Saflar ayrışıyor...
Her musibeti Amerikan emperyalizmiyle savaşta olmamıza bağlayan hızlı anti-Amerikancılardan 'Sayın Trump'çılar çıkabildiği gibi...Her musibeti Amerikancılıkla cihatta olmamıza bağlamayı saçma bulanlardan da 'Ey Trump'çılar çıkabiliyor.
Yani ateşli anti-Amerikancılar, Trump’a tepkilerde ölçülü ve saygılı bir dil kullanmayı savunurken...Amerikancılıkla suçlananlar, tam tersine ırkçı ve İslamofobik bir provokatörün ‘Başkan’ dahi olsa saygı gösterilmeyi hak etmediği görüşünde.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından şöyle okkalı, Trump’ın kulaklarında çınlayacak bir ‘one minute’ gürlemesi bekleyenler, dünkü ‘Ey’ seslenişine seviniyor mesela.
Fakat AK Partili Metin Külünk’le Burhan Kuzu gibi, ‘one minute’ nidasının önde gelen bazı savunucularını tedirgin ediyor nedense, ‘Ey’ çekilmesi.
Erdoğan’ın, devamında Trump’ı ‘Sayın’ hitabıyla anması, daha rahatlatıyor onları.
Trump’a yüklenilmesine, Beyaz Saray’ın hamasi sloganlarla inletilmesine katiyen taraftar değiller.
Bilakis, reelpolitik davranmak, gerçekçi olmak, gücümüzün üstünde siyaset yapmamak ve güç dengelerini gözetmek adına, ayakları yere basan bir tutum almayı öneriyorlar.
Nerede o eskinin köpürtmecileri, duygusal patlamacıları. Ciddiye binince, sırası değil deyip yatıştırıcı, sakinleştirici, soğukkanlı değerlendirelimci olmasınlar mı!
‘ACİL EYLEM PLANI’ UYMAZ GÜRLEYİP YAĞMAYACAKLARA
Dünya ayağa kalktı, Arap Birliği’nden Avrupa Birliği’ne herkes dil döktü, Hristiyan kiliselerinden İslam alemine uyarmayan kalmadı, Papa bile şansını denedi, yapma etme dediler, yine de dinlemedi, bir kulağından girip öbüründen çıktı.
Sözle karşı çıkmanın, Trump üzerinde caydırıcı olmadığı anlaşıldı.
Esip savuranlar tepkiyi icraata dökmez de yanına kalır, hiçbir şey olmamış gibi kaldığı yerden dünyayla ilişkilerini sürdürürse, aklına eseni yapabileceği fikrinden niye caysın?
En kötüsü, Trump’a ‘bırak gürlesinler, nasılsa yağmaz bunlar’ yüzünü vermektir.
İlgi ve itibar göstermemek, hatta ‘Sayın’ demeyi de kesip tamamen yalnızlığa ve yokluğa mahkum etmek, kararını kuru kuruya yok saymaktan daha etkili olmaz mı?
Bütün dünya, Amerikan kurumlarının onu durdurmaya çalıştığını zannetse de ‘büyük oyunu görenler kulübü’, Trump’ın değil, onu durdurmaya çalışanların durdurulması gerektiği kanaatinde.
Çılgnlıklarına içeride direnenleri darbeci görüyor, Trump yerine onları hedef almaya çağırıyorlar.
Güya Trump bir iç darbeyle rehin alınmış da, bu provokasyona tehdit altında zorlanmış da, onun için anlayışla karşılanıp kurtarılana kadar yardımcı olunmalıymış da, yok daha neler...
Yerlerinde duramıyorlar, yanlış şeytanı taşlamasın diye ahaliyi illa uyandıracak, Trump’a toz kondurtmayacaklar.
Halkı ambale, abandone etme, neye inanacağını, kimin ne yana düştüğünü bilemez hale getirme pahasına...Allem kallem suçu, Trump’a atmamamızı söylüyorlar.
Sorumluluğu gariban Başkan’ın üstünden alıp Haçlı İttifakı denen Siyonist ve Evanjelist iblislerin sırtına yıkmak için çırpınıyor, kendilerini paralıyorlar.
Ardında, Kudüs krizi üzerinden el uzatarak arayı toparlama taktikleri aramayın.
Dedim ya hatlar karıştı; olayı ‘Trump iyi, etrafı kötü’ basitliğine indirgeyen propagandalarla kendine yontarak açıklamaya yarayan komplo teorileri bir bir gümlüyor.