İBB Başkanı niye Trabzon ve Rize’ye bayram çıkarması yapar?
Altılı Masa’ya, Cumhurbaşkanlığı adaylığında ‘ben de varım’ demeye mi geldi?
Gövde gösterisi için miydi?
Erdoğan’ın kalesinde asıl Kılıçdaroğlu’na mesaj vermek istediğini sananlar yanılıyor muydu? Asıl Erdoğan’a ve AK Parti’ye mi meydan okuyordu?
Ne amaçladığı, yoruma ve spekülasyona açık.
Ben amaçladığından çok, ziyaretin amaçlanmamış bir sonucunu tartışmaya daha değer buluyorum.
İmamoğlu, iktidarın İBB’yi ve yeni yönetimini terörle ilişkilendirme propagandasını teste sokmuş oldu.
Bu gizemli olay, kendisi Rize şehir meydanında toplanan halka seslenirken yaşandı. Ve muhtemelen ne o sırada ne de sonrasında haberi dahi olmadı.
Aynı meydanda yıllar önce Başbakan Erdoğan’ın da katıldığı Birinci Dünya Rizeliler Günü kutlanmıştı. Dün toplanan kalabalık, ona yakındı.
CHP ve İYİ Parti teşkilatlarının desteği gözle görülür olsa da meydan kendiliğinden kalabalıklaşmıştı. Tabii iktidarın sınavı kendiliğinden başlamadı, planlı bir korsan eylemle başladı.
İmamoğlu, otobüsün üstünden doğaçlama konuşur, meydanı selamlarken tam karşısındaki plazanın tepesinde bir pankart açıldı.
Pankartta “Kahrolsun PKK ve işbirlikçileri” yazıyordu. İmza ise VRG şeklindeydi, herhalde Vatansever Rize Gönüllüleri demek.
Fakat başta yokken birden nasıl asıldığını kimse fark etmediği gibi, orada dururken de pankartı ne fark eden ne umursayan oldu.
Rizeliler oralı değildi. O kara propagandanın hiç etkisinde kalmamışlardı. Provokatif pankart da kimseyi provoke edemedi.
Belki sırf iktidar medyasına malzeme vermek için asılmıştı...
Eğer öyleyse, foyası bugün çıkardı ortaya.
İktidar medyasında İmamoğlu’nun Rize’de şok yaşadığı, halkın terörle işbirliğine tepkisi karşısında neye uğradığını şaşırdığı filan köpürtülürdü. O pankartın, bu maksatla kullanılmak üzere asıldığı da anlaşılırdı böylece.
Bundan başka da bir işe yaramayacağı artık kesinleşti.
Zaten bu karalama işe yarasa, 2019 seçim kampanyasında işe yarardı, İstanbul bugün hala AK Parti yönetiminde olurdu.
İktidarca tepe tepe kullanıldı. Fakat muhalefete kaybettirmedi, kazandırdı.
Yakışan iftiradan korkulur. Millet inansa o gün inanır, yakıştırsa o gün yakıştırırdı.
O gün İmamoğlu’na, Yavaş’a ve Millet İttifakına yakıştırmayan, terörle işbirliğini şimdi mi yakıştıracak?
Rize’de olağan dışı bir tepkiyle, bir taşkınlıkla karşılaşmadı İmamoğlu.
Demek ki muhalefete yöneltilen terör suçlaması, testi bir kez daha geçemedi. Hatta iktidarın kalesinde bile çöktü, kimseyi ikna edemiyor.
Başarısız bir sabotaj girişimi olarak kalacak, yine boşa çıktı.
Ancak iktidar siyaseti hala medet umuyor ki ısrarla, inatla denemekten vazgeçmiyor.
LAHANA ÇORBASIYLA PİDE VE HAMSİ
İmamoğlu’nun neyle beslendiğini öğrendiğimde, sizinle de paylaşmaya söz vermiştim.
Cumhurbaşkanlığı uçağındaki en klişe soruyu soracaktım. Hani şu ‘efendim maşallahınız var, ne yer ne içersiniz, nasıl dayanıyorsunuz, bu enerjinizi neye borçlusunuz’ sorusu...
Rize Çayeli’ndeki meşhur kuru fasulyeci Hüsrev’de fırsatını yakaladım. Neyle beslendiğini tam soracaktım ki Nagehan Alçı, en çok ne yemeyi sevdiğini sordu.
Olsun, maksat hasıl oldu.
İmamoğlu da yeni lezzetlere ne kadar açık olduğunu belli eden şu cevabı verdi: Lahana çorbası, Karadeniz pidesi ve hamsi...
Bunları söylerken önünde Hüsrev’in kuru fasulyesi ve kavurma tabağı vardı.
Ben yine de uçak klişesindeki kalıba sadık kalarak soruyu baştan sordum. O da kahkahayı patlattı.
Maksat tam hasıl oldu...
Başkan’ın kahkahasına, iki yanımdaki Ertuğrul Özkök’le Nagehan Alçı, sanırım aynı hızla gülerek katıldı.
O sırada fotoğrafımızı çektiği için espriyi kaçıran Özlem Gürses’le uzakta kalan İsmail Saymaz’a ayrıca anlatmam gerekecek. Gayret benden...