Merkez'e laf dinletme macerasının sonu

Akif Beki

Gönle söz geçirmek zor da ferman dinlemeyen bir o değil ki...

Eskiden Merkez Bankası da laftan anlamıyordu. Ekonominin kuralları diye tutturuyor, doğru bildiği kararda diretiyordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sonunda laf dinleyen, bir dediğini iki etmeyen bir ekonomi yönetimi buldu. Bakanlık'ta Nebati, Merkez'de Kavcıoğlu...

Müthiş ikili, hiç ikiletmedi. Eskiden yokmuş gibi artık nas vardı; sana, bana ne oluyordu!

Hâşâ Allah'a mı karşı gelinecekti; tak diye istendikçe şak diye faiz indirildi.

Dünya yanlış biliyordu; faizi bir emirle düşürürseniz enflasyonun da düşeceğini, herkese göstereceklerdi. Bu uğurda rezervler yaktı Merkez, borca harca girdi.

Fakat bırakın düşürmeyi, enflasyonu fena patlattı. Dahası, faizin kendi de fiilen patladı. Düşüklük, tabelada göstermelik kaldı.

Ve seçimde çoğunluk, bozduğunu düzeltsin diye iktidara bir şans daha verdi. Bu akla ziyan deneyin bedelini sineye çekerek.

'Yaparsa Erdoğan yapar, çözse çözse AK Parti çözer'di.

Gerçi Erdoğan, başarısının sandıkta onaylandığını düşünse ve Merkez'e faiz indirtmeye devam etse yeriydi...

Hakkı vardı ama neyse ki laf dinletmekte ısrar etmedi.

Laf dinleyeler gitti, laf dinletilemeyenlerden Mehmet Şimşek geri geldi. Rasyonel, akılcı ve gerçekçi politikalara dönüş vaadiyle. Nasıl olduysa bir ara bunlardan uzaklaşmışız demek.

Sonuçta Merkez, dün faizi 6 buçuk puan yükseltti. Enflasyonda iyileşme görene kadar da faiz artışlarının süreceği mesajıyla.

Olan, olduktan sonra tabii. Devlet yönetiminde öngörü budur işte! Bravo, helâl olsun...

Enflasyonu düşürmeden faiz düşmüyormuş meğer. Onun için de faizin, başlarda yükseltilmesi gerekiyormuş. Suyu; iman gücüyle tersine, yokuş yukarı akıtmaya çalışmışız. Sormayın...

Mehmet Şimşek, para bulmaya gittiği Emirlikler'den dünkü mahcup faiz artışına destek çıktı. Çünkü beklentinin altında kalmıştı, piyasada yeterince etkili olmadı. Aksine, reaksiyona yol açtı.

Şimşek, bir dizi tweet atarak kaybettiğimiz güven ve öngülebilirliği geri kazanmak için, kendi yazılı kurallarımıza uyma sözü verdi.

Öyle ya! Artık bağımsızlığını kazanan ekonomimiz, dış güçlerden para bulmaya ekmek, su gibi muhtaçken... Kendi kurallarımıza kendimiz uymazsak, dışarıdan kim bize güvenip de ekonomimize yatırım yapacak?

Kendi yazılı kurallarımıza nihayet kendimizin uymaya başlayacak olması, iyi haber. Geç olsa bile gözümüz aydın.

"Bu haber, iyi haber" başlıklı yazımdan şu bölümle bitirelim öyleyse:

Sisi ve Esad'la ipleri koparmanın yanlışlığı, 10 yılda anlaşıldı. Ekonomide makule dönmekten başka çare bırakmayan kopuşun yanlışlığı ise 5 yılda...

'İpleri koparmayalım, lâzım olur' diye baştan uyaranlar dinlense o 10 yıl kaybedilmezdi.

Mehmet Şimşek, 5 yıl önce dinlense bugün seçeneksiz kalınmazdı. Türkiye Yüzyılı da borç harç içinde yüzerek şahlanmaya başlamazdı.

Önden uyardığı için artık kimse nas dinlememekle, Müslümanların kötülüğünü istemekle, dış güç aparatlığıyla filan suçlanmayacaksa yine de iyi haber. Müjdeler olsun.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (45)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.