100 dolar alım satımından bir dolar vergi kesilecek. Dolara talebi caydırmak için düşünülmüş bir tedbir. Peki işe yarar mı?
Daha katı tedbirlere başvurulduğu zamanları hatırlayın. Taş Devri masalı değil, Özal öncesine kadar gidin yeter. Bankalara döviz işlemi izni verilen 89'dan öncesine.
Üstünde 100 dolarla yakalanmanın suç olduğu zamanlara...
Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu, o haliyle ne kadar koruyabildi lirayı?
Ekonomi yine dünyaya kapatılsa, dolarla alıp satılan ne varsa yasaklansa, döviz serbest olmasa, silah gibi bulundurma, taşıma ve kullanma ruhsatına bağlansa ne olacak? Yeraltına itmekten başka ne?
Kaçakçılığa gün doğmayacak mı yine? El altından alınıp satılmayacak mı? Gayrimeşru alem palazlanmayacak mı? Yeni Tahtakale Borsası oluşmayacak mı?
Ama göz önünde olmayacak bu paralel piyasa. Zevahir kurtarılacak mı, kurtarılacak.
Göz görmeyince, görünür göstergelere yansımayınca sorun da ortadan kalkacak mı?
Özal, halının altına süpürülmüş dağ gibi sorunlarla yüzleşmek zorunda kaldı.
İktidara geldiği ilk yıllarda, AK Parti'nin en çok yakındığı şey de enkaz devralmaktı. Çözmek yerine kayıt dışına itilip yok sayılan sorunlar yığılmıştı. Hiçbirinin beklemeye tahammülü yoktu.
Şimdi tekrar zorla bastırma, halı altına süpürme kolaycılığına mı başvurulacak?
Bu olsa olsa, hikayeyi bilmeyen bir telaşe müdürünün sıkışma anında aklına ilk gelen fikir olabilir.
Nereden nereye!
Vergi baskısıyla başlar, yasaklamaya kadar gider. Fakat ucunun nereye çıkacağı kestirilemez mi?
İşleri daha da kötüleştirmekten başka bir işe yaramaz. İnanmayan geçmişe baksın. Çok uzağa değil, yakın geçmişe.
'Filozof Ramazan'ı yıldıracak delilikler
Diyarbakır Ulu Cami avlusunun sevilen siması 'Filozof Ramazan'ın durumu netleşti.
'Kime zararı vardı, ne istediniz de deli raporu verip akıl hastanesine yatırdınız' tepkileri yükselmişti.
Savcılık açıkladı. Bir şikayet üzerine yargılandığı mahkeme, cezai ehliyeti bakımından muayenesine karar vermiş. Babasının da talebi varmış. 'Şizofreni' teşhisi konduğundan psikiyatrik tedavi alıyormuş.
Şifa dilemekten başka elden ne gelir.
Söylenecek tek şey şu; Filozof Ramazan'a el uzatan sistem, sosyal medyayı deli kızın çeyizine döndürenlere niye el uzatmaz?
Yaygara koparıyorlar. Yargı da akli dengeleri yerinde mi bakmadan, 'kamuoyu tepkisi' diye dikkate alıyor. En son 'cami hoparlöründen Çav Bella çalma' provokasyonunda yaşandı. CHP İzmir eski il yönetiminden Banu Özdemir'i hedef gösterip tutuklattılar.
Özdemir, olayın görüntülerini kınamadan Twitter'da paylaşmıştı. Dini değerleri aşağılama ve saygısızlık suçunu öven, destekleyen, onaylayan bir ifadesi çıkmadı.
Ama kınaması da yoktu. Müftülükten açıklama istiyordu.
Twitter'dan tutuklanması için gürültü kopardılar. 'Kamuoyu tepkisi' nedeniyle, halkı kin ve düşmanlığa tahrikten tutuklandı. Avukatının bildirmesine göre, sanıldığı gibi 'dini değerleri aşağılamak'tan değilmiş.
'Deli sarhoştan yılar' derler. Bir de 'sarhoş ayılır, cahil ayılmaz'...
Birleştirince, zırcahilin zırdeliyi bile yıldırıp çıldırtacağı anlaşılmaz mı?
Eğer 'deliye geçit yoklatmak' gibi bir ön açma hizmetinde kullanılmıyorlarsa, zırcahillikten bir dengesizliğe vurma hali de yoksa...Bunların lafıyla hareket etmeden önce, yargının akıl sağlığı raporu istemesi gerekmez mi?
Deli deli esip gürlemelerinden şüphelenilip bir bakılmaz mı? Ya muvazeneleri bozuksa, akılları zıvanadan çıkmışsa!