‘Mekanın sahibi’ olarak Esad'ın dönüşü

Akif Beki

Öngörülmedik şey değildi, bu noktaya geleceği belliydi ama haberi yine de Trump'tan alın siz, ağzında bakla ıslanmıyor.

"Esad düşmanımız, Suriye'nin sınır güvenliğini sağlamak için niye biz savaşalım, kendi topraklarını kendisi korusun, YPG'yi de kim himaye ederse etsin, ister Rusya ister Esad, bana uyar" diyerek nihai pozisyonunu Twitter'dan deklare etmişti.

'Türkiye savaşsın, Rusya ve Esad kazansın' diye el çırpıyor sanki ABD Başkanı. Ruslar ve Esad'la danışıklı oynuyor, Türkiye'yi rejimle masaya oturtmaya dair bir plan üzerinde gizli uzlaşma varmış gibi aralarında.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, hazır ABD devre dışına çıkmışken sıradaki hedeflerini Esad'ın hem Ankara hem de YPG'yle arasını bulmak, Suriye'nin sınır güvenliği üzerinde 'taraflar'ı uzlaştırmak olarak ilan etti. Altın tepside sunulur gibi ayaklarına gelen bu fırsat yaver giden şanstan mı, Trump'ın bilinçli ikramı mı, belirsiz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da dün son teklifini yaptı: 'YPG rejime teslim olsun, güvenli bölgeyi boşaltsın, kontrol ettiği yerler zorla göçürttüğü gerçek sahiplerine iade edilsin, harekat amacına ulaşıp kendiliğinden sonlanır...'

Cumhurbaşkanı, kamuoyuna açıklamadan önce bu teklifi Putin'e ilettiğini de bildirdi.

Ayrıca, ABD'nin çekildiği Münbiç'e Esad güçlerinin girmesini olumsuz karşılamıyor, açıkça söyledi. Sonuçta kendi toprakları ve rejimin toprak bütünlüğünü Türkiye zaten savunuyor notuyla...

Rusya'nın pozisyonuna gelince...Putin daha iyisini bekleyemezdi; istediği bir gözken iki göz birden aldı. Dört ayak üstüne düşmek derler...

Birincisi; Trump da Erdoğan da 'mekanın sahibi'nin kimliği üstünde mutabık konuşuyor. Henüz adı konmamış bir mutabakat ufukta belirdi. Esad'ın topraklarına sahip çıkma ve her karışında egemenliğini tekrar kurma hakkını tanıyor, destekliyor, teşvik ediyorlar; daha ne olsun!

İkincisi; Türkiye'nin askeri baskısı ve sıkışan Trump'ın ortada bırakmasıyla YPG'nin pazarlık gücü ve direnci kırıldı, dayattığı şartlarda rejime sığınmaya mecbur kaldılar.

Kazan-kazan durumu, ballı kaymak Putin için...

Türkiye ile ABD birbirine kaybettirme mücadelesine girerken Esad, topraklarının YPG hakimiyetindeki üçte birini savaşmadan geri kazanıyor.

Rusya ise besleyip büyüttüğü, palazlandırdığı örgütün kontrolünü kendi gönül rızasıyla ABD'den devraldı. Tereyağından kıl çeker gibi kolayca...

Bu arada, YPG'nin kaybını kazanç saydığına göre, Türkiye de kazanan tarafta. Eli boş dönmüyor. Bertaraf ya da tasfiye edilemese de terör tehdidini sınır boyundan uzaklaştırarak kısmen tahliye etmeyi başarmış oluyor.

Suriye'den çekilme vaadini gerçekleştirme fırsatı yakaladığı için, Trump da kaybettiği inancında değil. Bilakis kendini iftiharla kazançlı görüyor.

Az ya da çok, istediğini almayan yok bu tabloda, YPG hariç.

Onlar da rejim kamuflajı ve Rus bayrağının gölgesinde tutundukları yeni konumla teselli bulacak. Ellerinde kalanla avunmaya bakacaklar.

Maksimalist davranarak, hepsine göz koyarak vaktiyle daha iyi koşullarda anlaşabilecekken şimdi Esad'a rehin düştü YPG. Türkiye'nin kovalamasıyla teslimiyet şartlarında el sıkışmaya itildi. Yeni patronlarının ağızlarına süreceği bir parmak bala kaldılar.

En kazançlı çıkansa Esad. Erişimi dışında kalan son topraklarının yanında Türkiye nezdindeki muhataplığını da geri aldı. 'Mekanın sahibi' olarak dönüşünün önü açıldı.

Taşlar yerinden oynadı, nerede duracak bakalım.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (21)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.