Son kurban, Hakkari'de sokak köpeklerinin saldırısında can veren 12 yaşındaki Eslem Teker...
Uyutmak, tek kesin çözümmüş gibi ateşli tartışmalardan sonra değişen bir şey olmadı. Sorun, bütün can yakıcılığıyla kaldığı yerden devam ediyor.
Farkında mısınız; tartışmalarımız artık bir yere varmıyor. Hangi soruna el atılsa benzer bir çözümsüzlük girdabında Allah'a emanet, kaderimizle baş başa çırpınıp duruyoruz.
Kendimize haksızlık etmeyelim. İyi olduğumuz alanlar da var. Ama en iyi olduğumuz şey, sorunların üstünü örtmek. Bakın, orada sistem tıkıt tıkır işliyor.
Önceki güne CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın'ın, bir sosyal medya paylaşımı üzerine evinin basılıp gözaltına alınmasıyla başlamıştık.
Buna gösterdiği tepki üzerine İBB Başkanı İmamoğlu'na anında soruşturma açılmasıyla günü tamamlayacaktık ki... Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ'a, Cumhurbaşkanı'na hakaretten gözaltı haberi yetişti akşamına.
Dün sabaha ise Kartalkaya'dan korkunç bir otel yangını faciasıyla uyanmayalım mı!
Öğlen saatlerinde de X'te şu haber düştü önüme:
"Bolu 2. Sulh Ceza Hakimliği, Kartalkaya Grand Kartal Otel'de meydana gelen yangına ilişkin olarak soruşturma dosyası kapsamı hakkındaki haber, röportaj, eleştiri ve yayınların yapılmasına yasak getirdi."
Konuşturmayınca sorunlar ortadan kalkıyordu sanki.
Sokak köpekleri sorununa dönersek... Çözmek için yasa çıkarılmış, Ağustos 2024'te yürürlüğe girmişti.
Başıboş hayvanları sokaktan toplayıp sahiplendirelim, sahiplendirilemeyenleri uyutalım, diye çıkılmıştı yola. Kesin çözüm önerileri, tepkiler üzerine yumuşatılmıştı.
Belediyelere, barınak, aşılama ve kısırlaştırma altyapısını tamamlamaları için 2028'e kadar süre tanınıyordu.
Halbuki gerçekçi ve medeni çözüm ortadaydı. Amerika'yı yeniden keşfe ihtiyaç yoktu. Topyekün bir kısırlaştırma seferberliği başlatılmalıydı, o kadar.
Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı da o çözüme işaret etmişti.
Başıboş köpek nüfusu tam olarak bilinmese de sayılarının 4 milyona yakın olduğu tahmin ediliyordu. Ve çoğalmalarını kontrol altına alabilmek için, bir sene içinde yüz 70’inin kısırlaştırılması gerekiyordu.
Fakat Türkiye’de son 5 yılda ortalama 260 bin, bir yılda ise en fazla 350 bin köpek kısırlaştırılabilmişti.
Bu da gerekli oranın çok altındaydı.
Yani sokakları köpeklerden temizlemek için en başta yapılacaklar, yapılmamıştı. Popülasyonları kontrol altına alınmalıyken alınmamıştı.
En başta yapılacaklar denenmiş de çözmeye yetmemiş değildi ki sıra toplu kıyıma gelsin.
İki uç arasında anlamsız kutuplaşmalardan sonra başa dönmeyelim mi şimdi!
Yasak savar gibi bir düzenlemeyle sorumluluk, belediyelere yıkıldı. Sorun, tekrar halının altına süpürüldü.
Zevahir kurtarıldı ama canlarımız tehlikeden kurtarılamadı.
Sorunlara, sorumluluğu üstten atma önceliğiyle yaklaşınca başka ne beklenir?
Köpek saldırılarını belediyelerden, CHP'den, muhalefetten bilince sokaklar, çoluk çocuk için daha güvenli olmuyor.
Belli ki kısırlaştırma seferberliği, tek başına belediyelerin boyunu aşıyor.
Kısırlaştırmayı başarmadan da sokakları köpek çetelerinden ve pıtrak gibi çoğalmalarından uzak tutmak mümkün değil.
Anlayacağınız; temel sorun alanlarında günü kurtarma eyyamcılığına saplanmış, patinaj çekiyoruz.
Çözüm üretmesi gereken siyaset; göz boyama işleri, göstermelik tedbirlerle gün geçiriyor.
Gelin de Berat Albayrak'ın, 5 yıl önceki bakanlığa veda mesajına hak vermeyin: Cenab-ı Allah sonumuzu hayreylesin.