Hasolarla Memolar madenleri nasıl yönetiyor?

Akif Beki

Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, Candaş Tolga Işık'ın canlı yayınına çıkmış.

Soruluyor; Erzincan İliç'teki Çöpler Altın Madeni, aktif bir fay hattının üstüne mi kuruldu?

Cevap nasıl olsa beğenirsiniz... "İlk defa duyuyorum, ihbar kabul ediyorum, bunu araştıracağım" demesin mi Bakan!

Sanki Candaş Tolga, olay yerinden geçerken kazara tanık olmuş, yetkiliye aktarıyor, Bakan da ihbar kabul ediyor, aslı var mı, iddialara bakacak.

Çoktan o bilgiyi almış, Bakanlıktaki ekibince daha ilk brifingde bilgilendirilmiş olması gerekirdi.

Düşünün; dünyanın 11. altın rezervine sahibiz. Ama 3. büyük altın madeni bizde kuruluyor.

Hiçbir yerde 150 metreyi geçmeyen atık toprak yığını, bizim madende 250 metreyi geçmiş. Heyelân geliyorum, diyor ve geliyor. Göçük altındaki 9 madenciye hâlâ ulaşılamışken yeni bir toprak kayması riski de var.

Bu faciaya nasıl davetiye çıkarıldı, kimin ihmal ve kusuru oldu, âlemin en uyanığı biz miyiz, madenin kapasitesini bu kadar büyütmek niye başka ülkelerin aklına gelmiyor, onlar 50 yıl yerine 20 yılda rezerv çıkarmayı akledemiyor mu, ölümcül riskleri bile göze aldıran hangi açgözlülüktür, böyle agresif bir tamahkârlığa ne suretle izin verildi?

Konu hayati, işin içinde siyanür var, yani bütün sorular daha ilk bir saatte cevabını bulmuş olmalıydı.

Fakat Bakan Bey, madenin altında aktif fay hattı olduğu iddiasını dahi gazeteciden duyuyor. Araştıracakmış.

Kırk yıldır namaz kılıp sübhânekeyi bismillah şimdi, yeni duymak gibi.

Yalan yok; halka tepeden bakan seçkinci anlayışa karşı, memleketi Hasolarla Memoların yönetmesini savunanlardandım. Fakat böyle de değil yahu!

"Ne yani memleketin idaresini Hasolarla Memolara mı bırakacağız” lâfının izini sürmüştüm. Kim ettiyse iç fetihçiliğin kapısını da o açmıştı ama iyi ki de etmiş miydi?

Gazeteci Emin Çölaşan’ın dedesi Refik Şevket İnce’ye mal edildiğini okumuştum bir yerde.

Görünüşe göre CHP’li seçkinlerin, Demokrat Parti iktidarını aşağılamak için ettiği bir lâftı.

Oysa Çölaşan'ın dedesi, CHP’den ayrılıp Demokrat Parti’ye katılmış, üst görevler almış bir siyasetçiydi.

Bir yanlışlık söz konusu gibiydi.

“Yeter söz milletindir” sloganıyla DP saflarında seçime girmiş biri, halk iktidarını niye aşağılayacaktı ki! Pek inandırıcı bulmamıştım.

Olumsuz anlamda ilk kim kullanmış olursa olsun... Memleketi Hasolarla Memolar yönetecek, inadını ateşledi.

Devleti, kurumları ele geçirip halka açma sevdasını da bu söz kamçıladı.

İyi mi oldu, sorgulamadan edemiyor insan.

KURUM NE DİYOR TAMBURASI NE ÇALIYOR

AK Parti adayı Murat Kurum'a göre, CHP ile DEM Parti İstanbul'da anlaştı. İttifak emri de Kandil'den geldi.

Ancak iktidar propagandasının fanfar bandosu, bu hususta hemfikir değil. Ayrı telden çalıyorlar.

Biri, DEM Parti aslında aday çıkarmaktan kaytarmaya çalışmış da oyunu YSK bozmuş gibi fanfin ediyor.

Bir başkası, DEM Parti'nin İmamoğlu'na karşı ayrı aday gösterdiğini, CHP'yle ittifaka girmediğini, adayını da saatini geçirmeden vaktinde YSK'ya bildirdiğini dümdüz aktarıyor.

Birbirini yalanlayan ve çürüten bu seslerin hepsi, aynı korodan çıkmasın mı!

Murat Kurum ne söylüyor, tamburası ne çalıyor Allah aşkına!

Çok sesli koroda yok bu kakofoni. Ağız ve söz birliği yaparak önce aralarındaki uyumsuzluğu giderseler bari.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (39)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.