Konya Milli Eğitim Müdürlüğü konuya eğilmiş, STK’larla birlikte bir çalıştay toplayıp gençlerde din dışı bir tanrı inancına eğilimin nedenlerini tartışmışlar.
50 kadar İmam Hatip öğretmeniyle giriştikleri sorgulamada ilk tespitleri şu; deizm furyası İmam Hatip gençliği arasında da hızla yayılıyor. Yani tehlike büyük ve ciddi.
Son yıllarda ‘dinsiz iman’a rağbette görülen bu artışın nedenlerini bir sonuç bildirgesiyle sıralarken...
Gençleri dinden soğutan ya da uzaklaştıran şeytanı her yerde aramışlar.
Kader ve tevekkül anlayışındaki sorunlardan din diye sunulan batıl inanışlara...Müslümanlık gibi gösterilen tapınma hurafelerinden TV dizilerindeki yozlaşmanın mahrem tanımamasına ve sosyal medyada sergilenen ahlaki çöküntüye kadar...
Açık saçık yaşantıların özendirici etkisiyle çıplaklığın teşhirindeki baştan çıkarıcılık üzerinde dahi tek tek durmuşlar.
Bu alanda boy gösteren kötü örnekleri, yanlış rol modelleri gözden geçirmişler.
Her ihtimali değerlendirmişler.
Toplumda bireyselleşmeye ve özgür iradeye yönelişin payı dahil, kimi isabetli tespit ve önerilere de ulaşmışlar.
Basit bir yoldan çıkma ve sapkınlık cereyanı olarak mahkum etmemişler.
‘Ahir zaman fitnesine bağlı bir küfür istilası, dinsizleşme ve zındıklaşma’ diye kestirip atmamışlar.
Hiçbir faktörü dışlamadan anlamaya, dinsizleştirme şeytanlarını bulup çıkarmaya çalışmışlar.
Velhasıl, çoğu doğru yerde aramışlar deizme kayışın nedenlerini.
Neredeyse kadim günah keçisi ‘felek’i sorumlu tutmak bile akıllarına gelmiş, her taşın altını kaldırıp bakmışlar, fellik fellik izini sürmüşler ayartıcı iblislerin.
Yalnız...
Bakmayı ihmal ettikleri tek bir yer kalmış. O da Esenyurt Belediye Başkanı’na “Seçimi kaybedersek İslam’ı kaybederiz” dedirten şeytanın saklandığı karanlık dehliz.
***
‘Din elden gidiyorsa biz dindarlar nerede yanlış yapıyoruz’ diye kendi nefislerinde bile kusur bulmuş hocalar. Müslümanlığın yanlış temsil edilmesinin, gençleri dinden çıkaran şeytanlara ne kozlar verdiğiyle de hiç çekinmeden yüzleşmişler.
Fakat Başkan Ali Murat Alatepe’nin malum konuşmasının altındaki zaafı görememişler.
Şöyle diyordu Başkan: “Alsın benim ömrümden koysun ömrüne, gıkım çıkarsa adiyim. Bizim ona çok ihtiyacımız var, ümmetin ona çok ihtiyacı var. Esenyurt’un hiçbirimize ihtiyacı yok ama Tayyip Erdoğan’a çok ihtiyacı var. Niye var? Burayı kaybedersek Kudüs’ü kaybederiz. Hiçbir yeri kaybetmeyiz, İslam’ı kaybederiz, Mekke’yi kaybederiz. Onun için ona ihtiyacımız var. Onun için ona buradan desteği göndermek zorundayız...”
Gençleri ‘İslamsız bir iman’a sapmaktan kurtarma duyarlılığı, buradaki dehşet iticiliğe eğilmeyi nasıl unutur? Gözden kaçırılacak, atlanacak gibi mi bu ucuzluk?