Köyden beldeye geri çevrilmişti; Çankırı-Dodurga belediye seçiminde AK Parti, oyların yüzde 87'sini aldı. Tamamını değil.
Transfer edilen imkan ve seçmene bakılırsa Cumhur İttifakı, yüzde yüzünü de alabilirdi, hatta almalıydı.
Niye alamadı?
AK Parti bunu sormuyor, sorgulamıyor mu sizce?
İş makineleri, kepçeler, otobüsler yığılmış köy meydanına.
Sembolik bir zafer ve moral arayışındaki iktidar, var gücüyle yüklenmiş.
1411 seçmeni tek tek markaja alıp iknaya uğraşmış.
Sevilen, tabanı olan muhtarı, aday göstermiş.
Kaymakamı, başkanlığa geçici kayyum atamış.
Yani iktidar, sahaya tamamen hakim.
Yağdırmaya, ihya ve abat etmeye başlamanın karşılığı ise 979 oy. Hakkı bu muydu?
Cumhur İttifakı, potansiyelinin altında kalmış.
Avuçlarının içindeki yerde, 400 bilmem kaç kişinin oyunu, ne yaptı ne ettilerse sandığa taşıyıp kazanamamışlar.
AK Partililerin zafer coşkusu, yine de anlaşılabilir.
Doğru; İstanbul'la Ankara'yı kaybettikten sonra Dodurga'yı kazanmak, hiçbir partiyi avutmaya yetmez.
Fakat 2019 yenilgisinden sonra havayı döndürdüklerine, rüzgarı tekrar arkalarına aldıklarına delaletmiş gibi yansıtabilirler.
Başkası da olsa psikolojiyi toparlamak için aynısını denerdi.
Ayrıca eminim, firelerin muhasebesini de kendi içlerinde yapıyorlardır.
Bakmayın siz; öyle "en anlamlı anket seçimdir, Dodurga anketine göre oyumuz yüzde 87, herkes anlamıştır artık" dediklerine.
Oylarının oralarda dolaşmadığını, herkesten iyi biliyorlardır.
İslam Ansiklopedisi'nde, Dodurga'nın "ülke alıp yönetmek" anlamına geldiği yazıyor diye...
2023 seçimlerini kesin olarak AK Parti'nin kazanacağına manevi işaret sayıyor değillerdir.
Dünya hakimiyeti teorileri, şurayı alanın burayı da alacağını söylüyor diye...
Dodurga’yı alanın, Türkiye’yi de alacağına maddi işaret addedecek halleri yok.
"Bütün alametler belirdi, yaşasın, demek 2023 AK Parti'nin" havası estirmeleri, rahatladıklarındandı sanki.
Bu işaretlere güvendiklerini, gerçekten inandıklarını düşünmüyor herhalde kimse.
Neyin ne olduğunu hiç bilmez olurlar mı!
Dodurga'yı, kamuoyu oluşturmak için kaldıraç olarak kullanan, sadece iktidar değil bu arada.
Altılı Masa'ya mesaj çıkarmak için, sinekten yağ çıkarmaya soyunan muhalifler bile görülüyor.
Dodurga'da, seçimin sanıldığı gibi çantada keklik olmadığına dair dersler buluyorlar.
Ceketimizi koysak alırız zanneden, rehavete kapılan mı vardı!
Zaten hangi seçim çantada kekliktir ki? İktidar da muhalefet de farkında olmaz olur mu?
İster taraftarlarını sevindirmek, ister silkelemek için olsun, Dodurga'ya bu kadar anlam çok. Yapmayın Allah'ınızı severseniz.
MARMARAY'DA TEK BAŞINA BİR BAKAN
İktidar elitleri, halkla yalnızca saz çalıp şarkı, türkü söyleyerek, klip filan çekerek bağ kurmuyor.
Temas için halkın arasına karıştıkları da vaki.
En son Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu, Marmaray'a binmişti.
Bu halkla ilişkiler faaliyetinin görüntüleri paylaşıldı.
Tebdil-i kıyafet etmemiş. Açık kimliği, takım elbisesi ve bütün ciddiyetiyle ayakta duruyordu.
Ne yalan söyleyeyim, girişimini sempatik buldum.
Fakat kabindeki yolcular nedense benle aynı fikirde değil gibiydi. Onlar da Bakan Bey de çok yabancılık çekiyordu, her hallerinden belliydi.
Kaynaşmayı, konuşmayı bırakın; buz kesmiş bir havada birbirlerine kesik atıyorlardı.
Oturanlardan bir kadın, kadrajın dışına doğru yerinden kayıyor...
Ayaktaki bir adam, görüntüye girmemek için mi, açıyı kapatmamak için mi, nedense kenara çekiliyor...
Gözlerini kaçıranlar, alttan alta çaktırmadan o yana bakanlar vesair...
Yolcuların da Bakan Bey'in de üstünden atamadığı bir çekingenlik mi desem, ne yapacağını bilememek mi...Şaşkınlıktan donakalmış gibi tuhaf bir gerilimleri vardı. Adını koyamadım.
Koruma çemberinin dışında halkın arasına karıştığı için, Bakan Bey'i kutluyorum.
İlk deneyim tatsız geçti diye sakın vazgeçmesin. Biraz çalışarak, bu iletişimsizliğin nedenlerine biraz kafa yorarak çok daha iyi sonuçlar alabilirler.