Bir yemeğe davetli olmayan, menüye baksın; masada oturmuyorsa tabaktadır, denilen yer Orta Doğu.
Üstüne Rusya, son 2 yılda çaktırmadan tarlayı sürmüş. Konuşmalarından anlaşılıyor ki Putin, Hamas'ın İsrail'e saldırısıyla ABD'ye karşı pazarlık gücü kazandığına inanıyor. Filistin, Filistinlilerindir; savaşla değil diplomasi ile çözülür, Rusya'sız da masa kurulmaz, gelin konuşalım, demeye başlaması ondan.
Putin; kendi Ukrayna sorununu, Filistin'de çözmeye çalışıyor; hepsi o. Yoksa Filistinlilerin hakkını işgalci İsrail'den almak, çok mu umurundaydı!
Ukrayna kimindi, Rusya ne yapıyor orada? Suriye'yi çözdü, Ukrayna'yı çözdü de Filistin kaldı sanırsınız.
Hamas, İsrail'i; İsrail de Gazze'yi vuruyor ama ABD'in hedefi Türkiye, diyenler de Putin'e hak veriyor.
Hedeflerden biri Türkiye de, kimin hedefi?
Suud, Mısır ve Türkiye, İsrail'le normalleşecekti. O sabote edildi, Suud şimdi İran'la normalleşiyor. Veliaht Prens, önceki gün ilk kez İran Cumhurbaşkanı Reisi'yle telefonda görüştü. Bu durumda İsrail'le normalleşmeyi kim sabote etmiş, kim kundaklamışsa hedeftekileri, hedefe koyan da o değil midir?
Korku veriyorlar. Yok ABD, donanmasını bizim için göndermiş; yok savaş, Türkiye'ye geliyormuş filan.
Gazze'yi ateşe atanlar, yaktıkları ateşte ısınıp çıkarlarını pişirirken ölen israillilerle filistinliler de yine öldükleriyle mi kalacak? Konu, bu oysa.
Ve hayat, kaldığı yerden devam edecek gibi görünüyor, acı gerçek bu. Savaşın, kontrolden çıkarak etrafa sıçrama tehlikesi her zaman var. Ancak savaş ağaları, sıçramasını istiyor gibi de görünmüyor. İstedikleri, birbirlerini pazarlığa zorlamak.
Hamas saldırısı için; İsrail'in 11 Eylül'ü, diyorlar. 11 Eylül'den sonra da bir daha, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı söyleniyordu. 11 Eylül'den sonra bir daha, hiçbir şey ne kadar eskisi gibi olmadıysa şimdi de ancak o kadar eskisi gibi olmayacaktır.
Filistin Sorunu'nu kendi güç mücadelelerinde kullananlar, ellerini çekmedikçe ne barış gelir Orta Doğu'ya ne çözüm olur. Çözümsüzlük, birilerine yaradıkça yararlananlar hep olacak.
Peki harita değişir mi?
Netanyahu, haritayı değiştirmekten söz ediyor. İran ne kadar değiştirebildi, İsrail'i ne kadar haritadan silebildiyse İsrail de ancak o kadar yapabilir. Gazze'yi yok edemezler. Filistinlileri, öldürerek bitiremezler. İsraillilerin de öldürerek bitirilemeyeceği gibi.
Bu şahinlikler, sadece kendi döngülerini besler. Birbirlerine, diğerinin hayat hakkını tanımama mazereti verirler. Çünkü karşındaki, senin var oluşuna karşıdır. Sen de onu yok etmeyip ne yapacaksın, başka çare mi bıraktı! Niye bir Filistin devleti kurduramayacağına, karşıtını sebep gösterirsin. Ona gereken sebep de budur, artık seni yok etmekten başka çaresi kalmamıştır.
Şahinler, güvercinleri; varlığını savaşa borçlu olanlar, barışçıları sevmez.
Öldürmekten yorulduklarında İsrail, kolunu kanadını kırarak Hamas'a dersini verdiğini söyler. Zaferini ilan edip ateşkese razı olur.
Hamas da zaten istediğini aldığını, düşmanı yendiğini duyurmuştur bile. Operasyon odasındaki diğer örgütlerle birlikte Gazze'de, konvoylarla zafer turuna çıkarlar.
Savaşçı iki taraf da kazandıkları iddiasıyla zafer kutlarken...
Kaybedenler, yine öldürülenler ve gerideki hayatı karartılanlardır.
Bu kaçıncı, kime anlatıyorlar.