İçişleri Bakanı Soylu, Peker'in sözlerinin niye kaale alınmaması gerektiğini şöyle açıklamıştı:
"Ne olduğu, kim olduğu, nereden geldiği belli biri..."
'Ne bakıyorsunuz onun lafına' yani!
Fakat Sedat Peker'in kim olduğu, nereden gelip nereye gittiği, hangi yolun yolcusu olduğu yeni anlaşılmadı. İktidar muhitiyle yedikleri, içtikleri ayrı gitmezken de biliniyordu.
Hani 'iktidarın istihbaratı kuvvetliydi, uçan kuştan bile haberi vardı, gözünden hiçbir şey kaçmazdı'!
HDP'nin neyin nesi, kimin fesi olduğunu da ancak ayran içip ayrı düştükten sonra anlamışlardı.
Parti kapatmaya da karşıydılar. Şimdi devirlerinde HDP'ye kapatma davası açılıyor.
Merkez Bankası rezervlerini nereden alıp nereye getirdiklerini anlata anlata bitiremiyorlardı.
Rezervleri 128 milyar dolara çıkarmakla övünen, bunun üstünden siyaset yapan, oy toplayan da kendileriydi.
Şimdi 128 milyar doların nerede olduğunu sorma hakkı tanımıyor, muhalefeti 'rezerv sorulur mu' diye ayıplıyorlar.
Gizli tanık ve itirafçılar güya devletin, siyasetin, iş dünyasının, futbolun bağırsaklarını temizlemekte ne zaman kullanıldı? Sonra kimi terörist, mafya, psikopat çıktı. Kim savundu o itirafları, üstünden kim siyaset yaptı?
Milat önemli o yüzden.
"Ne istediler de vermedik" denilen dönemin Cemaat'i, miladın çekildiği tarihten sonra FETÖ oldu.
Mısır'da Sisi'yle, Suriye'de Esat'la görüşülebiliyor, ABD Başkanı Biden'la diplomasiye şans vermek savunulabiliyor. Artık darbecilik, diktatörcülük ve emperyalist Üst Akıl uşaklığı değil. Yakın zamana kadar öyleydi.
İktidar, neyin ne olduğunu ne zaman anlarsa milat da o günden başlıyor.
FETÖ'de, aralarından su sızmayan dönemin ne zaman bittiği, yeni başlangıç için hangi günün seçildiği duyuruldu.
Ama Peker'de bir çağın kapanıp yeni bir çağın açıldığı gün henüz ilan edilmedi.
Milattan milada koşturulmaya devam ediyoruz. Ha babam yeni sayfalar açılıyor.
AK Partili Özhaseki geçmişte kalmış. Hala diyor ki "Tarihe kayıt düşmüş, kitaplara geçmiş, konu olmuş hırsızlıklara bakın hepsinin altında CHP vardır..."
Belli ki mesela yolsuzluk, rüşvet, soygun konularında 20 yıldır milat hiç güncellenmemiş. AK Parti'nin milat takviminde ilk gün hangi yaprak işaretlenmişse bugün de o.
Milat mühim oysa...
Peker'in lafına ne zamandan önce kulak asarsanız, çetelerden medet ummamış oluyorsunuz mesela?
İtirafçıların dediğine savcı, polis ne zamandan önce itibar ederse dış güçlerin oyununa gelmemiş oluyor?
Muhalefet, Peker'in iddialarını Meclis'e taşımak istedi. Cumhurbaşkanı, cevaben "Bunlarla kaybedecek vaktimiz yok" dedi.
İtiraf ve ifşa edilen suçlarla mücadeleye ayıracak vaktimiz ne zamandan önce vardı?
Hangi tarihten önce MB rezervlerinin durumu sorulabiliyor?
İktidara, bir değil birçok yeni milat lazım. Araya bir çizgi çekilmezse Hak ile batılı ayırmak bir zorlaşır ki sormasın Berat Bey!
Çok maaş mecburi mi?
TRT Genel Müdürü İbrahim Eren de çift maaş alıyormuş. Ama toplamı 29 bin liraya geliyor.
Yine Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş'a, PTT yönetim kuruluna atamak suretiyle ikinci maaş bağlandığı ortaya çıkmıştı.
Gerçi PTT, Varlık Fonu'na devrinden beri son iki yılda rekor zarara uğruyor. Ancak Aktaş'a buradan ödenen maaş 5 bin lira civarıymış. Milyar liradan başlayan zararların yanında lafı olmaz.
Aslında TRT ve Emniyet genel müdürlerine ek maaşla sağlanan gelir, yaptıkları görev için çok değil. Tabii yalnız bundan ibaretse. Başka zaman göze de batmazdı.
Sorun, bu ikinci maaşları kabul ederek çift ve çoklu maaşların normalleştirilmesine alet olmaları.
Almayan kalmadıysa kanıksanacak sanki.
Yüzbin liraları aşan yağlı huzur haklarının, peşkeş çekilen rantın, deve edilen kamu kaynaklarının yanında onların aldığı çok görülmez.
Fakat yatağa aç giren kalmayacak diye iktidara gelip en az çift maaş bağlanmayan iktidar bürokratı bırakmamak biraz çok oldu.
İkinci maaş teklifini geri çevireni dövüyorlar mı yahu, mecburi mi almak!