Bazı tatlılar zehir gibidir, en tatlı zehirlerin başında da şeker gelir, modern tıptan çok önce Karacoğlan söylemişti bunu. “Aĝı oldu yediğimiz şekerler” demişti.
Demek şekeri yerken iyi düşünmek gerek, zehir olup burnumuzdan gelebilir, kanser bile edebilir maazallah.
Putin’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a övgülerini okurken geliverdi aklıma.
Bulduğu her şekerlemeyi kendi yutup ahalimize de âfiyetle yutturmak için seferber olanlar, Putin’in güzel sözlerini kaçırır mı! Hemen sevdiler.
Rusya Devlet Başkanı, “Cumhurbaşkanı Erdoğan hem bölgede, hem dünyada, hem de İslam dünyasında otoriteye sahip” diyordu.
Bayram değil seyran değil ama ne iş olduğu da belliydi aslında.
Yine de işkillenmeyip havalara uçmaz mı bizim şekerlemeciler! Yok yok, iflah olmazlar.
İstiyorlar ki Putin, Erdoğan’ı Allah için seviyor, hayrına övüyor sanalım... Şekerlemeyi damardan alıp kendimizden geçelim, mest olalım...
Putin, Erdoğan’a bu komplimanı Rusya’nın Davos’u denilen Ekonomi Forumu’nda yaptı. Fakat aynı toplantıya DEVA lideri Babacan’ı da davet etti. Erdoğan’ı ne kadar rahatsız edeceğini bilmiyor muydu?
Onla kalsa yine iyi. Putin, orada bizim iktidara başka sopa da gösterdi. Ekonomik sebeplerle Rusya’ya karşı Batı’ya yakınlaşırsak zarar göreceğimize dair ince bir tehdit savurdu.
Hesapsız sevgisinden miydi bunlar da?
Gurur okşayan iki şekerleme kör etmese hangi göz, Putin’in sözlerinin pek de çiçek atıyor, öpücük gönderiyor gibi anlaşılmayacağını görmez?
Dümdüz uyarıyor, aklı sıra ayağımızı denk almaya çağırıyor.
Putin’in ağzından çıkan şu sözlerin yenir, yutulur tarafı var mı:
“Bana öyle geliyor ki, son dönemde Türkiye’de hükümetin ekonomi yönetimi, Batılı finans kuruluşlarından kredi, yatırım ve hibe almaya odaklanıyor. Herhalde bu kötü bir şey değildir. Ama eğer bu, Rusya ile ticari ve ekonomik ilişkilerin kısıtlanmasıyla bağlantılı olursa o zaman Türk ekonomisinin kazancından çok kaybı olur, diye düşünüyorum. Benim görüşüm böyle. Bence böyle bir tehdit bulunuyor.”
Aklı, fikri Putin’in şekerlerinde kalanlar, daha önce yedikleri ucuz popülizm şekerlemelerini de mi hatırlamıyor?
Suud Veliaht Prensi, Abu Dabi Emiri, Sisi, Esad, Miçotakis... Bizim için yok hükmündeydiler. Yunanistan’a da bir gece ansızın gelebilirdik.
Zehir olmadı mı hep, o baldan tatlı öfke patlamalarımız?
Belli ki Rusya’yla yakınlaşma kartını oynamamızın miadı doluyor. Putin’le bir olup Batı’ya parmak sallama, ayar çekme şekerlemeleri tükendi.
Her seferinde Rusya’ya kızıp acısını Batı’dan çıkarmak ne tatlıydı oysa.
Şimdi Putin, para için Batı’yla yakınlaşıp Rusya’dan uzaklaşmaya kalkarsak yediğimiz o şekerlerin zehir olacağını söylüyor.
Tatlı tatlı yemenin acı acı geğirmesi, sabahki hurmaların akşam tırmalaması hakkında deyimlerimiz de var üstelik...
Yerken sonunu niye düşünmedik, değdi mi Putin’in şekerlerini lüplettiğimize?