Önce Orman Genel Müdürlüğünün şu istatistiklerine bakalım...
2023'te 323 orman yangını çıkmış.
1977'den 2023 sonuna, kayıtları tutulan yangın sayısı 13 bin 119.
Yıl başına 279 yangın düşüyor.
Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, son 5 günde 247 yangınla mücadele edildiğini açıkladı.
Raporda orman yangınlarının çıkış sebepleri de sıralanıyor.
Son 10 yıllık verilere göre, yangınların yüzde 12' lik bölümü İhmal ve dikkatsizlikten.
Yüzde 6'sı kasıt, yüzde 36'sı yıldırım, yüzde 45’inin nedeni ise meçhul, bulunamamış.
2023'teki yangınların yüzde 5’i, enerji nakil hatlarından tutuşmuş. Son yıllarda artış gözleniyor.
Kasıtlı, kundaklamayla niye yangın tutuşturulduğuysa malum. Tarla yeri açmak için.
Özetle, çoğu hava şartlarının eseri. Alınabilecek en etkili tedbir de söndürmek, hem karadan hem havadan etkin müdahaleye hazırlıklı olmak.
Böyleyken her yangın mevsiminde aynı boş tartışmalarla hazırlık durumumuz konuşturulmuyor.
DİYANET DAHİ UYARMIŞTI
Buyurun size, 2021 Ağustos'u yazılarımdan bir kesit. Bakın bakalım; o günden bugüne 3 yılda ne değişmiş, tartışmalarda bir arpa yolu ilerleyebilmiş miyiz:
"Orman yangınlarına niye etkin müdahale edilemiyor, hani hazırlığımız, neden tedbir alınmadı, gecikme ve yetersizlikten kim sorumlu’ demeye görün...
Ormanları ya Biden ya PKK ya da FETÖ yakmış, siz de desteklemiş oluyorsunuz.
‘Yangınları PKK ile CHP çıkardı, PKK yaktı, muhalefet körüklüyor’ diye gidiyor suçlamalar.
‘Eylem terör örgütünden, propagandası muhalefetten, amaç iktidarı başarısız, devleti aciz göstermek’ şeklinde yaygaralar da pompalanıyor.
Evi yananların, ‘iyi ki söndürülememiş, TOKİ daha güzelini yapacak’ diye sevinecekleri, ne kadar da şanslı oldukları, şerden hayır doğacağı bile ballandıra ballandıra muştulandı.
Bu kadarı, Diyanet'e bile artık fazla geliyor.
30 Temmuz’daki son cuma hutbesi, bu hezeyanlarla mücadeleye dönük okkalı mesajlar içeriyordu.
Başlığı dahi şuydu: Afetlere karşı sorumluluğumuzun idrakinde olalım.
İktidarın, her başarısızlığa kılıf uydurmakla görevli mazeretçileri iyi kulak versin. Hoca, onlara sesleniyor:
'Tabiat olayları, sünnetullah yani ilahi düzen ve kanunlar gereği, sebep-sonuç ilişkisi içerisinde meydana gelmektedir.
Dolayısıyla bir mümin, sorumluluğunu ihmal edip göz göre göre afetlere kapı aralayamaz. Yeryüzünde dengeleri bozacak adımlar atamaz.
Nitekim afetlerin kötü neticelerinin önemli bir kısmı insanoğlunun kendi hata ve ihmalleri sebebiyledir.
Geliniz, üzerimize düşen sorumlulukların idrakinde olalım. Acı tecrübelerden ders alalım. Güvenli bir hayat için afetlere karşı hazırlıklı olalım...'
SOYLU DA DAYANAMAMIŞTI ZIRVALARA
İktidar savunusu öyle çılgın esti, öyle zıvanadan çıktı ki...Popülist hamasete şapkasını ters giydiren İçişleri Bakanı Soylu bile yanında insaf ve sağduyu örneği kaldı.
Düşünün ki Soylu akla, sağduyuya ve ölçülü olmaya davet ediyor.
Kim derdi, şu tarz uyarılar bir gün Soylu’dan işitilecek:
'Nefret söylemlerine itibar etmeyin!
Dolduruş ve kışkırtmalara gelmeyin!
Provokatörlere uymayın!
Onu bunu hedef gösterenlere kanmayın!
Sabotaj ve kundaklamaya yargı karar verecek, tahriklere kapılıp kimseyi linç etmeyin!
Gereğini yapmak kolluğun görevi, jandarmalığa soyunmayın!
Gücünü abartarak terör örgütünün reklamına alet olmayın!
PKK yaktıysa açıklamak bizim işimiz, delilsiz dayanaksız konuşmayın!...'
YUNANİSTAN'DA KOMUTAN İSTİFA ETMİŞTİ
Sorumluluğu iktidardan uzaklaştırmak için uydurulan savunma, aynı tas aynı hamam.
Yunanistan'da söndürme uçağı filosu var. Yine de Başbakan, yangınlara müdahaledeki gecikmeden, zâfiyetten dolayı özür diliyor. Hava Kuvvetleri Komutanı, sorumluluk alıp istifa ediyor.
Bizde ise hâlâ 'dış güçler bırakmadı, teröristler fırsat vermedi, kundaklama ve sabotaj olmasa iktidar aslında çok hızlı söndürecekti' terâneleri alıp yürüyor."