Ünlü etçimiz Nusret’in, Instagram’da paylaşmasıyla dün patladı olay. Venezuelalılar skandal diye ayağa kalkınca Nusret panikledi. Maduro’nun tahtı sallanacak, o da kendi başına patlayacak, üstüne kalmasın diye kopan kıyametten ürkmüş olmalı ki videoyu apar topar kaldırdı.
Yersiz paniklemiş, kuru gürültüye pabuç bırakmaya ne gerek vardı oysa.
Hedefteki Maduro tınmadı bile. Kendisine pahalıya patlamayacağını, koltuğuna filan mal olmayacağını biliyor. Ülkesini tanımanın, sömürgeci dış güçlerin saldırıları altında bağımsızlık savaşı vermenin, emperyalizme karşı amansız bir mücadele yürütmenin rahatlığı içinde, istifini dahi bozmadı. Mideye indirdiği yağlı lokmaları afiyetle sindirirken tantanacılara gevrek gevrek cevap yetiştiriyor, tadını çıkarıyor bir de.
Neymiş; Venezuela Başkanı Maduro, geçen hafta Çin ziyaretinden dönerken iki saatliğine İstanbul’a uğramış. Mola zamanını da boş geçirmemiş, Nusret’in fakirhanesinde kendine mükellef bir ziyafet çekerek değerlendirmiş...
Bir kaşık suda fırtına Maduro için, hava cıva. Neler atlatmış bunu mu savuşturamayacak, vız gelir tırıs gider.
Yok muhalefet deliye dönmüş de, yok ‘bizden çaldığı paralarla lüks lokantada eşiyle nasıl sefa sürer’ diye halk burnundan soluyormuş da...
Yahu Almanya Şansölyesi Merkel mi bu, ülkesinde çok daha hafif bir eknomik kriz ve sosyal çalkantı yaşanırken Nusret’te nasıl tıkınır diye başı ağrıyacak...
Fransa Cumhurbaşkanı Macron mu, halkı bir günlük darlığa düşse tıka basa yerken yakalandığı için koltuğunu kaybedecek...
Kanada Başbakanı Trudeau mu ki bu, vatandaşları sıkıntı çekerken tok karnıyla üstüne bir de puro yaktı, keyif çatarak tüttürdü diye istifası istenecek...
Ya da ne bileyim Japonya Başbakanı Abe’den mi söz ediyoruz ki, kötü bir zamanda Nusret’te soluklandığı ortaya çıkınca yer yerinden oynayacak, baba parasıyla bile ısmarlamış olsa utancından yerin dibine girecek, harakiri yapıp tatlı canına kıyması filan beklenecek...
Maduro bu yahu, anlı şanlı Venezuela Başkanı, kızaracak değil ya semiz yüzü!
Yapacağını yaptı, bütün pişkinliğini takınarak devlet televizyonuna çıkıp doğruladı olayı. Sıradan bir öğüne çevirerek geçiştirmeye dahi uğraşmadı. “Yerel makamların davetiyle ilgili teknik bir konu. Nusret de oradaydı, sevimli sempatik biri, bizimle bizzat ilgilendi, hatta birkaç kez Venezuela’yı ne çok sevdiğini de söyledi, çok güzel vakit geçirdik, buradan kendisine selam söylüyorum” diyerek kapattı mevzuyu.
***
Ne var yani...
Enflasyonunu ölçmeye beş haneli rakamların bile yetmediği, her yıl yüzde 15-17 küçülen, halkının pahalılık ve sefaletle boğuştuğu, beş sıfır attığı parası puldan bile değersiz, sıkı rejime soktuğu insanları acından kıvranan, hepsi özel Maduro diyetiyle ortalama 15’er kilo eriyen, yiyecek ekmek bulunamayan, bir tavuk almak için sığır ağırlığınca çuvalla para ödenen bir ekonomiyi yönetiyor diye Nusret’ten mahrum mu kalacaktı? Halkı zayıflıyor diye o lezzetlerden tatmayacak mıydı?
Venezuelalıların bir halta yaraması için kağıdından uçak, gemi yaptığı, uçurup yüzdürdüğü, oyuncak ettiği milli paralarını kah ‘güçlü’, kah ‘egemen’ Bolivar yaparak kendi de oynayıp eğlenmiyor mu zaten?
Adını ‘muhteşem Bolivar’, ‘şah Bolivar’, ‘padişah Bolivar’ yapsa gerçeğini değiştiremeyeceğini bilmiyor mu sanki?
Yahu aynı kahraman, geçen sene açlıktan sokağa dökülen halkını yatıştırmak için çıktığı canlı yayın arasında, çekmecesine zulaladığı geleneksel böreklerden atıştırırken kameralara yakalanmamış mıydı?
Yaşama ve barınma imkanı bırakmadığı için ülkesinden kaçmak zorunda kalan milyonlarca vatandaşına, ‘yaban ellerde tuvalet temizleyip ekonomik köle olacağınıza onurlu davranın, ülkenize dönün’ diye nanik yapar gibi seslenmemiş miydi?
‘Halkına musallat olan, yoksullaştırdığı kalabalıkların sırtından har vurup harman savurarak semirenlerin ortak özelliği gülünçleşmeleridir’ sözünü, sırıtışlarıyla kaç kez doğruladı? Hiçbir şey olmadı da, Nusret’te et yediği için mi başı yanacak? Hadi canım siz de!