Şimdilerde CHP'nin hamamına gidip kurna, düğününe gidip zurna beğenmeyen kimi muhalifler, Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü hamlesini de beğenmedi.
AK Parti kadar onlar da eski yasakçı CHP'yi özlüyorlardı, sır değil. Kılıçdaroğlu'nun diğer helalleşme açılımları gibi bundan da hiç hoşlanmadılar. Kendi kalesine gol attığını söylüyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'la iktidar medyası da aynı kanaatte. Yıllarca bunu istememişlerdi sanki, CHP'deki özgürlükçü değişimden hazzetmediler.
Bay Kemal'in, karşı tarafta başörtüsünü normalleştirmesinden çok rahatsızlar. CHP yönetimine giren başörtülüler için 'vitrin süsü' bile dediler.
İktidar, eski CHP'yi mumla aradığını epeydir saklamıyor. Din ve kimlik kavgasıyla toplumu kutuplaştırmaya, eskiden elverdiği için olsa gerek.
Artık ne hayrını gördüyse meğer AK Parti, o CeHaPe zihniyetini çok seviyormuş, değişmesini dilemiyormuş, sonradan anladı.
Kimler, kimlerle beraber Kılıçdaroğlu CHP'sine ve onun ülkeyi normalleştirmesine karşı; kadere bakın.
İktidarla müzmin muhalifleri, Bay Kemal'in bulunmaz bir pas attığında ve Erdoğan'ın onu gole çevirdiğinde hemfikir.
CHP, iktidarların kılık kıyafet dayatmasından başını örtenleri de örtmeyenleri de koruyacak bir yasa teklif etti. Kadınların ne giyip ne giymeyeceğine iktidarlar karışamasın, istismar konusu olmasın ve siyasetin tekelinden çıksın diye. Bu defteri, açılmamak üzere kapatmayı amaçlıyor.
Erdoğan, bunu Anayasa'ya yazma teklifiyle karşılık verdi. Ve el yükselterek Alevileri de kattı, hak ve özgürlüklere ilave güvenceler getirmeyi önerdi.
Kılıçdaroğlu da bir şartla her türlü desteği vermeye hazır olduklarını söyledi. AK Parti'nin önce kendi tekliflerini desteklemesi ve Aleviler dahil, hak ve özgürlükleri genişletme önerisine başka kurnaz ajandalar katmaması şartıyla.
Cumhurbaşkanı ise bunu, ret cevabı olarak aldı. Bay Kemal, iş ciddiye binince yan çizmiş gibi...
Hadi iktidarın, böyle sunmak için bir nedeni var...
Düne kadar Kılıçdaroğlu'nu; gündemi belirleyemiyor, Erdoğan'ın peşine takılıyor diye eleştirenlere ne demeli?
Kılıçdaroğlu, Erdoğan'la şeriat getirme yarışına girmiş de laiklik elden gidiyormuş gibi göstermezler mi bir de!
Takipten çıktı, ön alıyor, gündemi belirlemeye başladı, iktidarı da peşine takıyor ama yine de gözü arkada kalanlara beğendiremiyor işte.
Ağzıyla kuş tutsa da beğenecekleri yok.
Gerçek şu ki; epistemolojilerinden kopamayacak kadar ezberlerine bağlılar. Eski gömleklerine çok düşkünler, büyük bir tutkuyla üstlerinden çıkarmaya yanaşmıyorlar.
Yoksa bilmezler mi; örtünmekle örtünmeme özgürlüğünü birlikte teminat altına almak, tam da laikliğin gereğidir.
AK Partililer kadar bazı muhalifler de iktidarın hamamında kurnaya, düğününde zurnaya aşık anlaşılan.
Oysa Bay Kemal'in; ne yan çizdiği var ne de enflasyonu, pahalılığı unutturduğu.
Peki AK Parti'ye, yasakçı CHP'yi millete hatırlatma fırsatı vermek, akıllıca mıymış...
CHP değiştiği, eski CHP olmadığı mesajını; AK Parti eliyle önyargı duvarlarının ardındakilere ulaştırıyor.
Kılıçdaroğlu, ne yaptığını bilmiyor da... CHP'nin nereden nereye geldiğini, kliplerle göze sokan iktidar ve medyası mı biliyor?
HANGİSİ DEZENFORMASYON?
Dikkatli okurlardan İsmail Berber, dünkü yazım üzerine Twitter'dan bir gazete haberi paylaştı.
Haber, Sabah'ın...
Başlık ve spotlarda şunu anlatıyor: İmamoğlu'nun iddiası yalan çıktı, Pendik-Sabiha Gökçen metrosunun maliyetini belediye karşılamıyor. Aksine Ulaştırma Bakanlığı, kendi bütçesinden yaptığı metronun yüzde 95 gelirini, İBB'ye bırakıyor.
Yani devir karşılığında, sadece o hattın gelirinin yüzde 5'ini mi belediyeden kesiyor? Ve yüzde 95'ini İBB'ye bırakarak büyük kıyak mı geçiyor?
Hayır, o da değil.
Haberin içinde, doğrusu da yazıyor. İmamoğlu'nun kazandığı ilk seçimden sonra mevzuat değiştirilmiş. Yapımını Bakanlık üstleniyor, ihalesini ve sahiplenmesini İBB'ye bırakmıyor. Ama devrettikten sonra proje maliyetini, İBB'nin payına düşen toplam vergi gelirlerinden yüzde 5 kesmek suretiyle geri alıyor.
Meclis'teki düzenleme geçerse bunlardan hangisi, halkı yanıltan dezenformasyon sayılıp cezalandırılacak? Söylesinler bakalım.