Ankara, Suriye'de Washington'u bir kez daha geriletti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hanesine yazılacak açık bir başarı...
Ama temel soru hala önümüzde duruyor. ABD'yi geriletmemiz, günün sonunda Esad'ı ilerletmek anlamına mı gelecek? Sınır boyumuzdaki terör tehdidini bertaraf etmek için ABD'yle çatışarak, YPG'yle savaşarak devraldığımız yerlere, en son Esad mı gelip yerleşecek?
Çünkü, Suriye'nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin en ateşli savunucularındanız. Hatta Rusya ve İran'la birlikte bunun önde gelen üç garantöründen de biriyiz.
En son üçlü Ankara Zirvesi'nde, taahhüdümüzü bir ağızdan tekrar bildirmiştik.
Ve Trump TSK'nın girmesine yeşil ışık yakıp ABD askerleri hedef bölgeden çekilmeye başlar başlamaz Moskova ilk iş, bu taahhüdümüzü hatırlattı.
Ruslar, Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı bekliyorlar. Mesajın muhatabı, tabii ki operasyona hazırlanan Ankara. Ve elbette Astana ortağımız İran'ın da beklentisini yansıtıyor.
Öyleyse niye hazıra konsun Şam? Bedelini niye biz ödeyelim? Her şey bittiğinde kime kalacaksa ceremesini de o çekmeli değil mi?
Kendi topraklarını kendi beklesin, kendi egemenliğini kendisi tesis etsin, kendi sınırlarını kendisi korusun, mıntıka temizliğini kendi ordusuyla yapsın...
Neden hakimiyet kuramadığı bölgeleri biz alıp altın tepside Esad'a teslim edelim ki? Sonradan yapacağımızı baştan yapmamıza mani ne?
Sınırımızda bir terör koridoru riskini ortadan kaldırması şartıyla şimdiden anlaşsak fena mı?
ABD aradan çekilince sadece YPG ile baş başa kalmıyoruz. Esad ve dostlarıyla da karşı karşıya geliyoruz.
Zaten Trump da 'aranızda halledin, benden bu kadar, madem çok istiyorsunuz işte gidiyorum, ne haliniz varsa görün, bir yanda IŞİD esirleri diğer yanda YPG ve Astana üçlüsü bakalım ne yapacaksınız' hinlikleri gevelemiyor boşuna. Başa nasıl bir bela sardığının gayet farkında.
IŞİD'le savaş bitince YPG'ye desteğin varlık sebebi de bitti, nasıl Türkiye'yle baş başa kaldılarsa...
ABD çekilince de Türkiye, Esad ve arkasındaki dostlarıyla baş başa kalacak.
Ondan sonrasının senaryosu çalışıldı mı, politikası planlandı mı, emin değilim.
Astana ortaklarımızın "Suriye'den çık artık, elinde tuttuğun toprakları Esad'a bırak, hani söz vermiştin' baskıları artacak üzerimizde. Buna ne kadar hazırlanıldı?
Suriye savaşında sona yaklaşılıyor. Siyasi çözümü getirecek Anayasa Komisyonu'nda uzlaşma sağlandı. BM nezaretinde önümüzdeki haftalarda toplanmaya başlayacak...
Sona yaklaşılıyor ve kim, kimi hangi oyuna getirdi, eller açılınca gün gibi ayan olacak.
YPG üzerinden ABD'yle Türkiye'yi uğraştırıp oyaladılar bu safhaya dek. Belki artık "Pentagon'la da YPG'yle de Esad ve müttefikleri uğraşsın" demenin zamanıdır.
Sonunda Esad'a devredilecekse, buna kefaletimizi koyduysak, o askeri ve siyasi sorumluluğu şimdiden Şam'a devretmek daha akıllıca olmaz mı?
Üstelik, ABD'nin kullanıp kaderine terk ettiği YPG'nin yarın Türkiye'ye karşı Esad, Rusya ve İran korumasına sığınmayacağı ne malum?
Yalnızlaşınca, himaye karşılığında YPG'ye kendi şartlarını dayatma fırsatını değerlendirmezler mi? Esad'ın kucağını çoktan açmış buna can atmadığına, YPG'nin daha önce direndiği koşullara bugün mecburen razı gelmeyeceğine kim teminat verebilir?
Tuzak bozmaksa işte size sıradaki tuzak!