Yurt dışına çıkanların kimi, kimsesi var. Sesleri çıkıyor. Yurt dışı çıkış harcının, 150 liradan 3 bin liraya yükseltilmesini engelleyebildiler.
Ama maaş zamlarına bakılırsa emeklinin kimi, kimsesi yok. Güçleri yetmiyor, iktidara sözleri geçmiyor.
Meclis’e gönderilen anlı şanlı reform paketine bir bakalım. Vergide adaleti ve zamlarda sosyal adaleti sağlayacağını iddia ediyorlar. Ve fakat bakalım, yakınından geçiyor mu?
Bakan Şimşek, “imkânı olan yurt dışına gidebiliyor, imkânı olmayan yurt dışına gidebilir mi? Tabii ki imkânı olup yurt dışına gidenden vergi alacağız” demişti.
İktidar fedâilerinden bir aklıevvel de Akit’te şöyle uyarmıştı:
“Maliye Bakanlığı, yurt dışı harcını burjuva dostu CHP’lilerin isteği üzerine 1.500 TL’nin altında belirlerse onlara yazıklar olsun...”
Yani tersinden itiraf ediyorlardı ki...
Türkiye Yüzyılı’nda zaten halk pencereden dışarı başını uzatamayacak hâlde. Yurt dışına sadece burjuva dostu CHP elitleri çıkabiliyor. Domuzdan kıl koparma hesabı, bu ayrıcalıklı zümreye ne kadar vergi bindirilse az.
Dolayısıyla bakmayacaktınız siz o Türkiye Yüzyılı’na girdiğimiz, kavruk Anadolu çocuklarının dünyaya nizamat vermeye başladığı, artık hor görülen halkın borusunun öttüğü anlatılarına...
AK Parti, halkın iktidarıydı ve 22 yıllık AK Parti iktidarının sonunda CHP’li seçkinlerden başka kimse yurt dışına çıkamıyordu. Yurt dışına çıkmak halkın nesineydi.
İktidara akıl satan bu zekâ küpü, “siz beyninizi nereye kiraladınız beyler; hangi asgari ücretli vatandaş, yurt dışına çıkabilir ki” diye çıkışıyordu.
Hem Şimsek’in demesine göre çıkış harçları, deprem konutlarına harcanacaktı. Toplam deprem vergileri nereye harcandıysa!
Derken rakam açıklandı, 20 kat zam beklenirken 3 kat zamlanıyor. Çıkış harcı, 150 liradan 3 bin yerine 500 liraya yükseltilecek.
Eylülden sonra belki bir daha gözden geçireceklermiş, arada bir ay var, niye şimdi değil, neden şu adaleti bir kerede sağlayamıyorlar? Kimi atlatmaya çalışıyorlarsa...
Neticede onca esip gürlemeden sonra arkasında duramadılar, yurt dışı çıkış harcında geri adım attılar. Akitçinin kafasıyla CHP’li elitler kazandı.
Peki ya emekliye gelindiğinde öyle mi, onun da kazandığını söyleyebiliyor muyuz?
Önce TÜİK’in 6 aylık enflasyonu oranında emekliye kanuni artış verdiler. Tabii kök maaş oyunlarına takılınca en düşük emekli aylığını, TÜİK enflasyonu yerinden bile kımıldatmadı. Bu kez göz kararıyla en düşüğü, 12 bin 500 liraya çıkardılar.
Daha fazla prim ödeyip alt sınırdan maaş almayan emeklilerin suçu neyse hakları yenebiliyor. Maaşları, daha az prim ödeyenlere biraz daha yaklaştırıldı. Fark azaldı, kapandığında eşitlenecekler, hepsinin en düşük emekli aylığına talim etmesi başarılacak inşallah.
Buna da kurallı yönetimle az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi... Ve az prim ödeyene az, çok prim ödeyene çok emekli maaşı vererek adaleti sağlamak, diyorlar.
Ee, çalışanlar asgari ücrette eşitlenirken emekliler asgari maaşta eşitlenmeyecek miydi? Hem de koskoca emekliler yılındayız, müsaadenizle yüzleri güldürülsün canım.
Türkiye Yüzyılı’nda, halkın iktidarında halk dışarı çıkabiliyor mu; çalışanın kimi, kimsesi var mı ki emeklinin olsun.