“Putin, Kuran'dan ayet okudu" diye geçiyor haberlerde. Rus liderin, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani'yle ortak basın toplantısından bir ayrıntı.
Ankara'daki üçlü Suriye Zirvesi'nden Müslümanlara sempatik bir selam çakma jesti gibi sunuluyor. Acaba!
Yemen'de, Suud koalisyonuyla İran destekli Husiler arasındaki savaş sorulduğunda, hiç teklemeden ayetlere başvuruyor Putin.
Hazırcevap olduğuna şüphe yok. Ama ezberi ne kadar kuvvetli olursa olsun Kuran kursu görmediği ve abdestsiz hafız olmadığı da kesin. Demek ki soru, beklediği üzere çalıştığı yerden...
Önceden hazırlanmış cevabın kurgusu da tesadüf değil.
Savaşan taraflara, evvela saldırıdan uzak durmalarını ve diyalogla çözüm aramalarını öneriyor.
Gayet planlı ve bilinçli bir seçimle; 'Allah'ın ipine hep birlikte sımsıkı sarılın, siz düşmanken kalplerinizi birleştirdi ve sizi kardeş kıldı' mealindeki ayeti hatırlatıyor sonra.
Yani 'yapmayın, savaşmayın, siz kardeşsiniz' kertesine getiriyor.
Ama ola ki savaşmak zorunda kalırsanız, ona da bir reçetesi var: Nefsi müdafaayla yetinin, kendinizi savunmaktan fazlasını yapmayın!...
Bu noktada ise 'size saldıranlarla Allah yolunda savaşın ama aşırıya kaçmayın/saldırmayın, çünkü Allah aşırıya kaçanları/saldırganları sevmez' mealindeki ayeti delil gösteriyor.
Parçaları birleştirdiğinizde ne sonuç çıkaracağınızı şansa bırakacak değil ya, bunca hazırlık çöpe mi gitsin!...
Bu iki ayetin nasıl yorumlanması, ümmetin reel durumuna nasıl uyarlanması gerektiğini de yanlış anlaşılmaya izin vermeyecek şekilde açıklıyor.
Putin'in, euzü besmele çekmeden ama camide vaaz kürsüsünden konuşur gibi andığı ayetlerin uygulanacağı pratiğe de bakalım mı?
Bağlam şu: Suud, savaş halinde olduğu düşman kardeşten gelen bir saldırıya uğramış. Petrol şirketi Saudi Aramco'nun tesisleri vurulmuş. Dünyayı teyakkuza geçiren saldırıyı ise gururla Husi milisler üstlenmiş. Fakat ne Suudiler ne Trump familyası buna inanıyor. Saldırının, İran silahlarıyla ve Yemen dışından yani İran topraklarından yapıldığını söylüyorlar...
İşte bu sıcak krizin ortasında, petrol hanedanlığı nasıl misillemede bulunacağını tartışırken Putin imdada yetişiyor.
Kuran ayetlerinden yardım alarak Suudilere 'onlar din kardeşiniz' diyor, 'aşırıya kaçmayın, Allah saldırganları sevmez' ikazı yapıyor ve fetvayı gediğine koyuyor: Öfkenize yenilip agresifleşmeyin. Ama nefsi müdafaa hakkınız var. kendinizi korumak isterseniz suçladığınız İran gibi yapabilirsiniz, onlar S-300 aldı. Türkiye gibi de yapabilirsiniz, onlar da S-400 aldı. Gelin siz de Rus savunma sistemlerine dört elle sarılın!...
Ne pazarlama stratejisi ama!
Canlı izleyemedim, haberlerden okudum. Tam zurnanın zırt dediği sırada, öbür yanında oturmuş pürdikkat Putin'i dinleyen Ruhani'nin yüzünde gevrek bir gülümseme belirdiği yazıyordu birinde.
Esad'ın toprak bütünlüğünü muhafaza ettirmeyi garantiye aldığı zirvede, ümmetin birliğinin hamiliğine de soyunuyor Putin. Savaşan 'düşman kardeşler'in her birine hava savunma kalkanı satmayı teklif ve hepsine kol kanat germeyi taahhüt ederek.
Rusya, rol büyütüyor. Sadece Esad rejiminin değil bütün İslam ümmetinin koruyuculuğuna talip. S serisi füzesavarlarıyla, bölgede barış ve kardeşliğin kefili. Suriye'deki başarısı da yeni rolünü başarıyla oynayacağının teminatı...
Ruhani, bıyık altından muzip bir tebessümle karşıladı şimdilik. Suudi-ABD cephesinin 'misilleme, bedelini en ağır şekilde ödetme' tehditleri altındayken İran'a iyi hissettirmiş olabilir.
Fakat ya canı yakılan, dumanı hala tüten Suudiler? Burunlarından solurken onlar ne diyecek bu 'S-400'lere sımsıkı sarılarak savunmada kal'ma çağrısına?