Madem kendi enflasyonumuzu hallettik, hamdolsun sıra Avrupa’daki enflasyonla mücadeleye geldi...Diğer dertlerimiz bitti, bir Batı’daki pahalılık kaldı...Ki artık dünyadaki boş rafları, kuyrukları dert ediyoruz...
Düzeltecek adaletsizliği, mücadele edecek haksızlığı dışarıda aramaya başlamadan önce iktidar, şu vergi adaletimize de bir el atsaydı ya!
Hukuk adaletimizin hali ortada da vergi adaletimizin durumu ondan çok mu hallice?
19 yılda 10 kez getirilen ‘vergi affı’ düzenlemeleri değil sadece sorun.
Sonuncusu bu yıldı. ‘Vergi borçlarını yapılandırıp cezalarını silen her düzenleme, vergisini aksatmadan ödeyenleri cezalandırmaktır’ eleştirilerine yine kulak asılmadı.
Dürüstlük, yine enayilik yerine kondu.
Yetmedi; vergi adaleti, geçen ay başka bir tarafından daha bozuldu. Sosyal medya fenomenlerine, gelir vergisinden muafiyet tanındı. 640 bin lirayı geçmeyen gelir diliminden yalnızca yüzde 15 stopaj kesilecek.
Asgari ücretli bile daha fazlasına tabi. Yıllık 36 bin liralık maaşın 24 bin liraya kadar olan kısmına yüzde 15 uygulanıyor. Kalan 12 bin lirası yani son 4 maaş ise yüzde 20’lik vergi diliminde.
Ücretlilere, sabit gelirlilere ayrıcalık getirildiğini, vergi şefkati gördüklerini duydunuz mu?
Sağ olsun idare, vergi cenneti sakinlerine ilişmeyip tuttuğunu sağdığı için aylıkçılara hiç kaçış yok, gözlerinin yaşına bakılmıyor.
Parasını sosyal medyadan kazanmayanlara da ayrı haksızlık. Vergi kaçırmaz ya da vergiden kaçınmazlarsa tabii.
640 bin liralık dilimde gelir vergisi, yüzde 30’a yükseliyor. Gelir aynı ama fenomenlerin iki katı vergi ödüyorlar, günahları ne, başları mı kel!
Buraya kadarı hiç komik değil, farkındayım. Ama kabul edin ki bunların, vergi adaletini sağlamak adına yapılması epey komik.
Mesela fenomenlere vergi kolaylığını da içeren paketin kamuoyuna şu sunuluşuna bakın; bakalım sizi de bir gülme alıyor mu, almıyor mu:
“AK Parti milletvekilleri, mükelleflerin vergiye uyumlarını gözeten, vergi güvenliğini artıran, sosyal adaleti ve rekabet ortamını güçlendiren değişikliklerin hayata geçirilmesi için çeşitli vergi kanunlarında değişiklikler yapılmasını içeren kanun teklifini, Meclis Başkanlığına sundu.”
Ha, bu arada vergi, harç ve cezalara uygulanacak yeniden değerleme oranı da belli oldu. 2021’de yüzde 9,11 iken, 4 katlık bir artışla 2022 için yüzde 36,2’ye ulaştı.
Vergi, harç ve cezalardaki zam oranın nasıl bulunduğunu biliyorsunuz. Her yıl ekim ayında TÜİK’in ÜFE verilerine göre hesaplanıyor.
İdare, kendi alacaklarındaki senelik artışları bu enflasyona göre belirliyor. Memurun, emeklinin maaşını ise öbür enflasyon üstünden arttırıyor.
Marketlerdeki fiyat zamlarının fahiş olup olmadığı da öbür enflasyona bağlı.
Yeniden değerleme ölçüsü tek değil değişiyor.
Fakat Allah var, sloganı gayet hoş, ‘daha adil bir vergi dünyası mümkün’.
Böylece kendimizinkini hallettiğimize göre Avrupa’daki enflasyonu düzeltmekle uğraşsak yeridir artık.
Cumhurbaşkanlığı konvoyu Glasgow'a taşındı mı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Glasgow’daki İklim Zirvesi’ne gitmekten niye vazgeçtiğini şöyle anlatmıştı:
“Talep ettiğimiz güvenlik protokolü standartları vardı. Ancak bize bunların son anda karşılanamayacağı söylendi.”
“Son anda” derken, makam araçlarının kargo uçaklarıyla Glasgow’a indirilmesinden sonraki bir an mıydı?
İskoçyalılar, konvoyu görünce mi Glasgow’a fazla gelir diye itiraz etti, bilmiyoruz.
Ama “Bunu kabul edemezdik. İlgili birimlerimiz net bir duruşla görüşmelerini sürdürdü” sözlerinden, mücadelenin çetin geçtiği anlaşılıyor.
İngiltere Başbakanı Johnson da devreye sokulup çözemeyince seyahatin iptal edildiği, Cumhurbaşkanı’nın verdiği detaylarda var.
Vazgeçildiğinde araç konvoyumuz ordaydıysa boşa gittiler demektir. Gidiş-dönüş operasyonu maliyetinin çöpe atıldığı bir planlama hatası yaşandı mı? Bu detay yok.
Amenna: “Nihayetinde bu sadece kendi güvenliğimizle ilgili değil, ülkemizin itibarıyla da ilgili bir meseleydi. Biz milletimizin itibarını korumakla mükellefiz. Hiçbir yerde ülkemizin saygınlığına, izzetine halel gelmesine müsaade etmeyiz. Daha adil bir dünyayı ancak eşitlikçi bir yaklaşımla kurabileceğimizi de böylece bir kez daha göstermiş olduk.”
Fakat kişi başına gelirimiz başkalarınınkinden geri kalırken...Devlet büyüklerimizin konvoyu, başka devlet büyüklerininkinden geri kalmayınca itibarımız korunuyor mu?
Sonuçta ülkelerin itibarı, yöneticilerinin konvoy forsundan önce vatandaşlarının milli geliriyle, alım gücüyle ölçülüyor.
Cumhurbaşkanı başka detaylar verdi de yazılmadı mı, dinleyenlerden biri anlatsa da muamma çözülse.