“Herkesin kazandığını söylemesi Türkiye için bir kazanımdır” derken Bahçeli haklı. Sandıktan herkese bir teselli çıktı, Türkiye Komünist Partisi’ne bile. Maçoğlu’nun Tunceli galibiyetiyle avunacak onlar da...
Fakat bunun tek istisnası, baskın medya düzeni ve operasyon gazeteciliğidir. Çok güvendikleri kurguları çöktü, tuzla buz, yerle bir...
Ne iktidar ne muhalefet; bozguna yalnızca onlar uğradı, dağıldılar. Bakmayın kuyruğu dik tutma numaralarına. Yenilgiyi kabullenmeye hala direniyor görünseler de yüzlerinden düşen bin parça, çok sürmez çözülmeleri.
‘Bir şeyi çok tekrarlarsan gerçek zannedilir’ taktiğini denediler ve tuttu ama kendileri hakkında. Onlar için bir beka, bir kader seçimine dönüştü sonuçlar.
Seçimin hilafsız, açık ara, net kaybedeni nefret saçan başlık şirretlikleri, hakaret kusan bozuk anons ağızları, kin ve düşmanlık yayan spot çirkeflikleri oldu.
Göz boyama cazgırlıkları, çarpıtma çığırtkanlıkları, yıpratma ve itibarsızlaştırma saldırıları sıfır çekti.
Medyada yanlış kullanılan güç ve propaganda tekeli, üstünlük ve avantaj kazandırmayabiliyormuş. AK Parti’nin manşetlerle çarpışa çarpışa iktidara gelişi, bunun ilk ispatıydı. İkinci ispatını da eski medya kartellerini aratan nevzuhur manşetler ve yeni ekran hakimleri yaşattı. Ortadaki tek hezimet onların, oturup karalar bağlasalar, yer yarılsa da içine girseler az. 31 Mart sandıklarından sığınacak hiçbir avuntu düşmedi bahtlarına.
Güya destekledikleri Cumhur İttifakı’na gölge ettiler, yük alacakken yük ve dezavantaj oldular. Yapay sinekten sahte yağ çıkarma gayretkeşlikleriyle suyunu çıkardılar, gülünç abartılarla söylem inandırıcılığını sulandırdılar. Kim ister böyle cıvık ve yapmacık ihsanı.
“NATO işgale hazırlanıyor, İmamoğlu kazanırsa 6. Filo İstanbul’a çıkarma yapacak” martavalları pazarlayanlardan söz ediyorum.
Çuvallayınca akıllandılar mı peki, hayır, nerede! Bu kez de “Trafoya FETÖ girdi” ve “Muhafazakar muhalefet İstanbul’la Ankara’yı elleriyle Haçlılara teslim etti, arkadan hançerledi hainler” gibi hezeyanlar savuruyorlar. Pardon yumurtluyorlar.
Palavrayı palavrayla yumacaklarını, zırvayı zırvayla tevil edeceklerini, yalanı kuyruklu yalanla aklayacaklarını sanıyorlar hala.
Ötesi olmaz, son nokta diyorsunuz, bana mısın demiyorlar. Himalayalar’ın tepelerini bitirdiler, tırmalaya tırmalaya Kaf Dağı’nın Everest’ine tırmanıyor şimdi masal cengaveri herzevekiller.
Kim diler böyle ukala dümbelekleri tarafından savunulmayı...
Yuvarladıkları sığ yutturmacalar zırvanın zirvesine çıktı, oy yerine çığ gibi ters tepki topladılar, altında kaldıklarından bile habersiz zırvacıbaşılar.
Etkisiz eleman olmasalar, inandırıcılıkta sıfırı tüketmeseler, destekledikleri adaylar kendilerini tanıtmak için FOX’un, Sözcü’nün, Halk TV’nin yolunu tutar, o mecralarda görücüye çıkar mıydı hiç? Velinimetlerini Sözcü’de görünmeye muhtaç ettikleri gün kaybettiler, 31 Mart malumun ilamı oldu sadece.
Abullabut kafaya ne anlatsan boş fakat. Ayağa kalkıp silkineceklerine, hala perdelemelerle, karartmalarla, karalamalarla çamurda çırpınmaya devam ediyorlar.
Sivri külahla zafer turunda sipsipullahlar, gerçeği sakladı saklayacaklar, ha gayret!