Bastıramadıkları lümpenliklerine rol model arayanlar yuvarlandı, Osman Amcalarını buldu nihayet.
Gösteri budalası hayranları, yere göğe sığdıramıyor baksanıza.
Nasıl sığdırsınlar; üstlenmediği saldırının kahramanı pozları kesmekte zorlanmıyor. Ekrem İmamoğlu’na çok görülen tebrikatı kurula kurula kabul ediyor. Rolünü sevdi, şöhreti çabucak benimsedi.
Kurum satıyor etrafa, burnu Kaf Dağı’nda bir ‘racon adamı’na dönüştürüldü, ‘hizmetinizdeyim’ selamları çakıyor, gözlerden öpüyor, tadını çıkarıyor popülaritesinin...
Ama sorguda ezile büzüle özür diliyordu Kılıçdaroğlu’ndan, iki büklüm ‘çok pişman'lık bildiriyor, elinin istemeden kazayla çarptığını söylüyordu.
Sahte kabadayılığın haza timsali yani, tam ucuz popülist şov sevenler için biçilmiş bir sirk ikonu. Al tepene çıkar, başının üstünde taşı...
Bence de heykelini diksinler, el birliğiyle azdırdıkları lümpen hırtlığının simgesi çünkü Osman Amcaları. Bu devri daha iyi temsil eden bir kahramanlık sembolü yakalayamazlardı.
AK Parti üyesi olduğu anlaşılınca apar topar disipline sevk ettiklerini açıklamıştı Sözcü Ömer Çelik. Kesin ihraç talebinin sahibi Ankara İl Başkanı Özcan fikir değiştirdi ki, ‘yiğidimizi yedirmeyiz’ sloganları atıyor.
Az şımartırlarsa ayıp ederler, lümpen hırtlığını besleyip büyütmeye onca emek harcadıktan sonra taçlandırmamak olmazdı.
Öyle mahcup mazeretlerin arkasına saklanmalarına ne gerek hem Osman Amcacıların, devir onların saadet devri.
Yok; başbakanlığı sırasında Hopa’da otobüsü taşlı saldırıya uğradığında Erdoğan’a “Rüzgar eken fırtına biçer, Hopa’da eşkıya göremedim” demiş Kılıçdaroğlu...
Yok; Hacı Bektaş etkinliklerinde Bekir Bozdağ’a yumruk atan saldırganın başını okşamış CHP’li Umut Oran...
Yok; Kayseri’deki şehit cenazesinde aldığı yumrukla Taner Yıldız’ın burnu kırıldığında “Yumruk terapisi” manşeti atmış Sözcü...
‘Suimisal emsal olmaz, kötü örnek örnek alınmaz’ demiyorum Osman Amcacılara.
CHP’lilerin geçmişte eleştirdiğimiz yanlışları, AK Partililer yapınca doğru mu olur; yerdiğiniz şeylere mi öykünüyorsunuz; eski Türkiye’nin antidemokratik taraflarına mı benzemek istiyorsunuz; dünküler bugünkü hukuk tanımazlıkları haklılaştırır mı, mazur gösterir mi diye sormuyorum.
Fanatiklere laf anlatırsın belki, militanlara anlatırsın. İdeolojik körlükle mücadele edebilirsin. Ama böyle mantıki doğrular, istismarcı lümpen bağnazlığına çağ atalatan Osman Amcacıları bağlamaz.
Soyadı ne anne ne baba tarafından tutmadığı, yakınlık
iddiasını kendisi bile yalanladığı halde, saldırganı şehidin kah amcası kah dayısı diye pohpohlamaya devam ediyorlar.
Saldırıyı, maksadı aşmış protesto eylemi gibi çekinmeden savunuyor, saldırganı saklamadan sahipleniyorlar.
Bütün il teşkilatı sıraya girip ‘hepimiz Osman Amcayız’ naraları eşliğinde hatıra fotoğrafı çektirse, ‘yakışmadı’ diyen biri çıkmayacak sanki. Suçu ve suçluyu öve öve göklere çıkarıyorlar, üstün hizmet nişanıyla ödüllendirilmesini istemedikleri kaldı bir.
Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya’yı can güvenliği açısından telaşlandıran, Savunma Bakanı Akar’ın içine ‘oradan sağ salim çıkaramama’ korkusu düşüren gözü dönmüşlük ucuz atlatıldı. Sağ çıkmayabilirdi ama çıktı, ölümden döndü Kılıçdaroğlu.
‘Ne yaptı da linç girişimine hedef oldu’ diye suçlanan Kılıçdaroğlu’nu linç ettirmeden durmayacakmış gibi bir hava var. Ekilen nefretin öfkesini biçtirmeden dinmeyecek, yarım kalan linci tamamlatmadan rahatlamayacakmış gibi...
Osman Amcalarının başarısıyla gurur duyup göstere göstere sırt sıvazlayanlardaki pervasızlığın nedir ki başka anlamı?