koca'nın tedbirleri erkenden gevşettirmeme kararlılığı sayesinde. Normalleşme, şimdilik Haziran başına ertelendi.
Sırası gelince, vaka sayısı az çıkan küçük illerden başlanacak AVM açılışlarına...
O zamana dek belki AVM'cilerle perakendeciler de aralarındaki sorunları konuşarak çözer.
AVM Yatırımcıları Derneği ile Birleşmiş Markalar Derneği, birbirlerine medya üzerinden el ense çekip duruyor. Ancak masaya oturup konuşamıyorlar.
Görev, iki tarafın da temsil edildiği çatı örgütleri Türkiye Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Federasyonu'nda.
Şimdilik ek süre kazansalar da o gün gelecek. AVM'ciler, yapacaklarını yaptıklarını, fedakarlık sırasının artık perakendecilerde olduğunu söylüyor.
Perakendecilerse kiraların 3 ay daha alınmamasını, bir yıla kadar ciroya endekslenmesini, ortak giderlerin bölüşülmesini ve kısa çalışma ödeneği şeklindeki istihdam desteğinin sürdürülmesini şart koşuyor.
Nerede uzlaşır, nasıl anlaşırlar kendi sorunları. Ama batarsa birlikte batacak, yaşarsa birlikte yaşayacaklar. Ve zaman aleyhlerine daralıyor. Fırsat bu fırsat!