DEM'li Ömer Öcalan, TUSAŞ saldırısıyla aynı gün İmralı'da Abdullah Öcalan'la görüşüyordu.
2021 Mart'ından beri ailesiyle ilk görüşmesi...
Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan'ın mesajını dün iletti. Bahçeli'nin teklifine evet, diyor. Tabii "koşullar oluşursa", terör sorununu hukuk ve siyaset zeminine taşımaya gücü yetermiş.
Fakat "koşullar"dan kastı ne?
Bahçeli'nin dediği gibi, DEM Meclis grubunda konuşma fırsatı verilirse diye mi anlaşılıyor bu ifade? O manaya geldiğini sanmıyorum.
Bahçeli'nin teklifi açık. Öcalan, tecridi kaldırılırsa Kandil'e tek taraflı silah bırakma çağrısı yapacak. Onlar da ön şartsız kabul edecekler. O kadar, ötesi berisi yok, pazarlığa kapalı, bir müzakere olmayacak.
Halbuki Öcalan'ın koşulları var gibi, ancak onlar oluşursa devreye girecek ve etkili olabilecek. Dediğinden bu anlam çıkıyor.
Tecrid, kaldırılmaya bir ucundan başladı ama Bahçeli'yle birbirlerini ne kadar doğru anladıkları belli değilken arkası gelecek mi, nasıl gelecek?
Beklediği koşullar oluşmadan Öcalan'ı Meclis'e getirmeye kalkmak, arabayı atların önüne koşmaktan farksız. Yürümeyecek, olmayacak iş yani.
Zaten Meclis'e gelmesi için de önce umut hakkı düzenlemesiyle İmralı'dan tahliyesi gerek.
Bahçeli; Öcalan önce Meclis'te konuşsun, sonra umut hakkıyla çıksın istiyor.
Oysa hukuki durumu değişmeden cezaevinden nasıl çıkarılacak?
Şimdilik görünen şu; TUSAŞ saldırısı, önceden planlama ve hazırlık gerektirdiği için Bahçeli'nin teklifine, Kandil'in cevabı olmayabilir.
Fakat hazır bekletilip anında verilmiş bir cevap değilse bile sonuç değişmezdi. Süreci sabote edebilirdi. Bahçeli ve MHP'lilerin tepkisine bakılırsa etmedi. Teklifleri hâlâ masada, geçerli.
Geriye Öcalan'ın koşullarını görmek kalıyor. Onu görmeden Öcalan, Bahçeli'nin teklifini olduğu gibi kabul etmiş de Kandil karşı çıkıyor, denilemez.
------
DEMİRTAŞ'A GÖRE SABOTAJ
Bahçeli'nin teklifi; Öcalan'ın tahliyesini, Demirtaş'ın Kandil'le birlikte tasfiyesi şartına bağlıyor.
Teklifin, Kandil'e silah bıraktırmaktan çok DEM'e, Demirtaş ve Kandil'le ikişkiyi bıraktırmayı amaçladığı izlenimi bundan.
Yani sanki... Öcalan'ın demesiyle Kandil'in silah bırakması gerçekçi bir hedef değil. PKK ve YPG'siyle Kandil'i, dış güçlerin elinden almak da öyle. Dolayısıyla bari DEM'i Kandil'in elinden alıp yerli ve milli yapalım, denmiş. İktidarın siyasi yararına uygun bir dizayna girişilmiş.
Kandil'e karşı sivil siyaseti savunduğu hâlde, Demirtaş da bu sebeple Kandil'le aynı safta gösteriliyor gibi.
Demirtaş'ın, TUSAŞ saldırısını jet hızıyla kınamasına buradan bakınca iki şey netleşiyor.
"Siyasi çözüm arayışlarını kanla kesmek isteyenler"den bahsettiğine göre...
Demek Edirne'deki, TUSAŞ saldırısını, Bahçeli'nin teklifine bir sabotaj olarak değerlendiriyor. Bu bir.
Barış seslerinin bu defa bastırılmasına asla izin vermeyeceklerini, inisiyatif alırsa Öcalan'ın yanında duracağını yekten deklare ettiğine göre...
Demek Edirne'deki, Kandil'le aynı hizaya yazılmaktan rahatsız ve İmralı'nın arkasında saf tutarak Kandil'den kendini ayrıştırıyor. Etti mi size iki.