Seçime doğru site yöneticisinin eli tutulmaz, kesenin ağzını açar.
Sizinki de coştu diyelim; aidat borçlarını sileyim, görevlilere yüzde 55'lik asgari ücret zammıyla giderlere enflasyon artışını yansıtmayayım derken hızını alamadı, aidatları indirmeye kadar götürdü müjdeyi...
Siteninse aidattan başka geliri yok; sakinlerden topladıklarını harcıyor.
Öyleyse verdiği müjdeler, yöneticinin cebinden çıkacak değil. Açığı, borç harçla kapatacak. Seçimi atlattıktan sonra da aradaki farkı, dönüp sizden alacak; biriken faiziyle birlikte aidatlara bindirecek.
Var mı başka yolu?
Fakat müjdeler, dönüp dolaşıp sizden çıkacak diye de tatlı canınızı sıkacak haliniz yok.
Üzümü yer bağını sormazsınız, olur biter. Yumurta hele bir dayansın kapıya; o zamana kim öle, kim kala, Allah kerim.
Buna bir sevinmez, bir sevinmez misiniz!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçime doğru müjde üstüne müjde vermeye devam ediyor.
Son müjdesi, Hazine ve Maliye Bakanı Nebati'yi de sevince boğdu.
Erdoğan, Nebati'ye bakarak şöyle duyurdu:
"Müjde vermek istiyorum. Heyecanlanmayın. Otoyol ve köprü hizmetlerinin fiyatlarında yıl boyu herhangi bir artışa gidilmeyecektir. Nureddin, senden para çıkmıyor, yani rahat ol!..."
Siz de rahat olun, heyecana mahal yok. Arkanıza yaslanıp tadını çıkarabilirsiniz, seçim geçene dek sizden de para çıkmayacak.
Nasıl mı?
Ay aydın, hesap Erdoğan'ın açıklamasında:
"Milletten aldığımızı yine millete sunma ilkesiyle 2023'te otoyol ve köprü ücretlerini artırmama kararını sizlerle paylaşıyoruz."
Diyeceksiniz, bütçe fazla vermiyor ki üstünü bize iade etsin...
Açık büyüyecek, kara deliğe dönüşecekse nesine mi sevineceksiniz? Seçime kadar sizden para çıkmayacak, daha ne olsun!
Gelecek Partisi Ekonomi Politikaları Başkanı Kerim Rota, Twitter'dan alkışlıyordu.
İçi, şu sebeple içine sığmıyor...
Osmangazi Köprüsü için 2023'te işletmeciye araç başı taahhüt edilen geçiş ücreti, 974 liraymış.
Sabitlenen müjdeli geçiş ücreti ise 184.5 lira.
Garanti edilen kadar araç geçse bile bütçeden ödenecek fark, araç başı 790 liracık tutuyor.
Müjdeler olsun, gözünüz aydın. İşte bu fark, bilahare bizden çıkacak. Şimdilik çaylar şirketten, değmesinler keyfinize, deliler gibi sevinebilirsiniz.
Kerim Rota, "heyecanlanmamak mümkün mü" diye soruyordu. Ne mümkün, 'titrersiniz mücrim gibi bakınca istikbalinize', uyku bile tutmaz!
Aç, 'doymam'; tok 'acıkmam' sanırmış. Seçmen de hesabına borç yazdırılan müjdeleri, 'hiç ödemem' mi zanneder?
YOK MU ORTA YOLU BAŞDOKTOR-2
Bu başlıkla ilk yazıyı, 11 Kasım'da yazmıştım.
Serbest çalışan hekimler, diken üstündeydi. Seslerini Ankara'ya duyurmak için çırpınıyorlardı.
Konu, Sağlık Bakanlığının ocak ayında yürürlüğe girecek bir yönetmeliğiydi.
Serbest hekimler, hastalarını artık anlaştıkları her yerde ameliyat edemeyecekti. Özel hastanelerin anlaşabileceği hekim sayısına kota konuyordu.
7 bin kadar muayenehane hekiminin ancak 500 kadarı iş yapabilecek demekti. Kalanlar; muayenehanelerini kapatıp, kadro kısıtlarından dolayı özele de geçemeyeceklerdi.
Bakan Koca, amaçlarının hasta güvenliği bakımından kayıt dışı işlemleri önlemek olduğunu söylemişti. Serbest hekimlerin tavuğuna 'kışt' dedikleri yoktu. Muayenehanelere değil, özel hastanelere yönelikti düzenleme.
Oysa aynı kapıya çıkıyordu. Ve amaca hizmet etmeyecekti.
Bilakis daha çok kayıt dışına itecek; kota dışı kalanlar, kayıtlı hekimler üstünden işlerini yürütecekti. Serbest doktora gelir kaybettirirken hastalara ve devlet hastanelerine de kazandırmayacaktı.
Yok muydu bunun orta yolu?
Tepkiler üzerine bulundu. Yeni bir yönetmelikle kısıtlamalar güya esnetilip yumuşatıldı. Ve 7 Ocak'ta yürürlüğe sokuldu.
Fakat sular durulmadı. Serbest hekimler yine ayakta.
Çünkü esnetilen sınırlamar ve getirilen muafiyetler, yeni muayenehane açacaklarla 60 yaş altı hekimleri kapsamıyor.
Mağdurların sınıflandırması değişti, yol açılan haksızlık ve eşitsizlik değişmedi.
Yok mudur bunun hakkaniyetli bir yolu?