İktidar cenahından duyduğumuz savunma, suçlama ve fetvalardan ne anlayalım şimdi?
Şunu mu:
TL’yi dolara endeksleyen muhalefet, iktidar değil. Oysa bizim liramız var, avrodan dolardan bize ne!
Mevduat getirisini banka verirse faizdir, o da haram, nas var, buna müsaade edilemez, vebali büyük. Ama devlet fakirden, faiz yemeyenlerden de alıp faiz yiyenlere öderse hibe olur, o da helal, bağıştır.
2023’te iktidarı değil muhalefeti oylamak için seçime gidiyoruz. Artık değiştirme, kurtulma zamanı geldi. Millet, notunu sandıkta gösterecek. Kötü yönetimden sorumlu bu muhalefetle yola devam edip etmeyeceğine karar verecek.
Halkı düşük kura ezdirmek istemiyor iktidar. Muhalefetse zengini daha zengin yapan yüksek faizi istiyor. O yüzden iktidar, şimdi kuru düşük tutmak için uğraşıyor. Faizi yükseltmek yerine kur farkı ödemek suretiyle dolar bundan düşürüldü, köpüğü bir saatte gitti. Bakan Nebati ‘o arada zenginler paradan para kazandı, küçük tasarrufçular çarpıldı’ diyor. Ekonomi, halk dostu iktidarın işi, Bay Kemal’le Bayan Meral ne anlar!
Bu arada tuzu kuru ve halk düşmanı o para babası Beyaz Türkler, rahat durmuyor yine; hayvanlarına sahip çıksınlar. 4 yaşındaki kapıcı çocuğu Asiye’nin ağır yaralandığı pitbull saldırısından, sınıfça onlar sorumlu. Yoksulluğun gözü kör olsun, acın halini tok ne bilir! Yediği önünde yemediği ardında olanların içi yanmaz, biz bize yeteriz evvelallah, faili görelim.
Ekonomik bağımsızlık savaşı veriyoruz, gerekirse kuru ekmekle soğan yer diz çökmeyiz, Tapınak Şövalyeleri başaramayacak, mutfaktaki yangını onlar kundakladı, paramızı dış güçler pul etti, enflasyon ve pahalılık fırsatçı süpermarketlerin işi, işsizlikten de açgözlü işveren mesul, bizde ufak tefek sıyrıklar oldu ama siz bir de yedi düveli görün, tefecileri doğduğuna pişman ettik, işte böyle yaparız biz faiz çetesini, çalışana iş var, iş yok diye yan gelip yatan nankörler beğenmiyor, iktidarın bu ekonomik başarılarını alkışlamayanlar utanmazdır, vatanını seven alkışlar, Allah’ını seven defansa gelir.
Muhalefet belediyeleri kim oluyor da ucuz ekmek çıkararak adeta halkın gönlüne girmeye kalkıyor, bu ne cüret, zaten İmamoğlu İBB’ye teröristleri doldurdu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşunca dolar artık düşüyor. Bakan Nebati’ye göre: Bunu piyasa yapıyor, çıkarken de inerken de dolara iktidar karışmıyor. Yok, Cumhurbaşkanı konuşunca dolar düşmeye başladı, ekonomi deneyleri de başarılı oluyor gibi göstermek için MB arkadan dolar satıyormuş! Seyirci mi kalacaktı, bittabii devlet müdahale amacıyla bütün enstrümanlarını kullanacak!
Göz boyama yok, halk yeni modelden sonraki modele güvenip dolarını bozdurmaya koştuğu için kur düşüyor. Ama dolar mevduatları düşmüyor, anlamlı bir erime gözlenmiyor. Döviz hesaplarında artış, MB rezervlerinde erime var. Siz yine de Bakan’ın gözlerine inanın, gerisi yalan söyler. Bir ara Cumhurbaşkanı yokken düşen rezervler, hamdolsun tekrar yükseliyor. Ekonomi, iktidarın gözlerindeki ışıltıdır, ekmek kuyruğundaki gözler yanıltıcı.
Yolsuzluk, kayırmacılık bin yıldır yapılıyor, eskiden yapılmıyor muydu sanki. Bunları yapmak değil, asıl böyle doğruları yeniymiş gibi söylemek, iktidara zarar verecekse caizdir denilemez. Evet, bulgur kurtlanmış. Ama Dimyat’a pirince giderken eldeki bulgurdan olmayalım. İcabında ses çıkarmadan kurtlu propagandaya razı gelip iştahla kaşık sallayalım, neme lazım.
Talim edenlere afiyet olsun. Kurtlu bulgur söyleminde yıl sonu hasılası aşağı yukarı böyle.
Faiz düşünce enflasyon düştü mü ki?
Bakan Nebati, ‘kârınız sizin olsun, devlet ortağınız değil ama fiyatları aşağı çekmez de çok farklı hareketlere girerseniz’ sizi şöyle böyle yaparız diye marketçileri uyarmıştı.
Fakat İbrahim Kahveci dün yazdı, hani faizler indirilince enflasyon da inecekti, pahalılığın üstesinden böyle gelinecekti?
MB faizleri yüzde 19’dan 14’e düşürüldü ama enflasyonun üstüne hala zabıta kuvvetleriyle gidiliyor.
Politika doğru da sorun sadece fırsatçılıkta mı? Ticaret ehlinden gelen şu tür itirazlara ne demeli:
“Ülkede yetişen gıdanın maliyetini, ithal girdilerdeki devalüasyon etkiliyor. Girdilerdeki fiyat artışlarının sebep olduğu maliyet artışı ise ancak bir sonraki mahsul hasadında giderilebilir.
Ayrıca şeker, süt, buğday, karton koli, yumurta, enerji vb ana girdilerdeki döviz ve enflasyonun çok üzerindeki artışlar, fiyat artırmayı mecbur kılıyor. Artan ücretlerin de yansıtılması zorunluluk. Yoksa tüccar, esnaf nasıl ayakta kalacak?”