İmamoğlu, Kadıköy'deki tarihi Gazhane'yi mi harabelikten kurtarıp modern bir mekâna çevirdi...
Muhalefet belediyesinin halka bir hizmet ulaştırmasını engelleyemeyenler, halkın bu hizmete ulaşmasını engellemek için başlıyor çıngar çıkarmaya...
Duvarlarına uygunsuz çizimler boyanmış da... İBB silmiş ama yetmez, ilk seçimde bu kirli zihniyeti silmek gerekirmiş de...
Şu bildik terâneler, anladınız siz.
AK Parti İBB'sinin yapmadığını CHP İBB'si yapmış, onların sahip çıkmadığı bir ecdat yadigârına İmamoğlu sahip çıkmış. Teşekkür beklerken karalama ve saldırıya uğruyor.
Sana mı kaldı, bizim yapmadığımızı sen nasıl yaparsın, yaparsa biz yaparız, der gibi...
Yedikule Gazhanesi, Haliç'teki Feshane, Sultanahmet'teki Yerebatan Sarnıcı İstanbul'a geri kazandırıldığında da tepkileri farklı olmadı.
Pandomim koparmaya bir bahane buluyor, bulamadıklarında uyduruyorlar.
İmamoğlu, kaderine terk edilmiş tarihi Feshane'yi alıp şehrin en şık, en Avrupai tek parça kültür-sanat alanına mı döndürdü...
Açılış sergisinde ahlâka, milli ve manevi değerlerimize aykırı şeyler var, dolduruşlarıyla koyuyorlar hedefe. Tapınak Şövalyelerinin, satanistlerin sembolüymüş gibi gösterip keçi heykellerine bile saldırdılar.
Tarihi mirası ihya eden, manevi değerleri yaşatan muhalefetse hemen tarihi değerlerimize saygısızlık ve kutsallarımızı aşağılamakla suçlanıyor.
Çoluk çocuk gidilmezmiş. Zoru neyse İmamoğlu, milletin ahlâkını bozmaya çalışıyormuş.
Bu hafta Bakırköy Baruthanesi'ni de hizmeye açtı. Bakalım ne yaveler yumurtlayacak, ne kulplar takacaklar.
Mezbelelikken güllük gülistanlık hale getirilmiş, nesi kötü, getirilmese miydi, neden bu hırçınlık!
Anadolu Hisarı, elden geçtikten sonra bambaşka oldu. Tepkilerini tutmakta zorlansalar da halkı oradan uzak tutmayı henüz başaramadılar.
Kimseler gitmesin de edebiyatını yapmakla gereğini yapmak arasındaki farkı görmesin, lâf değil icraatla olacağını bilmesin, uyanmasın diye mi?
Hayır, bu bencillikten de muhalefet sorumluymuş.
Hizmeti engellemekle, engelleyemezse halkı hizmetten uzaklaştırmakla ve kendinden olanla olmayanı ayırıp hizmette ayrımcılık yapmakla suçlanan yine muhalefet. Suçlayansa iktidar.
Sorarlarsa CHP, boş polemikler ve nefret söylemleriyle milleti kavga ettirirken AK Parti, Türkiye Yüzyılı'nın taşlarını döşemekle meşgul..
Muhalefet ağzını da muhalefete bırakmıyor, iktidarın kendisi kullanıyor yani.
Fakat hayır, sadece İmamoğlu'na karşı böyle değil. Kişisel zannetmesin.
Takkeyi kaptırmama meselesi. Düşerse kel görünür.
Rahmetli Süleyman Demirel şapkasız çıkmaz, elinden almak isteyene de "binaenaleyh şapkayı kaptırmam" derdi.
Takkeyi kaptıran, başarı rolünü de kaptırır.
Türkiye dururken Güney Afrika, İsrail'i Uluslararası Adalet Divanında yargılatmaya başladı. Soykırımdan.
Türkiye dururken Londra'daki Af Örgütü, İsrail'in katliam dosyasını Uluslararası Ceza Mahkemesine sundu, suç duyurularında bulundu.
Bunları Türkiye yapacaktı ama hazırlıkları ve gözyaşları bitmedi, devam ediyor.
Yalnız, yetiştiremedi diye de ümmetin öncüsü, bayraktarı rolünü gâvura, küffara bırakacak değil.
Evet, Lahey'deki Adalet Divanına da Ceza Mahkemesine de doğrudan bir delil yahut fotoğraf göndermemiş olabiliriz.
Fakat Güney Afrika ile Af Örgütü, savaş suçu dosyalarına Anadolu Ajansı'nın Gazze'de çektiği fotoğraflardan koyduysa yetmez mi?
Türkiye göndermiş, o suç duyurularını bizzat Türkiye yaptırmış, İsrail'i hâza Türkiye yargılatıyormuş kadar olur işte.
Güney Afrika ile Af Örgütü başvuruyu üstlendi, sorumluluğu onlar omuzlarına aldı, bizden o rolü çaldılarsa kaptıracak mıydık?
Baksanıza; bizim gönderdiğimiz fotoğraflarla İsrail'in mahkum edileceğini söyleyerek davanın başarısı ve kahramanlığına şimdiden ortak olup, üste çıktık bile.
Allah var, Erdoğan yaman. Takkeyi ve rolü kaptırmamakta AK Parti'nin üstüne yok. Kusura kalmasın da muhalefet yerini, haddini bir zahmet bilecek.