Bakan Albayrak'ın ekonomiyi kötüleyenlere 'terörist' dediği ne kadar doğruyduysa...Kılıçdaroğlu'nun "Beştepe'ye giden CHP'liyi biliyorum" dediği de ancak o kadar doğru.
Albayrak, 'ekonomi aleyhine algı oluşturdukları'nı söylediği ekonomistlerle 'terörle mücadele aleyhine algı oluşturmak'la suçladıklarını bir tutmuştu. 'Farkları yok, aynı şeyi yapıyorlar' diye konuşmuştu.
CHP sözcüleri ve muhalif medya fırsatı ganimet bildi. Lafı sündürdüler ve başladılar 'vay, ekonomi kötüdür demek suç oldu ha' diye yüklenmeye.
Albayrak'ın dedikleri sorunluydu ama bu da değildi...
O sıra bu yanlışlığa nasıl itiraz ettiysem, şimdi Kılıçdaroğlu'nun söylediklerinin çarpıtılarak yansıtılmasına itiraz etmek de okura borcum.
Dün Hürriyet'te İsmail Saymaz'a konuşarak aslında ne dediğini, nasıl başka yere çekildiğini kendisi de anlattı.
Yine de bizzat kaynağından kontrol etmenizi öneririm. FOX TV'de İsmail Küçükkaya'ya canlı yayında söyledikleri sosyal medyada dolaşıyor, o videodan kendi kulağınızla dinleyebilirsiniz.
Küçükkaya, Rahmi Turan'ın 'müthiş haberi'ni soruyor. 'Doğrudur diyebilir misiniz' diye üsteliyor. Beştepe'ye gizlice gidip Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüştüğü iddia edilen CHP'li ismi tahmin etmesini istiyor...
Kılıçdaroğlu da iktidarın CHP içinden birilerilerine kanca atmaya çalıştığına dair duyumlar aldığını belirtiyor. O yüzden şaşırmadığını, böyle hamleler beklediğini dile getiriyor. Hatta bir değil, birden fazla ismin Beştepe'ye görüşmeye çağrılması ihtimalinden söz ediyor. Bunun olabilibirliğine 'doğrudur' diyor. 'Birilerini ayartarak CHP'yi karıştırmak istediklerini biliyorum' manasına laflar ediyor. Ama kimler olduğuyla ilgili tahmin yürütmeyi ve isim vermeyi reddediyor.
İkisi de duyumlar, ihtimaller ve tahminler üzerinden konuşuyor anlayacağınız.
Bakan Albayrak'ın sözleri gibi, Kılıçdaroğlu'nun ifade biçimini de sorunlu bulabilirsiniz. "Hiçbir CHP'li yapmaz" diyerek arkadaşlarına kefil olmadığı için eleştirebilirsiniz de. Size kalmış...
Fakat buradan, "Biliyorum, doğrudur" dedi, "Öyleyse çıksın açıklasın" sonucu çıkmaz.
Dün Albayrak'ın sözleri istismar edilirken dolduruşa gelinmemesi için uyarmıştım. Şimdi de tersinden bir yalan ve istismar rüzgarı estiriliyor, inanıp kapılmayasınız!
CHP sözcüleri ve muhalif medyanın Albayrak aleyhindeki manipülasyondan yararlanması ne kadar kabul edilebilirse...Kılıçdaroğlu karşıtı manipülasyondan AK Parti sözcüleri ve iktidar medyasının yararlanması da o kadar makbul.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, CHP'yi dizayn etme zannı altında bırakan 'müthiş haber', boşluk ve çelişkilerle doluydu. İlk günden 'müthiş asparagas' kokuyordu, sakatlıklarını yazmıştım.
Rahmi Turan, kaynağını "Beştepe'den iyi haber alan', iktidara yakın ve güvenilir bir dost diye tarif etmişti.
Kaynağı, başka bir gazeteci, Talat Atilla çıktı. O da kaynağını, adı kendisiyle mezara gidecek "Bir CHP'li" diye tarif ediyor. 7 yıldır konuşmadığı, görüşmediği Kılıçdaroğlu'na da haberi 'bir şekilde' doğrulattığı iddiasında.
Haberi Cumhurbaşkanlığından sızmış gibi sunanlar, altında kalınca terse çevirerek CHP'yi kaynak gösteriyor. Kılıçdaroğlu'nu, Erdoğan'a tuzak kurma zannı altında bırakıyorlar bu kez.
İlk yalanlarının dumanı daha tüterken bu manevralarına neden güvenelim?
Cumhurbaşkanlığı hakkında öne sürdükleri yalan çıkmışken CHP hakkında öne sürdüklerinin doğruluğuna niye inanalım?
Gözü kapalı üstüne atlayıp peşinen inanmamızı isteyenler, bir daha düşünsün.
Siyaseti ucuzlatma pahasına zincirleme yalana alet ve ortak olmak, yapanı yıpratmaz, itibarından götürmez mi?
Karalama siyaseti, karalama siyasetidir. Kim, kime karşı kullanırsa kullansın.
CHP liderinin iddiayı doğruladığı, önceden haberdar olduğu, Muharrem İnce'nin gittiğini bildiği sonucu o yayından ancak çarpıtmayla çıkartılabilir. Art niyetsiz mümkün değil. Zorlama yorumla bile!
Savulun 'müthiş fotoğraf' geliyor
Doğan Grubu'nun 60. yıl gala gecesine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katılacağına değinmiştim. Hilton İstanbul'daydı.
Kavga, çıktığı yerde sulha bağlanacaktı. Bu hayra alametti.
Can sıkansa Ertuğrul Özkök’ün yine artistlik yapacak olmasıydı. 29 Ekim resepsiyonunda, Beştepe'de yaptığı gibi.
FOX Haber Yayın Yönetmeni Doğan Şentürk ve Sözcü'nün başındaki Metin Yılmaz'la 'başardık, işte buradayız' havası atıp 'var mı üçümüze yan bakan' pozu kesmişlerdi. Aff-ı şahaneye uğrayarak Külliye protokolüne girmenin tadını çıkarıyorlardı.
‘Özkökgiller niye dışarıda’ dediği için dışarda bırakılanları, içerden pozlarla tekrar çatlatacaklar diye endişeye gark olmuştum.
Korktuğum olasılık gerçek çıktı, sormayın dostlar!
Kaynağım bir gazeteci. Ama çarmıha gerseler adını açıklamam, benle mezara gidecek, hiç üstüme gelmeyin.
'Müthiş üçlü'nün üçüne de davet ulaşmış. Artık iltifat-ı şahaneye tam mazhariyet kazandıklarına işaret.
Külliye onaylı, akredite davetli kadrosuna dahil olduklarını öğrenmiş bulunuyorum. Hayırlı, uğurlu olsun.
FOX Haber'in tepesindeki Şentürk ve Demirörenlerin Hürriyet'inden Özkök'le birlikte, Kılıçdaroğlu'nun 'amiral gemisi' Sözcü'yü temsilen yayın yönetmeni Yılmaz da orada.
7 Aralık'ta onlar erecek muradına, biz çıkalım kerevetine.