Yıl olur, asra bedel. Türkiye Yüzyılı'nı başlatan muhteşem bir yıl olacaktı. Cumhuriyet'in de yüzüncü yıl dönümü.
Arkasından kötü konuşmak istemem. Fakat yüzyılın sene-i devriyesine yakışacak, methiyelerle uğurlanacak diye beklerken tarihi şahlanmamızla birlikte Ay'a sert iniş hayallerimizin de gelecek seneye devrettiği bir yıl oldu.
Plana sadık kalanlar, Türkiye Yüzyılı'na Londra'da girdi. Sinan Oğan'ın şahsında tabii.
Merkez Bankası Başkanı'na gerçek enflasyonu, soğan fiyatını haber veren apartman görevlisi Sadık Abi ise giremedi. İstanbul'da pahalılıktan kiraya çıkamayıp annesine taşınan Başkan'la aynı sayfada, acı gerçeklerin kapısında kaldı.
Maraş depremi, 50 bin can kaybı, geç müdahale, enkazdan oy kurtarma telâşı, bağış şovu yüzsüzleri, 14- 28 Mayıs seçim zaferi kutlamaları, sevinci kursağında takılanlar, katille hırsız ve tecavüzcü gibi kader kurbanlarından infaz indirimiyle boşaltılan cezaevlerine siyasi suçluların doldurulması, yüksek faize jet hızıyla dönüş, Hans'la George'u kıskandıran kira ve barınma krizi, dış güç çatlatan dış fon arayışı, şok Hamas saldırısı, İsrail'in Gazze katliamı derken sözü yordu, tahammül mülkünü yıktı kâfir; su gibi değil, kâbus gibi geçti: Ne seneydi!
Kişi başı milli gelir vesair; yerli ve milli 2023 hedeflerinin yarısı tutmadı. Büyük ve güçlü Türkiye'nin miladı, 2053'e ertelendi. Olmadı, 2071'e. Yüzyıl bizim ne de olsa, 2123'e kadar yolu var.
Giderayak da rahat durmadı arsız, uğursuz. Hizbullah'la PKK'ya terörist, demeyip özerkliği, eyaleti ve federasyonu tartışmak isteyen, iktidar ortağı Hüda Par'dı. Ama bölücü terörist ağzı kullanmakla suçlanan, sene boyu CHP oldu.
Devlette cemaat örgütlenmesiyle ilgili kötü hatıraları da canlandırdı. Dejavu mu yaşıyoruz, tarih mi tekrar ediyor, yeni paralel devlet yapılanmaları mı hortluyordu; yoksa biri gitti, bini geliyor korkusu yersiz miydi? Askıda kaldı.
İsveç iktidardan NATO vizesi, Anayasa Mahkemesi bolca rest, seçimde plana sadık kalanlarsa Londra havası alırken Sadık Abi'nin hatırını soran, yılbaşı arifesi de bulunmadı.
Bir sene ki; 2023'ün son küresel kriziyle halkların kimyasını, yönetimlerin de mostrasını bozdu. Bizde İsrail'le ticaretin kesilmesini isteyen imam açığa alındı ama Gazze'yi dinsiz seçmen ve seçimler yüzünden kurtaramadığımızı söyleyenler, son gününe dek vaaza devam etti. Gerçeği ters yüz edip diktatörlüğü kurtarıcı gibi gösterenlerin yüzünü güldürdü, diyebiliriz. Böyle de pişkin bir yıldı.
Her yıl gibi, sözde bu da geçen yıldan iyi olacaktı. Öyle vaat edilmişti. Fakat yine olmadı.
Güya "2022, en kötü yıl olarak tarihe geçecekti", "çok şükür bu zor dönemi geride bırakıyoruz" idi.
Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, söylemişti.
Nebati gitti, Şimşek geldi. Yıl, aynı kayıp yıl. Gelenin, gideni aratması değişmedi.
2023 başka şans tanımadı, 2022'ye veda ederken söylediklerimle uğurluyorum.
Yeni bir yıla iyimser dileklerle girmek âdettendir.
Umudu ayakta tutmaya lâfım yok. Ancak hayâl kırıklığını büyütmemek için, gerçekçi beklentilerde de şaşmamak şart.
Her karanlık gecenin bir şafağı, bir de yalancı şafağı var; unutmayalım.
Siz hazırlığınızı kışa göre yapın da... Bahtınıza bahar çıkarsa düğün, bayram.
Cümleten iyi seneler dilerim. Maddi zarar, manevi kayıpla kapatanlar; size de iyi seneler. Bütün suç, 2023'ün. Allah, acısını unutturmasın.