Hakkı hukuku arkada bırakınca

Akif Beki

İmamoğlu, İBB'ye açılan terör soruşturmasında geçmişi mi hatırlattı! Kendi döneminde yapılınca suç gibi gösterilen personel alım işlemlerinin, çok daha fazlasıyla AK Parti döneminde yapıldığını mı söyledi!..

İBB eski Başkanı AK Partili Mevlüt Uysal, cevabı yetiştiriyor. Geçmişi karıştırmasın, İmamoğlu kendi döneminin hesabını versin diye.

Kılıçdaroğlu, dinî nikahla çocuk istismarı skandalının üstüne mi gitti!..

Cevap; 2016'da uğradığı terör saldırısına karşı duruşu için Kılıçdaroğlu'na, şahsı ve milleti adına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan. Kandil'deki çocuk istismarlarına niye laf etmiyor; Kılıçdaroğlu, (daha 9 ay önce Diyarbakır'da görüştüğü) Diyarbakır annelerini niçin ziyaret etmiyor diye.

Kılıçdaroğlu'nun yeni Başdanışmanı Nuşirevan Elçi, Erbil medyası Rûdaw’a mı konuştu! Yerel yönetimlerin güçlendirilmesini mi savundu!..

Ne PKK'nın ölüm tehditlerine rağmen teröre karşı çıkmış, demokratik siyasetten sapmamış, Ecevit hükmetinde bakanlık üstlenmiş Şerafettin Elçi'nin yeğeni olduğuna bakılıyor. Ne de baro başkanlığından geldiğine, hukuktan ve meşru hak arama yollarından hiç şaşmadığına...

Elçi, Sabah gazetesince "CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun PKK'lı Başdanışmanı" ilan ediliyor. "Özerklik itirafı"nda bulunmakla suçlanıyor.

AK Parti'ye daha önce hakken bugün muhalefete yasak olan şeylerden demek ki...

2002'de, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'nı ve daha fazlasını savunarak iktidara gelen başkasıydı sanki.

2011 seçimlerinde bile merkezî yetkileri dağıtacağını, yerel yönetimleri tam yetkiyle güçlendireceğini bu iktidar vaat etmemiş, bu gazete de desteklememiş sanırsınız.

Hakkı, hukuku bir kere geride bırakmaya görün; hak, hukuk arayanları karalamaktan başka diyecek sözünüz kalmaz.

Sonuçta 'tencere dibin kara, seninki benden kara' kısır döngüsüne sokarsınız siyaseti. Hak ile hukuk, tencerenin dibindeki karaymış gibi.

ALKIŞ İKTİDARA TEPKİ TÜİK'E

Memurla emekliye enflasyon zammı, Cumhurbaşkanı'nın üst üste iki jestiyle ancak yüzde 30'a çıkabildi. O da enflasyon farkının üstüne iktidarın ekstra ikramı olarak müjdelendi.

Enflasyon düşük çıktıysa aşağı çekmekle kötü mü yaptı iktidar! Enflasyonla mücadele iktidarın başarısı oluyor, TÜİK'in değil.

Üstelik iktidar, TÜİK enflasyonundan daha kıyak tutmuş artışları.

Her halükârda alkışlar iktidara, tepkiler TÜİK'e yani.

İktidar; kendi ödeyeceği maaşlara ayrı, işverenin ödeyeceği asgari ücrete yüzde 55 gibi ayrı zam uygulamasa sırıtmayabilirdi.

Yine de memnuniyet ve teşekkürlerin iktidara bildirilmesi istenirken şikayetler TÜİK'e yönlendiriliyor.

Buraya gelineceği, yapılan hazırlıktan belliydi. 'Ömer diyeceği, ağzını büzüşünden belliydi' deyimine cuk oturur.

Hazırlığı hatırlayalım...

TÜİK'e, başkan dayandırılamıyordu. Aranan kan bulununcaya dek 2 yılda dört başkan değiştirilmişti. Sait Erdal Dinçer üçüncüsüydü.

Dinçer; 20 Ocak 2022'de, Dünya gazetesine şunları söyledikten bir hafta sonra görevden alındı:

"Enflasyon hesabında ben 84 milyona karşı sorumluyum, bir yanlışa imza atarsam 84 milyonun hakkını yemiş olurum. Biliyorsunuz, milyonlarca çalışan bizim açıkladığımız enflasyona göre zam alıyor. Şimdi o insanların adeta geliriyle oynamak, hakkını yemek... Bunu yapmam, böyle bir sorumluluk altına girmem söz konusu olabilir mi?"

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (39)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.