Evde eşi, çocukları hâlâ TV açmıyor, siyaset haberleri izlemiyorlarmış. Ama Kılıçdaroğlu, moral bozukluğunu atlatmış. Esprili, rahat ve enerjik görünüyordu. Önüne bakıyor.
Altılı Masa'nın kurulduğu Ahlatlıbel'de yedi gazeteci, CHP lideriyle akşam yemeğine davetliydik. Kebap ve kanat ikram edildi. Yemek boyunca da söyleştik. Sorularla cevapları, dünkü Karar sitesi ve bugünkü gazetede okumuşsunuzdur.
Akşener'in eleştirilerine yine karşılık vermedi, kendini tutuyor, duygularını frenlemeye devam ediyor. "İpleri koparma, lâzım olur" Japon atasözüyle amel ediyor da diyebiliriz.
Masanın dağıldığı, muhalefetin toparlanamayacak kadar parçalandığı görüşlerine katılmıyor. Tekrar toplanmaları gerekeceğine inancından belli ki.
Ortadoğu ve Balkanlar'ın en hızlı gömlek değiştireni olduğu zaten söylenemezdi. Kılıçdaroğlu cephesinde değişen bir şey yok gibi. Seçim ittifaklarına da CHP'de başlattığı açılıma da kaldığı yerden devam havasında.
Değişim talepleri mi? Lider değişikliği hariç, değişime açık. Ön seçim ve daha çok parti içi demokrasi için tüzük değişikliği hazırlıyor. Ön açmaktan bunu anlıyor, tıkamayacak. Ama beklentiyi karşılar mı?
Kurultayda demokratik bir yarış çıkararak CHP'lileri memnun edebileceği fikrinde.
Partide lider sultası olmadığını gösterecek, olmaması için lider değiştirmeyi daha da demokratikleştirecek. Ve anlaşıldığı kadarıyla bir de yol haritası sunacak. Partiyi, 'güvenli liman'a ulaştırıp kendisinden sonraki lidere nasıl devredeceğine dair bir yol haritası.
Yeter mi, keser mi, değişim taleplerini karşılar mı? 28 Mayıs gecesi çıkıp kazanacağına inandığını, denemeye değer bulduğunu, elinden geleni de yaptığını ama olmadığını, sorumluluğu üstlendiğini ve yerel seçimleri de gözeten bir takvim içinde gereğini yapacağını, ön açacağını söylemiş kadar olur mu; göreceğiz.
Yerel seçim başarısına bağlı biraz da. Psikolojisini toparlayıp küskün, soğumuş seçmeni sandığa tekrar taşıyabileceğine, yeniden kazanma umudu verebileceğine güveniyor.
İstanbul'la Ankara'yı kaybetmeme, CHP'li belediyelere Bursa, Balıkesir, Konya gibi yenilerini ekleme üzerine kurulu planı. Tutarsa, 28 Mayıs'ı unutturacak bir seçim yenilgisi daha yaşatmazsa kaybı yine telafi etmez. Fakat bir kısmını kurtarabilir.
Uzun lafın kısası, 2019 şartlarına geri dönmek istiyor. Seçim stratejisinde de İYİ Parti'yle ilişkilerinde de liderliğine açılan kredide de.
CHP'li belediye başkanlarını tekrar aday göstererek, CHP'de olmayan yerlerdeyse İYİ Parti ve diğer masa partileriyle ortak aday çıkararak 2019 başarısını yakalamak, hatta büyütmek peşinde.
Yanlış yapmadığını, doğru strateji izlediğini kanıtlayacak bir teselli ödülü arıyor.
Zor yanı; Akşener ve diğerlerini de bir arada kalmaya, 2019 güç dengesini korumaya ikna etmesi gerekecek.
Daha zoruysa seçmeni, sandık stratejisine bir şans daha tanımaya ikna etmesi.
En kolayıysa artık kurultay yarışı.
İmamoğlu'yla Yavaş'ın, ikinci kez adaylığa talip olmasından mutlu, tahmin edersiniz. Bilhassa İmamoğlu'nun, yüzünü İstanbul seçimlerine çevirmesinden.
Ertuğrul Özkök, Ahlatlıbel'de perşembe akşamı bizle kuracağı gazeteci masasına güvendiğini, bizi delege ağası gibi gördüğünü sanıyordu.
Oysa yemeğin sonuna geldiğimizde hâlâ delegeler üzerindeki gücümüzü, etkimizi kullanmamızı talep etmemişti.
Baktım konuya girmeden kalkıyor... Unuttu mu diye, delegeleri ikna için bizden bir beklentisi olup olmadığını ben sordum. Gülüştük, o da güldü, kendisi halledecek anlaşılan.