Bazı ABD vatandaşları, Gazze konusunda kendi hükümetleriyle anladığı dilden konuşmaya karar vermişler.
ABD'nin anladığı tek dil de paraymış.
Herkesi, bankalardan parasını çekmeye çağırıyorlar.
Amaçları, ekonomik baskı uygulayarak Gazze'de ateşkese zorlamak.
Özgür Filistin'i savunan Amerikan vatandaşları, Biden'a seslerini bir de böyle duyurmaya çalışıyor.
İsrail'in katliamlarını durdurmak için kendi ekonomilerini durdurmayı deneyecekler.
Kampanya açtılar, kendi bankacılık sistemlerine saldıracaklar. Ekonomilerine darbe vuracaklar.
Ne yaptıklarını biliyorlar. Videolu kampanya çağrılarında, planı açıkça söylüyorlar. Hedefleri, hükümeti kitlemek.
Sen misin, halkına kulak vermeyip İsrail'i tutan! Laflarını dinlemeyen iktidarlarına, nasıl laf dinletilir, gösterecekler. Sandığı da beklemeden yapacaklar bunu, çok geç olur.
Başarırlarsa Washington da aynı yöntemle Netanyahu'ya laf dinletmekte zorlanmayacaktır. Ufak birkaç ekonomik yaptırım bile Tel Aviv'e söz geçirmelerine yetecek.
İstedikleri katılımı bulabilecekler mi, milyonlar bankalara hücum edecek mi? Büyük bir kampanyaya dönüşmesi kolay değil ama görülecek.
Yine de cesurca. Kampanya çağrıcıları, yüzlerini ve kimliklerini saklamıyor.
Şimdilik evlerinin basıldığına, hükümete darbe girişiminden gözaltına alındıklarına dair bir habere rastlamadım.
Bankacılık kanununa muhalefetten içeri alınan da duyulmadı.
Ülkelerine operasyon çekmekle, milli olmamakla, ekonomik tetikçilikle, dış güçlere çalışmakla suçlanan mı?
Büyük resmi görüp oyunu bozacak Amerikan millicileri henüz çıkmadı.
Nasılsa etkili olmayacağından, ciddiye alınmadığından mı?
Bizden uzak olsun, bazı memleketlerde sinek vızıltısına dahi göz açtırılmıyor. Çok ciddiye alınıyor bu işler. Bankacılık sistemini sarsıp sarsmadığına dahi bakılmıyor, lafı yetiyor.
Anında şöyle çullanılıyor hainlerin üstüne: Devlet dediğin, halkına laf dinletir; devlete laf dinletmeye kalkan, haindir. Boykotu da az ötede yapın, ekonomik çıkarlarımızı karıştırmayın, sonra iktidarımız zarar görür!
Fakat ne hikmetse o Müslüman memleketlerin önce devletçileri, gâvur memleketlerin önce insancılarına bayılıyor, devletlerine laf dinletme yöntemlerini ise çok takdir ediyorlar.
Tabii özenilmeyen, imrenilmeyen bir sevgi ve hayranlık bu.
Çünkü asıl destanlar; kahvecide, hamburgercide oturanları taciz ederek İsrail'i cezalandıranlarca yazılıyor. En boykot mücahidi, onlar.
Haçlı Batı'daki devasa sivil toplum eylemlerine bir aferin, bir bravo da çektiler mi, onlardan daha Gazze mücahidi yoktur.
Büyük düşünmeyi, büyük övünmek sanmaya ve görünüşte sivil toplumculuk oynamaya devam.
ABD İLE İSRAİL'E SALDIRAN DIŞ GÜÇLER
Fitch, Moody's vesair... Ne kadar uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu varsa sıraya girmiş. Bir, İsrail ekonomisinin notunu kırıyorlar; bir, ABD'nin. Ekonomileri kötü gidiyor, diye.
İsrail'i de uyarıyorlar; rahat durmazsa ekonomisi daha bozulacak, daha kötüleşecekmiş.
Bizim ekonomimize operasyon çektiği söylenen dış güç ajanları, bunlar. Hani, Üst Akıldan emir alarak saldıranlar var ya, onlar işte...
Kadere bakın; şimdi bizim yeni ekonomi ekibimizle aralarından su sızmıyor. Koptuğumuz gerçekçiliğe ve kurallı yönetime dönme çabamızı da destekliyor, hatta teşvik için notumuzu artırıyorlar.
Hayırdır inşallah, taraf değiştirmişler, artık bizden yanalar. İsrail'le ABD'nin ekonomilerine darbe vururken bize çiçek atacakları, aklınıza gelir miydi!
Hem İsrail'le ABD'ye bağlı değillerse hangi Üst Akla bağlı bunlar?
Yoksa, yoksa... Piyasa göstergeleri, ekonomilerin durumu gibi üst akıllara mı bağlılar?
Aksi halde...
Emperyalist dış güçler, Amerikan ekonomisine saldırıyor, dolara operasyon çekiyor, asıl hedef de Biden, diye düşünmek gerekir.
Siyonist küresel finans çetelerinin, İsrail'e saldırıp Netanyahu'yu düşürmeye kalkıştığını da varsayabiliriz.
Eğer bu ikisi de aklınıza yatmıyorsa bir çürük ipliğe hülya dizmişiz, demektir. Deli saçması komploları, tespih yapıp millete çektirmişler.
İsrail pusuda, Erdoğan düşerse Gazze'yi bombalayacak; o düşmeden bombalayamıyor, demek kadar absürt teorilermiş meğer.
Ya bir aydır Gazze'nin bombalanmadığına ya da Erdoğan'ın hâlâ Cumhurbaşkanımız olmadığına inanmak gibi bir şey.
Üst Akıl, Üst Akıl; gel de çengele takıl!