Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KKTC sürprizlerinden biri, Oğuzhan Asiltürk’tü.
Cumhurbaşkanlığı külliyesi ve meclis binası müjdeleri şaşkınlıkla karşılandı. Beklenti yükseltildiğinden. ‘Bu muydu’ şaşkınlığı...
Bir şaşkınlık daha yaşanabilirdi.
Kıbrıs Harekatı’nın yıldönümü kutlanıyor. Cumhurbaşkanı konuşacak ve Ecevit’le Erbakan’dan bahsetmeyecek? Müdahale kararını alanların adı, minnet ve şükranla anılmayacak?
Lefkoşa’da bayram namazı çıkışı, Ecevit’le Erbakan’a neyse ki özel bir fasıl açtı Cumhurbaşkanı.
Saadet Partili Asiltürk’ün heyette yer alması sorulunca şöyle açıkladı:
“Oğuzhan Bey tabii Kıbrıs Barış Harekatı’nın yapıldığı dönemde Erbakan Hoca’mızın en yakın çalışma arkadaşıydı ve o dönemde bu Kıbrıs Barış Harekatı’nda o da üst düzey görev almış olan siyasilerdendi. Bu ziyareti yaparken biz de Oğuzhan Asiltürk Bey’i aramıza, kafilemize katalım dedik.”
Cumhurbaşkanı, aynı sebeple başka hangi isimleri çağırdıklarına da girdi.
Sorulmadan şunları söyleyerek devam etti:
“Bunun yanında yine Hoca’mızın mahdumunu da buraya davet edelim dedik.
Aynı şekilde yine o dönemin siyasi hareketi olarak, yani o koalisyonun içinde Erbakan Hoca’mızla beraber bulunan kadrodan Temel Bey’i de davet ettik.
Yani bu davetleri yaparken hep birlikteliği, beraberliği sağlayarak burada olalım istedik.
Nitekim DSP’nin şu andaki genel başkanını da aramıza aldık. Çünkü merhum Ecevit’in şu andaki makamında bulunduğu için o da bizimle beraber.”
20 Temmuz 1974’te Kıbrıs’a harekat emrini veren hükümet, bir CHP-MSP koalisyonuydu. DSP yoktu daha. Başbakan Ecevit, CHP’nin başındaydı.
Çıkarmanın yıldönümünde, o kararı alan siyasi irade de temsil edilsin istenmiş.
Fakat CHP adına kimsenin davet edilmediği anlaşılıyor.
Cumhurbaşkanı, “Derdimiz bütün bu birlikteliği sağlamak” diye bitiriyordu sözlerini.
Bırakın Erbakan’ın koltuğunda bugün oturan Saadet lideri Karamollaoğlu’nu...”Kıbrıs fatihi mücahit Erbakan”ın mahdumu Fatih Erbakan bile düşünülmüş.
Oysa Ecevit’in “Kıbrıs kahramanlığı” sırasında oturduğu CHP Genel Başkanlığı koltuğunda bugün Kılıçdaroğlu var. Üstelik ana muhalefet lideri.
Neden dışlandı?
Kıbrıs çıkarmasının siyasi kahramanlarına vefa iddiasıyla bağdaşmıyor.
“Birlikteliği sağlama” mesajıyla da örtüşmüyor.
Sadece o değil, Meclis’teki diğer parti liderleri de davet edilmeli değil miydi?
Heyete katılmaya çağrıldılar da icabet mi etmediler?
Ne Erdoğan’ın açıklamalarında ne de tepkilerde, böyle bir bilgiye rastlanmıyor.
Hiç değilse Ecevit’le Erbakan’ın, 20 Temmuz’daki rolleri anılmadan geçilmedi. Ya o da olmasaydı!
Kutuplaşmacıların kurban öğüdü
Kurban kelimesi, Arapçadan geliyor. ‘Yakınlık’ anlamındaki bir kökten. ‘Akraba’ da aynı kökten türeyen bir kelime.
Bilin bakalım, insanlık ailesinde aslen akraba olduğumuzu, bu sebeple ‘yakınlaşmamız’ gerektiğini nasihat yollu kimler hatırlatıyor?
Bingo! Aralalarında, güya din adına nefret söylemleriyle milleti birbirinden uzaklaştıran, hatta düşmanlaştıranlar da var. Hani şu ‘sonuna kadar kutuplaşma’ naraları atanlar, kininin davacısı olanlar...
Fesüphanallah!