Asgari ücret, emekli ikramiyesi, ek gösterge, taşeronlara kadro, KYK borçları gibi popülist vaatleri Kılıçdaroğlu söyledi, iktidar yaptı.
Ama muhalefet partilerinin, ekonomiyi düzeltmek için yapısal çözüm vaatleri de var.
Geçici iyileştirme önerilerini muhalefetin elinden alan iktidar, kalıcı çözüm reçetelerini de almayı düşünmez mi?
Üstelik fikirlerini, iktidara gelirlerse yapacaklarını kendilerine de saklamıyorlar.
Mesela İYİ Parti, ekonomi kurmaylarının hazırladığı “Acil Eylem Planı”nı dün açıkladı.
Oturup bir “Ekonomide Kurtuluş Planı” yazmışlar. İlk ayağını, partinin Ekonomi Politikaları Başkanı Bilge Yılmaz slaytlarla sundu. Dosya olarak da katılımcılara dağıttılar.
Hem bugün nelerin yanlış yapıldığını madde madde belirliyorlar. Hem de hangi sırayla, nasıl düzelteceklerine dair tekliflerini ortaya koyuyorlar.
Türkiye’de nüfusun çok azı çalışıyor, karşılaştırıldığımız ülkeler arasında en kötü oran bizde. OECD ortalamasının da çok altında kalıyoruz.
İYİ Parti, “çalışmak isteyen herkese iş var, çalışmayanlarsa iş beğenmeyen nankörlerdir” demiyor.
İşsizlikten, işsizleri ve işverenleri sorumlu tutmuyorlar. Yanlış politikaları sorumlu tutuyorlar.
Geriye de nasıl çözeceklerine kafa yorup işsizlikle mücadele için bir önlem paketi tasarlamak kalıyor.
Toplantının açılış konuşmasında Akşener, iktidarla aralarındaki bu yaklaşım farkını örneklerle ortaya koydu.
Partilerine oy vermiyorsa, suçu seçmende değil kendilerinde aramaktan başlayan bir fark...
“Yediriyorsunuz, içiriyorsunuz, giydiriyorsunuz; yine de bakıyorsunuz oyunu size vermiyor” bakışından çok uzaklar.
Sadece iktidarın yaklaşımından ayrılmıyorlar. Zaman zaman muhalefet partileri, kendi içlerinde de ayrı düşebiliyor.
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç’un şu çıkışı, Altılı Masa’nın ortak söylemini yansıtmıyor sanki:
“Bugün CHP aleyhine konuşanları özellikle not ediyorum. Çünkü seçim sonrası ilk olarak ‘biz de sizdeniz’ diye gelecek onlar. Araya karışmasınlar! Bize rüzgargülleri lazım değil, değişim için çalışacak neferler lazım.”
Kendilerinden olmayanları kazanmaya çalışıyorsa yolu bu mu, yani korkutmak mı?
Bırak aleyhte konuşmayı, CHP’ye ve ortak adayına oy bile vermeyenler olacak. Onları, daha iktidara gelmeden dışlamaya başlamak, ilerisi için doğru mesaj mı?
Birlikte iktidara gelmeyi umdukları dostları, Özkoç’la hemfikir görünmüyor.
İYİ Parti de bir “Rüzgargülü Projesi”nden bahsediyor. Fakat epey farklı.
İş gücü yetiştirmeye ve katılımı artırmaya, ta ilkokuldan başlamayı planlıyorlar. Çocuklara, okullarda ücretsiz yemek vererek. Adına da “Rüzgargülü Projesi” diyorlar.
Toplantıyı, Karar’dan İbrahim Kahveci’yle birlikte izledik. Ekonomi programının detaylarını, Kahveci’nin değerlendirmesine bırakıyorum. İzlenimlerimse aşağıda.
SEÇİMLE, SANDIKTA VE DEMOKRASİ İÇİNDE
İYİ Parti lideri Akşener’in açılış konuşmasından birkaç not...
Partiler ve liderlerin, ceplerindeymiş gibi seçmenin sahibi olmadığını, baskı altındaki seçmene her yerde hatırlattığını anlattı. Korku duvarının artık aşıldığını, seçmenin çok daha özgürleştiğini de...
Seçmenin, kamp halinde hareket etmeyip bireysel bilinçle ve özgürce seçimini yapabilmesi, demokrasinin kalitesi için neden hayati önemde; bunun üstünde durdu.
Kavga siyaseti yerine centilmence rekabeti, düşmanlık dili yerine millete hizmet yarışını, rakipleri karalamak yerine çözüm projeleriyle siyaset yapmayı istiyor. Bu arzu ve özlemini, sık sık vurguladı.
Kayıkçı kavgalarına duyarlı, girmeme konusunda kararlı gördüm.
Bugünkü şahsileştirilmiş ‘kişi yönetimi modeli’ni, devlet ve millete zararı bakımından eleştirdi, değiştireceklerini söyledi. Ancak dikkatli bir dille. Önüne “seçimle, sandıkta ve demokrasi içinde” laflarını koyarak.
İktidarı seçimsiz, sandıksız ve demokrasi dışı yöntemlerle değiştirmek isteyen, parti kurup halkı ikna için il il, ilçe ilçe dolaşmaz zaten.
Yine de Akşener dikkatliydi. İktidar, muhalefet partileriyle siyasi rekabetini başka bir şeymiş; suç örgütleriyle, terörle, darbecilerle mücadeleymiş gibi gösterdiğinden. Art niyetli kara propagandalara, istismar fırsatı vermiyor yani.
Salon ve sahne düzeniyle bitireyim. Gayet şıktı.
AK Parti’nin organizasyon tekeli kırılıyor. Artık muhalefet partileri de o kabiliyette. Göz dolduran, tıkır tıkır işleyen, albenisi yüksek, etkileyici sunumları başarıyorlar.